Fransız okullarına gerici dayatma
MEB ile Fransız okulları arasında ‘din dersi’ dayatması üzerine anlaşma sağlanamazsa Türkiyeli öğrenciler, Türk okullarına nakledilecek. Eğitim Uzmanı Taştan, “Yaratılan kriz öğrencilerin eğitimine mal edilecek” dedi.

Bahar GÖNÜL
Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) Fransız okullarına müfredatta bulunan ‘din dersi’ dayatması giderek büyüyor. Ülkede eğitim veren okullarla ilgili MEB ile Fransa Büyükelçiği arasında yaşanan anlaşmazlık eğitim krizine dönüştü.
Bakanlığın, Charles de Gaulle ve Pierre Loti Fransız okullarında Türkiyeli öğretmenler tarafından din kültürü ve ahlak bilgisi dersi verilmesine ilişkin dayatması sürerken Fransa’nın Ankara Büyükelçiği, MEB’in kendilerine sunduğu anlaşmanın imzalanmaması halinde okullarına Türkiyeli öğrenci alınamayacağını açıkladı. Yapılan açıklamaya göre, halihazırda okullarda eğitim gören öğrencilerin ise başka okullara nakledileceğine ilişkin nota verildiğine dikkat çekildi.
Fransa Büyükelçiliği, yaptığı açıklamada iki hükümet arasında bir anlaşmaya varılması amacıyla Türkiyeli yetkililer ile bir süredir görüşmeler yapıldığını belirtti. Aynı zamanda önceki gün Fransız Yurtdışı Eğitim Ajansı ve Fransız Milli Eğitim Bakanlığı’nın da katılımıyla, Fransa ile Türkiye Dışişleri Bakanlıkları arasında bir video konferans toplantısı gerçekleştirdiklerine dikkat çekildi. Açıklamaya göre Paris’ten gelen bir heyetin MEB ile görüşme yapmak üzere Türkiye’ye gelmesi için ziyaret düzenledikleri bilgisi verildi.
ZORUNLU TUTULAMAZ
1973’te laik eğitime uygun olmadığı için kapatılan azınlık okullarının ülkedeki yasalara uygun hareket edeceği yönünde şartları kabul etmesiyle tekrar eğitime başladıklarını anımsatan Eğitim Uzmanı Ali Taştan, “Türkiye’deki müfredata, uygun hareket etmeleri gerekiyor ve Anayasa’da din dersi zorunlu. Ancak, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) karalarında din derslerinin zorunlu tutulamayacağı belirtiliyor” dedi.
Taştan, “Milli Eğitim Bakanlığı'nın ‘Oradaki öğrencilerin kaydını silerim’ gibi bir yaptırımı doğru değil. Ancak okulun da bu ülkedeki mevcut yasalara uyması gerekiyor. Öte yandan baktığımızda da AİHM kararları doğrultusunda din derslerinin zorunlu olmayacağıdır. Okulların MEB’in müfredatına uyması gerekir ancak din derslerinin zorunlu tutulmaması gerekiyor. Eskiden din dersleri bütün dinleri kapsıyordu ancak AKP iktidarıyla din dersleri içeriğinin tamamı İslamiyet üzerine oldu. Okulların mevcut yasalara uyması gerekiyor ama bir yandan da AİHM kararları söz konusu. İki farklı uygulamanın tartışılması gerekiyor” ifadelerini kullandı.
KRİZ EĞİTİME MAL EDİLECEK
Yaratılan krizin öğrencilerin eğitimine mal edilmemesi gerektiğine dikkat çeken Taştan son olarak şunları söyledi: “MEB’in, eğitime devam eden öğrenciler için bir ara geçiş formülü bulması gerekir bunu yasal olarak yapabilir. Öğrencilerin gelişimine, psikolojik durumuna, sosyal gelişimine dikkat etmek gerekir. Eğitimle ilgili birçok sorun yaşanırken MEB, Fransız okullarındaki öğrencileri mağdur etmek üzere bir politika izliyor. Bizim okullarımızdaki akademik başarı, nitelik ortadan kalktığı, eğitim zedelendiği, bilimsel, laik eğitime ulaşılamadığı için bu tür vakıflara ya da özel okullara gidiliyor. 2 bine yakın yasadışı açılmış tarikat okulları var. Çocuklara devlet okullarında nitelikli eğitim verilmiyor. İnsanlar laik eğitimi parayla satın almaya başladı. Yüzlerce sorun varken MEB ayrıntıda kalmış bir meseleyi konuşuyor. MEB, bu okullarda okuyan öğrencileri mağdur etme üzerine kurulu bir eğitim politikası izliyor.”