Fukuşima faciasının faturası yurttaşa kesiliyor

Nilgün Ercan*

Fukuşima nükleer sahası ve dış sahanın temizlenmesinin maliyeti 330-760 milyar ABD Doları düzeyine ulaşabileceği öngörülmüş olup, ortaya çıkacak maliyetlerin büyük bölümünün sonuçta yurttaşların sırtına yükleneceğinin hemen hemen kesin olduğunu tahmin etmek zor değil.

Japonya’daki Fukuşima Daiichi Nükleer Santral felaketinin üzerinden on yıl geçmiş bulunuyor. Nükleer felaketin gerçekleşmesinden 9 ay sonra santralın işletmecisi olan Tokyo Electric Power Company (TEPCO) santral enkazının sökülmesinin 30-40 yıl alacağını belirtmiş, Japon halkına 2041 ve 2051 yılları arasında sahanın eski haline döneceği söylenmişti. Buna karşılık nükleer santral enkazının kaldırılması hâlâ büyük sorunlarla ve belirsizlikle karşı karşıya.


Greenpeace Doğu Asya’dan Shaun Burnie tarafından, daha önce santralın yapımı sırasında sahada görev almış olan bir mühendisin analizlerine dayanarak hazırlanan Mart 2021 tarihli bilgilendirmeye göre, TEPCO ve Japon hükümetinin planlarının büyük sorunlar taşıdığı, orta-uzun dönemli stratejik planın hedeflerine belirtilen zaman çizelgesi içinde ulaşılmasının mümkün olmadığı belirtilmekte; söz konusu uzmanın, gerçek durumun kabullenilerek sahanın nükleer atık depolama sahasına dönüştürülmesi yönündeki görüşüne yer verilmektedir.

BELİRSİZLİK SÜRÜYOR

Citizen’s Nuclear Information Center adlı kuruluşun internet sitesinde 11 Şubat 2021’de yayımlanan, Japon Atomik Enerji Topluluğu’nun Temmuz 2020’de yayımlanan “Uluslararası Standartlar Açısından Atık Yönetimi” başlıklı raporuna dayanarak verdiği bilgiye göre, altı ünitesi olan ve üç ünitesinde çekirdek erimesi meydana gelen santraldan, su arıtma, atık arıtma ve depolama tesisleri ile diğer tesislerden ve sahanın restorasyonundan çıkacak olan radyoaktif atık miktarının 7 milyon tonun üzerinde olacağı tahmin edilmektedir. Makalede, atıkların sınıflandırılması konusunda bir açıklama olmadığına ve radyoaktif olmayan atıklara dair sınıflandırmanın eksik olduğuna dikkat çekilmektedir. Daha önce 2021 yılı başında kullanılmış yakıtın çıkarılmasına başlanması planlanmakla birlikte, İngiltere’de imal edilecek olan ekipmanın yapımının pandemi sürecine bağlı olarak aksaması nedeniyle şimdiden bir yıl erteleme meydana gelmiştir. Eriyen yakıtın beton ile reaksiyonu sonucunda kaya kadar sert corium (çekirdek erimesi sonucunda oluşan lava benzeyen madde) oluşmuştur. Bu konuda inceleme yapılması gerekli olmakla birlikte yoğun radyasyonun neden olduğu sorunlara bağlı olarak çalışma imkansız hale gelmektedir. Dolayısıyla kullanılmış yakıtın çıkarılması işleminin açıklanan yol haritasıyla uyum sağlaması mümkün görülmemekte, sökme işleminin nasıl ele alınacağının da belirsiz olduğu eklenmektedir.

AMAÇ MALİYET DÜŞÜRMEK

Nükleer enerjinin geleceği için bir yandan küçük, modüler reaktörler üzerinde durulmakta olup, diğer yandan kazaya daha toleranslı yakıt çubukları (Örneğin ABD’de yakıt çubuklarının çevresindeki zirkonyum alaşımlı kılıfların krom ile kaplanması gibi) geliştirilmesine kadar araştırma çalışmaları sürdürülmektedir. Fizik Dünyası internet sitesinde bu çalışmalar aktarılmakta, ancak karşı uzman görüşlerine de yer verilmektedir. Union of Concerned Scientists Nükleer Enerji Güvenliği yöneticisi, bu çalışmaların başta kulağa hoş gelmekle birlikte sonuçların hayal kırıklığı yarattığına, herhangi bir kaza sırasında müdahale süresini birkaç saat arttırmanın güvenlik açısından önemli bir fark oluşturmayıp sadece ufak bir yarar sağlamakla sınırlı kaldığına, daha da önemlisi ABD’de sanayinin bu çalışmalar sonucunda güvenliğin iyileştirilmesi fikrinden uzaklaşarak esas olarak işletme maliyetlerinin düşürülmesine odaklandığına dikkat çekmektedir.
Fukuşima felaketi evlerinden uzaklaştırılan ve çoğunluğu geri dönmeyen on binlerce insanın yaşamını etkilemiştir; sahada temizleme çalışmalarında çok sayıda işçi son derece ağır koşullarda çalışmaktadır. Nitekim nükleer felaketin 4. yılında World Information Service on Energy (WISE) sitesinde yayımlanan haberde, o tarihlerde sahada yedi bin işçinin çalıştığı, temizleme çalışmaları sırasında ölümlü olanlar da dahil iş kazalarının arttığı, ücretler konusunda işçilere verilen sözlerin tutulmadığı, sahanın temizlenmesi konusunda çıkan sorunlarda hükümetin sorumluluğu TEPCO’ya, TEPCO’nun da müteahhit ve alt müteahhitlere attığı yer almaktaydı.

Japon Ekonomik Araştırma Merkezi tarafından 2019 yılında, Fukuşima nükleer sahası ve dış sahanın temizlenmesinin maliyetinin 35-81 trilyon Yen (330-760 milyar ABD doları) düzeyine ulaşabileceği öngörülmüş olup, ortaya çıkacak maliyetlerin büyük bölümünün sonuçta vergi verenlerin-yurttaşların sırtına yükleneceğinin hemen hemen kesin olduğunu tahmin etmek zor değildir.

RİSKLER GİDERİLEMEDİ

Fukuşima felaketinin de gösterdiği üzere, güvenlik ve bunların yanı sıra öngörülemeyen riskleri ve bunlara bağlı olarak insan yaşamı ve sağlığı başta olmak üzere toplumsal, çevresel, ekonomik etkileri itiraz edilemeyecek kadar açık olan nükleer santralları, sadece karbon salımı fosil yakıtlara göre az olduğu için iklim değişikliğine karşı çözüm, hatta daha ileri giderek temiz ve çevreci bir enerji türü olarak ilan etmek, bu santralların taşıdığı devasa risklere gözleri kapamak ve halkı yanıltmak anlamına gelmektedir.

* Kimya mühendisi/ TMMOB Nükleer Santralları İzleme Komisyonu Üyesi