Fulham, enfes mahallenin siyah beyazı. Belki onların da başı Kiricoho totemiyle derttedir

Geçenlerde Twitter âleminde Harun Gündüz 1980’lere dayanan müthiş bir futbol hikâyesi paylaştı meraklısına, izniyle anlatmadan geçmeyelim. Şampiyonlar Ligi maçında Borussia Dortmund Sevilla karşısında… Alman takımının Haaland ile kullandığı ilk penaltı esnasında Sevilla kalecisi Bono penaltıyı kurtarmadan önce Haaland’a “Kiricocho!” diye bağırır. Haaland ikinci penaltıyı gole çevirince Bono’ya koşar ve kalecinin kulağına “Kiricocho!” diye haykırır. Maçtan sonra kelimenin anlamını soranlara, “Ne anlama geldiğini bilmiyorum ama ilk penaltıda bana söylediğini, ikinciyi gole çevirince ona hatırlattım!”

Kelimenin hikâyesi ilginç, Arjantin’i Dünya Kupası şampiyonu yapan Carlos Bilardo antrenörlüğünün ilk yıllarında Arjantin 1. Lig takımı Estudiantes La Plata’yı çalıştırırken takımın antrenmanlarını izlemeye Estudiantes taraftarı “Kiricocho” lakaplı bir çocuk gelirmiş. Ancak çocuğun her antrenmana geldiği gün takımdan biri gizemli bir şekilde sakatlanırmış. Batıl inançları güçlü Bilardo bu durumdan yararlanmaya karar vermiş. Kiricocho rakip takımlar stada geldiğinde onları karşılamaya başlamış. Estudiantes o yıl, 1982’de Birinci Lig şampiyonu olmuş ve tüm sezon evinde sadece bir maç kaybetmiş. Estudiantes’in kaybettiği tek maç Boca Juniors maçı olmuş. Boca Juniors o gün özel güvenlik alarak Kiricocho’yu takımın yanına yaklaştırmamış ve galip gelmiş. Zaman içinde İspanyolca konuşan futbol dünyasına yayılmış lanetli Kiricocho’nun öyküsü; taraftarlar ve oyuncular, rakip oyuncunun talihsizliğini dilediklerinde Kiricocho’nun adını söylemeye başlamışlar. 1990’ların başında Bilardo’nun Sevilla’yı çalıştırdığı zamanlarda, rakip oyuncu penaltı kullanırken Estadio Ramon Sanchez-Pizjuan’ın tribünleri “Kiricocho!” hep bir ağızdan diye mırıldanırmış...

Bu hikâyeyi Premier Lig’e uyarlarsak, sezon başında üç maçta kaçırdığı penaltıları gole çevirmiş olsa muhtemel küme düşme potasının üzerinde olurdu Fulham, enfes mahallenin siyah beyazı. Kim bilir belki onların da başı Kiricoho totemiyle derttedir! Ancak son maçlarda yükselişteler, son beş maçlarından sadece birini kaybederken o maçlardan 8 puan çıkardılar. Son yedi maçın beşinde kalelerinde gol görmediler. Ancak ligin açık ara lideri Manchester City’e karşı şansları tutmuyor, rakibe karşı son 10 maçı kaybettiler, kazandıkları son maç 2009 Nisan’ında, Ethiad Stadı’nda. Bu sezon Craven Cottage’de sadece iki maçtan üç puanla ayrıldılar, evlerinde sezon boyunca sadece 8 gol buldular, ev karnesinde ligin en zayıf takımı…

4-3-1-2 dizilişinde Fulham, ileri uçta Cavaleiro, Lookman ikilisin arkasında Lemina. Manchester City alışılmadık formasyondaki misafir takım rakibin baskısı karşısında oyun kurmakta zorlanıyor. Topa yüzde 44 oranında sahip olduğu, rakip kaleyi bir kez yokladığı devreyi golsüz kapatıyor Fulham.

2. devreye golle başlıyor Manchester City, 47’de duran top organizasyonunda Cancelo soldan ceza sahasına enfes kesiyor, rakip savunmanın müdahale edemediği topa dokunarak takımını öne geçiriyor Stones, savunmacının bu sezon ligdeki 5. golü. 56’da fark ikiye çıkıyor, Fulham yarı sahasında Cavaleiro, Andersen anlaşmazlığı, top Jesus’da kalıyor, kaleci Areola’yı geçip farkı ikiye çıkartıyor 9 numara. Arka arkaya gelen goller direncini kırıyor Fulham’ın, dört dakika sonra savunmada Tosin ceza sahasında Torres’i düşürüyor, penaltıyı gole çeviren Aguero farkı üçe çıkartıyor, 10 numaranın bu sezon ilk golü. İkinci yarının başında kalesinde gördüğü golden sonra oyundan düştüğü maçı üç farkla kaybediyor Fulham. Siyah beyazlıların iç saha karnesi düzelmek zorunda, aksi takdirde onları Kiricocho totemi de kurtarmaz…