Futbol şehrinin tanrısı...

İngiltere’nin kuzeybatısında, tarihi Liverpool şehrinde, yüksek işsiz nüfusu ve suç oranı ile nam salmış, yoksulluğun kol gezdiği umutsuz bir mahalledir Toxteth. Şehir merkezine taş atımlık mesafede, geceleri pek tekin olmayan sokakları, berbat görünümlü sosyal konutları, bakımsızlıktan yıkılmaya yüz tutmuş binaları, geleceğe dair umudunu yitirmiş sakinleri ile o futbol şehrinin “aşağı mahallesi” konumunda nicedir yardım elinin uzatılmasını bekler...

Bu yazıya ilham kaynağı olan o müthiş futbolcu, takvimler 9 Nisan 1975’i gösterirken o fakir mahallede dünyaya gelmiş. Annesi ile babası evlilik akdine imza atmamış, hatta hiç birlikte yaşamamış olsa da o bu durumu hiç yadırgamaz. O günleri, “Yaşıtlarımın tek evi varken, benim hep iki evim oldu” diye açıklar. Çocukluk yıllarında sevdalısı olduğu takımın, Everton’un maçlarını kaçırmaz, hemen her maçta Goodison Stadının tribünlerinde yerini alırmış. İlkokul yıllarında, okulun takımı Thorvald ile sahaya çıkarken, 10 yaşında okullar arası turnuvada Liverpool scoutu Jim Aspinall’in dikkatini çeker ve Liverpool FC’nin minik takımlarında haftada bir antrenmana çıkmaya başlar. 1991 senesinde, Liverpool akademisine giriş yaparken, 17. yaşını doldurduğu gün takımla profesyonel sözleşme imzalar…

Kırmızılı takımla ilk maçına 22 Eylül 1993 tarihinde bir Lig Kupası maçında, Fulham karşısında Craven Cottage Stadında 3-1’lik galibiyeti getiren gollerden birini atar. Anfield Stadında oynanan rövanş maçında kaydettiği beş golle bir maçta beş gol atan 4. futbolcu olarak kulüp tarihine geçmiştir. Ligdeki ilk golünü 16 Ekim 1993 tarihinde Oldham Athletic karşısında kaydeder. O sezon, oynadığı tüm maçlarda 18 golle ligde Ian Rush’un ardından takımın 2. golcüsü olarak yerini alır. Kötü bir sezon geçiren Liverpool ligi 8. sırada bitirmiş, teknik direktörleri Graeme Souness takımdan ayrılmış, yerine gelen Roy Evans yeniden yapılanma peşindedir. O dönem İngiltere U-21 takımına seçilen golcü, Kasım 1993’te San Marino karşısında ilk milli golünü kaydeder.

1994–1995 sezonunda, Liverpool’un tüm maçlarında forma giyerken, Lig Kupası finalinde Arsenal karşısında dört buçuk dakikada hat-trick yapar. Yeşil sahalarda o güne kadar görülmemiş rekoru günümüze kadar kırılamamıştır. O sezon Aston Villa, Ipswich Town, Chelsea ve Norwich City maçlarında hat-trick yapar, o ve ondan sonraki sezon “Ada futbolunun en iyi genç futbolcusu” ödülünü kazanır. Liverpool’da geçirdiği ilk üç sezonunda, sezon başı 30 gol ortalamasının altına düşmemiş. Üç sezonda kaydettiği 98 gol kırılması güç bir rekor olarak, La Liga, Bundesliga ve Serie A dâhil yerini korumaktadır.

• • •

90’lı yılların ortalarında, takımın yıldız futbolcuları Redknapp, Collymore, James ve McManaman ile birlikte magazin basınının ilgi odağı haline gelirler. Liverpool Premier Lig’de hasret kaldığı şampiyonluğu yakalayamazken, onun da içinde bulunduğu grup sürekli gece hayatı maceraları ile manşetlere taşınır. Alemci gruba İngiltere’nin bulvar gazetesi “Daily Mail” o dönemlerin bilindik müzik grubu Spice Girls’e ithafen “Spice Boys” lakabını takmıştır.

1997–1998 sezonunun büyük bölümünü dizinden geçirdiği sakatlık yüzünden takımdan ayrı geçirip 1998 Dünya Kupası’nda forma giyme şansını kaybeder. Onun yokluğunda, Liverpool’da yeni bir golcü adını duyurmaya başlamıştır. Takvim yaprakları Mayıs 1997’i gösterirken, oyuna sonradan giren Michael Owen, Wimbledon karşısında ilk golünü kaydeder…

1999 senesinde, Evertonla oynanan maçta attığı gol sonrası sahadaki beyaz çizgileri kokain çeker gibi görüntülenmesinin ardından başı bir kez daha derde girer. İngiliz Futbol Federasyonu sportmenliğe aykırı davranışları yüzünden altı maç ve 32 bin Sterlin ceza verir. 2000-2001 sezonunda golleriyle sahalara dönerken attığı 17 golle takımını üç kupada birden zafere taşır.

2001-2002 sezonu ise onun adına kötü başlar. Teknik direktörü Gérard Houllier, hücum hattında Michael Owen ve Emile Heskey’i tercih ederken o yedek kalmaya başlamıştır. Kısa süre sonra 12 milyon Sterlin bedelle Leeds United’a transfer olur. “The Guardian” gazetesinin manşetinde “The God Has Left Liverpool” (Tanrı Liverpool’u terk etti) cümlesi yer almaktadır. 2002-2003 sezonunun başında, Leeds United içine düştüğü maddi krizden çıkmanın yollarını aramaktadır ve çözümü maliyeti yüksek futbolcuları elden çıkartmakta bulur. 16 Ocak 2003 tarihinde, toplam 6 milyon Sterlin karşılığında Manchester City’e transfer olur. Ancak beklenen çıkışı yakalayamaz. O sezon sonuna kadar sadece iki gol kaydeder.

2003-2004 sezonunda eski takım arkadaşı McManaman, Manchester City’nin saflarına katılır. Ancak ikili adına eski güzel günler geride kalmıştır. 27 Ocak 2006’da eski takımı Liverpool’a bedelsiz olarak döndüğünde tribünlerde, “God – number eleven, welcome back to heaven” (11 numaralı Tanrı, cennete hoş geldin) flamaları vardır. Temmuz 2007’ye kadar forma giydiği Liverpool kariyerinde 369 maçta 183 golü bulunuyor. Kariyerinin sonbaharında Cardif City ve Blackburn Rovers formaları giyen golcü, 2010-2011 sezonunda Avustralya’nın Perth Glory takımında şansını dener, 2012 Eylülünde futbolu bırakır…

• • •

Biyografisinde hiç uyuşturucu kullanmadığını, bir Merseyside derbisi öncesinde, Everton’lu futbolcuların hakkında çıkardığı “uyuşturucu müptelası” söylentisi üzerine, attığı golden sonra sahadaki beyaz çizgileri kokain çeker gibi yaparak gönderme yaptığını anlatır. Koyu bir Liverpool taraftarıdır, 2005 senesinde Liverpool’un İstanbul zaferinde tribünlerde yerini almıştır. Futbolu bıraktıktan sonra League One’da mücadele eden Milton Keynes Dons’un yardımcı antrenörlüğünü yapan gol ustası futboldan kazandığını doğup büyüdüğü şehirde 100’ün üzerinde ev alarak değerlendirmiş. Bu durumu zaman zaman Anfield Stadının tribünlerinde yankılanan o gülümseten tezahürat anlatır: “We all live in a Robbie Fowler house.” (Hepimiz Robbie Fowler’ın evinde yaşıyoruz.)

Geçen günlerde 42 yaşına bastı Robbie Fowler, o futbol şehrinin tanrısı, doğum günü kutlu olsun…