“Şiddetin amacı bir başka kişi üzerinde denetim sağlamaktır. Şiddet uygulayan kişi beklentileri karşılanmadığında bilinçli olarak kurbanının kendisine boyun eğmesini sağlayacak taktikler kullanır.”

“Şiddetin amacı bir başka kişi üzerinde denetim sağlamaktır. Şiddet uygulayan kişi beklentileri karşılanmadığında bilinçli olarak kurbanının kendisine boyun eğmesini sağlayacak taktikler kullanır.”
Bu ülkedeki iktidar gücü insan cesetlerinin üstüne kurulmuştur.
Şiddet; özellikle de azınlıklar ve devlet gibi düşünmeyen grup üzerinde sistematik uygulama alanı bulmuştur.
İdamlar, katliamlar, infazlar, linçler hepsi güç ve iktidar amaç çerçevesinde uygulanan ritüeller haline gelmiştir. İşin ilginç yanı Osmanlı’dan beri süre gelen bu gelenek; toplumun genetik şifresi içinde kodlanması ve toplum tarafından kabul görmesidir.
Sonra da statlarda, salonlarda niye şiddet unsurları var diye yaygara yapıyoruz.
Çözümsüzlük anı içinde şiddet; bizim için tek çıkış yoludur. Bırakın tarihsel süreci, şu andaki yapı bile başlı başına bir stratejidir.
Her yer küçük bir Türkiye’dir.
Statlar da bundan nasibini alır.
Toplum içindeki ayrışımlar; bizim için zenginlik değil başlı başına şiddetin rantı olarak kullanılmaktadır.
Bu devletin bekası içindir?..
Maçı kazanma isteği de; ister istemez boyun eğdirme unsuru olan şiddet üzerine taktiksel bütünlük sağlanarak kurgu hazırlanmaktadır.
İster Melo olsun,
İster Sneijder olsun,
İster Emre Belözoğlu olsun,
İster Volkan Demirel olsun hiç fark etmez.
Herkes eninde sonunda bu sürecin bir aracı olmak zorunda kalacaktır. Ve kaldılar da…
Bu yapıda birilerini suçlamak ne kadar dürüstçe olabilir; bunu kestirmek zor gözüküyor. Futbolun araç olduğu ülkede futbolun şiddet içermemesi zaten abes olur!
Oynanan oyun; spor kuralları çerçevesinde değil, siyasi yapının oluşturduğu toplumsal derinliğin çatışan unsurlarının parçaları olarak oynanır.
Kulüpler de buna göre dizayn edilir.
Set ve oyun başlar.
Şiddet sarmalı içinde debelenen sözde futbol; artık sporun kontrolünde değil hizmetin kontrolündedir.
En acı yanı da; bu hizmet yapısına biat edenler palazlanır, gerçek uzmanlar süreç dışına itilerek yok edilmeye çalışılır ki; sorun çıkarmasınlar! Trabzonspor-Fenerbahçe ve Galatasaray-Fenerbahçe maçlarındaki şiddet unsurlarını hayretle karşılama tribi bana göre çok iyi “salağa yatma” taktiğidir.
Hele hele maç sonunda veya ertesi günkü konuşmalar, iyi hazırlanmış bir orta oyunudur.
Bu kadar Pişekar ve Kavuklu bulmak da büyük meziyet.