Dev derbi 57. dakikada 0-0 devam ederken çıkan olaylar sonrası yarıda kaldı. Maça gerilim damgasını vururken, bir kez daha şiddet galip geldi

Futbol yok, şiddet var!

Kadıköy'de erken final... Bir köşede Fenerbahçe, öbür tarafta Beşiktaş... Şampiyonluk yarışına devam eden iki asırlık çınar bu sefer kupada buluşuyor. Yarı finalin ilk ayağında yaşananlar hâlâ hafızaları süsleyedursun, rövanşın da kıran kırana geçmesine kesin gözüyle bakılıyor. Her iki hocanın da neredeyse ideal kadrolarını sahaya sürüyor olması aslında birçok şeyi anlatıyor; son haftalara girilirken mantık değil de sanki duygular ağır basmış gözüküyor. Galatasaray'ın Akhisarspor'a sürpriz bir şekilde elenmesinden sonra bu randevunun galibi özellikle merak ediliyor.

Önce ev sahibinden başlayalım... Aykut Kocaman'ın Valbuena'yı oynatmasını bekleyenler yine yanılmış. Ama teknik adamın hakkını teslim etmeli; takımı için fikri neyse zikri o! Kime inanıyorsa, o çimlere ayak basıyor; kupa, lig fark etmiyor.

Şenol Güneş'in derbideki tek eksiği Atiba. Tecrübeli çalıştırıcı acaba rotasyona gider mi diye bekleyenler biraz şaşırmış durumda. İlk ayakta beş maç ceza alan Quaresma'nın performansı özellikle merak ediliyor.

Bakalım son dönemeçte psikolojik üstünlüğü kim ele geçirecek?

Sakin başladı derbi. Aatıf'ın 19. dakikadaki şutu pozisyon açısından kısır geçen maçın ilk heyecanıydı. 30'da Pepe'nin Josef'e müdahalesi çıkan kırmızı dengeleri değiştiriyor, ortamı alevlendiriyordu. Quaresma'nın kullanacağı her kornerde sahaya yabancı madde yağıyordu. Hattâ birisi anahtarlarını atmıştı. Yapılan anonslar tribünleri sakinleştirecek mi derken ilk yarının son düdüğü çalıyordu.

Devrenin özeti netti: Futbol yavandı, gerginlik tavan! Kalite demeyin; o zaten yalandı. İkinci 45 dakika bakalım bir şeyler değişecek miydi...

Soyunma odasından taraflar üç değişikle dönüyordu. Ev sahibinde Aatıf'ın yerine Valbuena girmişti. Deplasman ekibindeyse Negredo ve Oğuzhan kenarda, Vida ve Lens sahadaydı. Bir kişi eksik oynayan Güneş, son haftaların golcüsü Babel'i en uca göndermişti.

Soldado'nun varamadığı kafa, Talisca'nın kaleyi yalayan şutu derken, sahaya yağan yabancı maddeler canları sıkıyordu. Şenol Hoca da maalesef bunlardan nasibini almıştı. Dakikalar 57'i gösterirken, Beşiktaşlılar soyunma odasının yolunu tutuyordu. Uzun bekleyişten sonra maç tatil ediliyordu.

Tadımız tuzumuz yine bir maçtan sonra kalmadı. Herkesin artık bir masa etrafında buluşması lazım. Zira yarın çok geç olacak, bu oyun uğruna çok canlar yanacak. Bu ülkede Fenerbahçe otobüsüne ateş edildiği gün futbol durmalıydı. Durmadı. O günün mağduru, bugünün faili; dünün faili, bugünün mağduru. O kadar üzücü ki...

Artık bir şeyler yapmalı; hemen şimdi!