Futbolun adaleti...

Beşiktaş'a ilk mağlubiyetini yaşatan Kasımpaşa haftanın takımı olurken haftanın teknik direktörü Trabzonspor’u da yenerek ligin ilk yarısını zirvede bitireceğini ilan eden Başakşehir mucizesinin yaratıcısı Abdullah Avcı oldu. Pazartesi maçları oynanmamış olsa haftanın oyuncusu Webo olacaktı. Ancak Fenerbahçe’nin file bekçisi Volkan Demirel galibiyetin mimarı olarak haftanın oyuncusu olmayı başardı. Zira 3-0 kazanan takımın kalecisi maçın adamı oluyorsa haftanın oyuncusu olmayı da hak ediyor demektir. Hazırlanış ya da son vuruş açısından güzel goller izlesek de Edin Visca’nın golü sadece haftanın değil belki de Visca’nın kariyerinin en güzel golüydü.

Son üç haftada 7 puan toplayarak toparlanma sinyali veren Trabzon, Başakşehir deplasmanında çıkışını sürdüremedi. Karadeniz temsilcisinin hedefi devre arası takıma takviyeler yaparak ligin ikinci yarısına yeni statta yeni bir başlangıç yapmak. Başakşehir üçüncü hafta oturduğu liderlik koltuğuna iyice alıştı. Ligin ikinci yarısı başladığında şampiyonluk hedefleyen dört takımdan biri olmak dahi Boz Baykuşlar için muazzam başarı. Takımın kaptanı Emre Belözoğlu’nun son dönemlerde memlekette yetişen en yetenekli futbolcu olduğu da oynadığı maçlarda Başakşehir'in futbolunu değiştirdiği de bir gerçek. Ancak aynı zamanda tüm zamanların en sevilmeyen futbolcusu listesinin de başında. Trabzonsporlu taraftarların maç boyu Emre’ye küfretmesi ne kadar yanlışsa maç sonunda Emre’nin de Trabzonsporlu taraftarları mizandan geçerken hakkını helal etmemekle tehdit etmesi o kadar trajikomik. Emre’nin 36 yaşına gelmiş olmasına rağmen hâlâ mental açıdan bir arpa boyu yol almasının yeteneklerine saygısızlık olduğunu düşünüyorum.

Cenk Tosun’un golüyle ilk devresini önde kapattığı karşılaşmada Kasımpaşa'ya yenilen Beşiktaş Şampiyonlar Ligi’nin ardından Süper Lig’de de yenilmezlik unvanını kaybetti. Son şampiyon geçen sezon zor anlar yaşadığında oyuncuların bireysel performanslarıyla kilidi açıyordu. Bu sezon Queresma dışında bunu yapabilen oyuncusu olmayınca rakiplerin de önlem alması daha kolay oluyor. Ateş hattının hemen üstüne kadar gerileyen Kasımpaşa üst üste aldığı iki galibiyetle orta sıralar için yeniden umutlandı.

İbrahim Üzülmez yönetiminde ilk maçına çıkan Gaziantepspor evinde Rize'ye mağlup oldu. Rize'ye galibiyeti getiren gollerin ikisi de Özgür Çek’in sol kanattan yaptığı ortayla geldi. Bulduğu forma şansını iyi kullanan 91 doğumlu sol bek istikrar sorununu çözebilirse hem Rize hem de Türk futbolu kazanacak. Gaziantep Kamil Ocak Stadı’nın zemininde top oynanmasına izin veren futbol organizasyonuna nasıl Süper Lig denilebildiğine hâlâ aklım almıyor. Ligimizin süper olduğuna karar verdiğimiz 2001 yılından beri Süper Lig’de kesintisiz oynayan 6 takımdan biri olan (Diğer beş takım: Fenerbahçe, Beşiktaş, Galatasaray, Trabzon ve Gençlerbirliği) Gaziantep’in maçlarını bu zeminde oynamasının yeni stadın bitmek üzere olması da dahil hiçbir mazereti olamaz.

Keyifsiz ve teknik direktörsüz iki takımın randevusunda kazanan ev sahibi Adana oldu. Deniz Türüç’ün serbest atıştan bulduğu şık golle öne geçen Kayseri farkı ikiye çıkaracak fırsatları değerlendiremeyince Adana önce beraberliği, maçın son saniyelerinde kazandığı serbest vuruşla da galibiyeti yakaladı. Adanaspor son galibiyetini 5. haftada almış ve o günden bugüne sadece 1 puan toplayabilmişti.

Osmanlıspor ve Galatasaray’ın buz üstündeki randevusundan kazanan çıkmadı. Osmanlı tarafında suskun golcü Webo’nun maç boyu gol araması ve performansını iki golle taçlandırması, Galatasaray tarafında ise Muslera’nın son şampiyonluktaki performansını hatırlatır kurtarışları memnuniyet vericiydi. Zeminin azizliğiyle sakatlanan Serdar Aziz’in yerine oyuna giren Semih Kaya’nın duran top organizasyonu olmamasına rağmen attığı gol öncesi rakip ceza yayı üzerinde olmasını Semih’in skora isyanı olarak da taktiksel disiplin eksikliği olarak da okumak mümkün. Ancak alttan ısıtma sistemi olmayan Osmanlı Stadı’nda iklim koşullarına rağmen bu maçın endüstriyel futbolun gereksinimleri doğrultusunda gece oynanması sadece oyunun katli olarak okunur.

Tolunay Kafkas’ın çalıştırdığı takımlara aşıladığı futbol felsefesini her fırsatta eleştirmişimdir. Haftanın golsüz tek eşleşmesinin taraflarından biri yine Kafkas’ın çalıştırdığı Akhisar oldu. Bu hafta da ligimizin pozitif futbol oynayan takımı Alanyaspor’u oynatmamayı başaran Akhisar, gol atmaya muvaffak olamayınca maç golsüz sona erdi. Kafkas’ın futbol severlerin hayatından çaldığı kim bilir kaçıncı 90 dakika...

Geçen sezon ligin 15.haftasında göreve gelen Hamza Hamzaoğlu, Bursaspor'un başında yıldönümünü galibiyetle kutladı. Bursasporlu oyuncuların teknik direktörlerine hazırladıkları pastanın baş aşçısı ise Arjantinli yıldız Batalla idi. Son 6 haftanın en fiyakalı takımı Antalya'nın yenilmezlik serisi de böylelikle sona erdi. Akdeniz temsilcisinin ilk yarıdaki oyunu mağlubiyetin zeminini hazırladı. İkinci yarıdaki kıpırdanış puan almaya yetmedi.

Fenerbahçe ile Gençlerbirliği karşılaşmasının skoru kimseyi yanıltmasın. Fenerbahçe son yıllarda Kadıköy'de kaybettiği maçlar dahil hiç bu kadar çaresiz duruma düşmemişti. İki gol atan Sow’un ya da iki asist yapan Lens’in değil de Volkan Demirel’in maçın adamı olması zaten durumu açıklıyor. Futbolda 3-0 kaybeden bir takım için bunu söylemek pek rastlanılacak durum değil ancak Gençlerbirliği sahada doğruları yapan taraftı. Alkaraların tek eksiği topu üç direğin arasından geçirememekti. Futbolun adaleti de bazen memleketinki kadar...