Şayet yaşantınız biraz hareketliyse günleriniz de çok renkli geçer…

Hele ailenizi ve kendinizi unutarak ülkeniz ve ait olduğunuzu bildiğiniz kişi ya da kurumlar için hizmet yapmak isterseniz, etrafınızda ummadığınız sürprizlerle karşılaşabilirsiniz…

1.Dünya Savaşında Atatürk’ün en genç subayı olan ve esir düşen, sonrasında Kurtuluş Savaşında Güney Cephesi Mersin Kurmay Başkanlığı yapan dedem Süleyman Fikri Mutlu’nun İçel Saylavlığıyla (milletvekilliği) başlayan siyasi yaşantımızda ben 3. kuşak siyasetçiyim. Yani ülke gündemini dolu dolu yaşayanlardan biriyim… Aynı zamanda Cumhuriyetin ilk eğitimcilerinden biri olan dedem, bilgi ve eğitimin değerini bilerek kardeşim İsmail dışında ailemizdeki tüm erkekleri, Galatasaray Lisesinde okutmuştu. Yani bizim aile hem solcu, hem Atatürkçü, hem devrimci ve hem de Galatasaraylıdır!

Yaşantımdaki başarılarımda Galatasaray Lisesi’nin önemli yeri vardır!

Galatasaray bizleri, dünyayı iyi tanıyan, yurtsever, vizyonu ve misyonu olan kişiler olarak yetiştirdi…

Demokrasi, eşitlik, özgürlük, hak ve adalet kavramları kültürümüzün temelini oluşturdu! Bu nedenle kurumumuza bağlılığımız ve saygımız sonsuzdur.

Galatasaray, sadece bir spor kulübü değil, aynı zamanda çağdaş Türkiye’nin sosyal, kültürel ve eğitimdeki en önemli gücüdür… Galatasaray, spor kulübü ve sporseverleriyle büyük bir camiadır. Türkiye’nin dünyadaki en önemli tanıtım markasıdır… Galatasaray demek, önce insan demektir! Saygı, kardeşlik ve dayanışma demektir! Galatasaray demek, dürüst, ahlaklı, doğa ve geleneklerine bağlı yurtsever yurttaşlar demektir!

Bu kısa hatırlatmayı 19 Haziran 2021 günü yapılacak seçim için yaptım. Cumartesi günü Galatasaray Spor Kulübü’nün başkanı seçilecek. 4 başkan adayı, listeleriyle birlikte uygarca bayrak yarışına girecekler! Galatasaraylıların, adaylar arasından, samimi ve vizyonu olan birisine bayrağı teslim edeceğinden hiç kuşkum yok! Galatasaray için kardeşlik, samimiyet ve Vczyon çok önemlidir! Yaşadığım iki anlamlı anımı paylaşmak isterim.2006 yılında Dünya Kupası finalleri Almanya’da yapılacaktı! Can dostum, çok iyi bir Galatasaraylı olan Altona Milletvekili Behçet Algan bu vesileyle Hamburg’da yapılacak futbol sergisinin haberini verdi… Şimdiye kadar futbol adına dünyada açılan 3.uluslararası sergi olacağını ve sergiyi bakanlığım sırasında fahri danışmanım olan Prof. Wolf Köpke’nin düzenleyeceğini de ekledi…Serginin adı “Futbolun büyüsüydü”.

Prof. Köpke, Hamburg Kültür Müşavirimiz Selçin Baykal’la sosyal ve kültürel raporlar hazırlamış, Türkiye hayranı bir akademisyendi… Hatırlarsınız, O kupaya Türkiye son maçta yenildiği için katılamamıştı!

Bu nedenle sergide Türkiye’yi öne çıkarmak için özellikle Behçet Algan büyük çaba gösterdi. Aynı zamanda Algan, Hamburg Galatasaraylılar Derneği’nin kurucusuydu.

Bu nedenle o sergide Galatasaray’a ve diğer spor kulüplerimize önemli bir yer ayrıldı.

Sergi açılışını Fatih Terim’in yapmasına karar verildi. Daveti ben yaptım. Kabul etti.

Davetiyeler Terim adına basıldı! Sergi açılışından önce Almanya hükümeti dünyanın en önemli futbol kulüpleri başkanlarına bir davet verdi. Sevgili Özhan Canaydın Galatasaray’ı temsilen bu davete katılmıştı! Serginin açılışından bir gün önce Fatih Terim’in Hamburg’a gelemeyeceği haberi üzerine Köpke, sergi açılışını benim yapmamı istedi. Çok heyecanlandım. İskoç Gayda takımı eşliğinde dünya Futbolunun önde gelen isimlerin yürüyüşü sonrası açılış konuşması yapmak üzere kürsüye çıktım. Herkes Terim’’i bekliyordu. Söze şöyle başladım; ”İşte Futbol büyüsünün gücü! Bir sporcu beklerken karşınıza bir siyasetçi çıktı!”

***

Behçet Algan, önceki başkan Ünal Aysal zamanında Galatarasay Kulübü’ne müthiş bir proje getirdi.

Algan; Hamburg Lurupp’ta spor sahaları ve lojmanlarıyla birlikte 27 dönüm arazi üzerinde bulunan ve boşaltılan Alman Askeri Okulunun, Galatasaray Kulübü’ne tahsis edilme kararını aldırmıştı… O dönem Hamburg Başbakanı dostum Olaf Sholzdu. Eyalet spor bakanıysa Michel Noyman’dı. Ayrıca Galatasaray’a tahsisi edilecek olan bu alanın bulunduğu bölge göçmenlerin yoğunlukla yaşadığı yer olduğu için, yapılacak yatırımın neredeyse tamamı AB fonlarından karşılanacaktı! Bu bulunmaz bir fırsattı. Galatasaray’ın Almanya’da hem kamp yapacağı, hem de gençleri yetiştirebileceği bir mülke sahip olacaktı!

Ne yazık ki, O dönemin yönetimi tarafından bu fırsat değerlendirilmedi!

Başkan adayı Eşref Hamamcıoğlu Galatasaray’da en samimi ve vizyonlu kişidir.

Onun başkanlığında camia, daha yükseklere taşınacak, bu ve benzeri projeler başarıyla gerçekleşebilecektir!

Bu nedenle oyumu Hamamcıoğlu’na gönül rahatlığa vereceğim…