Galatasaray çok beğenilince devamını çekti

FIRAT TOPAL

Galatasaray, sezonun açılış maçında, geçtiğimiz sezonki deplasman performansından hiçbir şey kaybetmediğini göstererek taraftarlarının yüreğine beton döktü.

Futbol takımınızın belli bir istikrara sahip olması genelde tercih edebileceğiniz bir şey. Fakat genelde bu istikrarın, iyi yaptığınız şeylerde olması beklenir. Galatasaray’ın 2 sezondur devam ettirdiği, kısır, zevksiz, yaratıcılıktan uzak deplasman futbolunu üçüncü sezona taşımasını takdir edemeyeceğiz elbette. Üstelik bu sefer geçtiğimiz sezonlara göre işlerin daha kötü gittiğini gösteren bilgiler var elimizde. İlki defans göbeğinde. Marcao ve Luyindama felaket ötesi bir hazırlık kampı geçirdiler. Özellikle Marcao’nun 43. dakikada birbirine çok benzeyen 2 pozisyonda, aynı oyuncuya faul yaparak 2 sarı kart görmesi, çok kötü geçirdiği hazırlık dönemini taçlandırdı adeta. Hücum hattındaki en büyük sıkıntı ise geçtiğimiz sezon sık sık çizgiye inen Onyekuru ve Feghouli’nin yerine oynayan Jimmy Durmaz ve Babel’in sürekli rakip ceza sahası önünde dolaşmaları ve Denizlispor defansının önünde kaybolmalarıydı. Bu yüzden çoğu hücumda Galatasaraylı futbolcular daha kalabalık görünmelerine rağmen, o kadar birbirlerine yakın pozisyonda yakalandılar ki oradan bir pas trafiği yaratmak imkansız hale geldi. Denizlispor bu tabloda daha fazla pozisyon yakalayabilirdi aslında. Ancak Recep Niyaz, Rodallega’nın boşalttığı alanları kullanmak yerine kendi maçını oynama hevesine kapılınca Kolombiyalı oyuncunun yaptığı birçok olumlu işin sonuç vermediğine şahit olduk.

Galatasaray’ı oldukça sıkıntılı bir sezon bekliyor, özellikle ilk haftalarda. Feghouli ve Emre Mor’u bir kenara ayırdığınızda, takıma katılacak Nzonzi dahil tüm oyuncular oldukça statik, topu tercihen ayağına isteyen oyuncular. Görünüşe göre Onyekuru’nun yarattığı boşluk, Babel’in performansının çok da fena olmamasına rağmen büyük olacak. Recep Niyaz’ın golünde, Denizlisporlu futbolcu topla buluştuğunda, önünde göstermelik bir savunma yapan Donk’tan çok Fernando’yu aradı sanki gözler. Elbette, ligin ilk maçında gelen mağlubiyet sonrası takımdan ayrulan oyuncuları bahane göstermek kolaya kaçmak gibi gelebilir, fakat Fatih Terim’in meşhur “bir hayalim var” sözündeki hayali gerçekleştirmek için nasıl bir oyun planı ve maç içi performansı beklediğini ve bunu şu andaki oyunla karşılaştırdığında düşündüklerini de öğrenmek isterim.

Son notum maçın uzatma dakikalarından. Futbol takımının en yetkili isimlerinden birisini 1 aydır sonu gelmeyen bir transfer hikayesinin “aşk fotoğrafına” konu yapıyorsunuz. Ardından o transferin başrolündeki oyuncunun neredeyse aynı yaştaki vatandaşı ligin açılış maçında oyuncunuzu attırıyor, skoru tayin ediyor ve alkışlanacak bir performans gösteriyor. Hatırlatalım, Rodallega’nın bonservisi elindeydi ve Babel bir kenara bırakılırsa, Galatasaray hücum hattında onun kadar verimli bir futbolcu yok.