1986 sonrası ana muhalefet partisi SHP, “dünyanın dokuz önemli projesinden biri” olarak değerlendirdiği Güneydoğu Anadolu Projesi’ne (GAP) çok önem vermişti. SHP; GAP’ın İsmet İnönü’nün hayali olarak ilk gündeme gelişini ve Güneydoğu’nun mümbit topraklarında yapılacak tarımla öncelikle bölgenin ve ülkenin büyük kazançlar sağlayacağı düşüncesini sürekli dile getiriyordu. Dönemin Başbakanı Turgut Özal, SHP’nin bu çıkışlarını engellemek için GAP’ı gerçekleştiren kişi edasıyla müthiş bir propaganda taarruzuna girişmişti.

Hatırlayacaksınız; siyaset arşivlerinde yer alan Süleyman Demirel’in “GAP’ı gaptırmam kardeşim!” sözü, bu tartışmanın ateşleyici unsuruydu.

***

Özal, inşaatı 1978’den beri süren Atatürk Barajı ve Urfa havaalanını bir an önce tamamlayarak GAP’la yeni bir adım atmak istiyordu... Rahmetli Ali Dinçer, bu yarışta geri kalmamak için “SHP PM’yi Özal’ın açılışlarından bir gün önce Urfa’da toplama” önerisinde bulundu. Öneri kabul edildi. Sabaha karşı henüz son çalışmaları yapılan Urfa havaalanına tarihte ilk inen uçağın içindeydik…

İlginç olan gelen uçakta; Ahmet İsvan, Abdullah Baştürk, Fehmi Işıklar, Ahmet Türk, Halil İbrahim Şahin, Muzaffer saraç, Cüneyt Canver ile benim gibi, SHP’nin o dönem muhalif olan sol kanadı vardı! Zor bir inişten sonra pilotlar “yolu öğrendik” diyerek gittiler. Sonra İnönü, Baykal ve MYK üyelerini getirdiler. Erdal İnönü bizi görünce çok şaşırmış, Ali Topuz; “Muhalefeti serdengeçti olarak önden gönderdik” esprisini(!) yapmıştı… O gün Urfa bizleri, büyük coşkuyla karşılamıştı…

***

GAP’ın temel hedefi; Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin sahip olduğu kaynakları değerlendirerek, yöre halkının gelir düzeyini ve yaşam kalitesini yükseltmek, kırsal alandaki verimliliği ve istihdam olanaklarını artırarak ulusal düzeyde ekonomik gelişme ve sosyal istikrar hedeflerine katkıda bulunmaktı. Bu nedenle SHP/DYP hükümetleri GAP’ı çok önemsediler!

***

GAP, Bölge’nin su ve toprak kaynaklarının geliştirilmesine dayalı bir program olarak ele alınmış, bu nedenle Fırat- Dicle Havzası’nda sulama ve hidroelektrik enerji üretimine yönelik, 22 baraj, 19 hidroelektrik santrali ile 1,8 milyon hektar alanda sulama yatırımları hedeflemişti… Proje alanı içinde bulunan illerin alan ve nüfus büyüklüğü, Türkiye’nin ortalama yüzde 20,7’si civarındaydı. Projedeki enerji santrallarının yılda 27 milyar kilovat-saat enerji üretimi yapması öngörülmüştü. Dolayısıyla GAP, Cumhuriyet tarihinin en kapsamlı ve en maliyetli projesi ve bölgesel kalkınma plan ve programları arasında en etkin olanıydı!

***

1998’de alınan Bakanlar Kurulu kararıyla projenin tamamlanması için gerekli koordinasyon ve planlama çalışmalarını yapma görevi, “GAP Bölgesel Kalkınma İdaresi’ne” verildi ve bitiş tarihi olarak 2010 yılı belirlendi. 2006 yılı sonuna kadar tahmini olarak 23 milyar 313 milyon YTL harcama yapıldı. Enerji yatırımlarında fiziksel gerçekleşme yüzde 74 olurken, GAP’ın sulama yatırımlarıysa yüzde 14 seviyelerinde kaldı. Yani asıl amaç olan tarımın geliştirilmesi ve Mezopotamya topraklarındaki verimin artırılması adına yapılacak yatırımlardan vazgeçildi. Projenin 2010’da bitirilmesi için gerekli olan 11 milyar dolar ise farklı yerlere harcandı.

***

Sayıştay raporlarına bakınca durumun daha da vahim olduğu anlaşılıyor.

Sayıştay; “2014-2018 yıllarını kapsayan GAP Eylem Planı’nda bulunan projelerin planlandığı şekilde gerçekleşmemesi nedeniyle, Güneydoğu Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi’nin kuruluş sebebi olan ve ülke kalkınması için önem arz eden temel görevlerini yürütmesinde etkili olamayacağı değerlendirilmektedir” diyor. Ve projelerin yüzde 20’sinin hiç başlatılmadığı görülmektedir. 2018 yılının Eylem Planı’nın son yılı olduğu dikkate alındığında; bu projelerin yüzde 40’ının tamamlanamadığı anlaşılmaktadır” diye ekliyor…

***

Yani GAP durdu!

Üstelik 18 yılda Belçika’dan büyük alan yani, 3,5 milyon hektar alan tarım dışı bırakıldı! Açlık kapımızda! GAP’ı bitirmeyip, milyonlarca hektar alanı tarım dışı bırakan dolayısıyla hem çiftçiyi hem de yurttaşı açlığa mahkûm eden iktidar, Sudan’da milyonlarca hektar toprak kiralayarak yandaşları zengin eden bir politika izliyorsa buna ne denir?