Gazetemizin ortaya çıkardığı çocuk istismarı bağımsız gazeteciliğin önemini hatırlattı. Doç. Dr. Sözeri iyi gazeteciliğin hayati önem taşıdığını vurgularken Tezcan Durna gazeteciliğe sahip çıkılmasının altını çizdi.

Gazetecilik olmasa ülke aydınlanmaz
Fotoğraf: BirGün

Berkay SAĞOL

BirGün yazarı Timur Soykan’ın ortaya çıkardığı İsmailağa Cemaati’ne bağlı Hiranur Vakfı’nın kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel’in kızı H.K.G.’yi 6 yaşındayken, 29 yaşındaki müridi Kadir İstekli ile evlendirmesi skandalı Türkiye’nin gündemindeki yerini korumaya devam ediyor. Siyasi partilerden, sivil toplum kuruluşlarına kadar toplumda büyük yankı uyandıran skandala ilişkin iktidar kanadı bile açıklamalar yapmak zorunda kaldı.

SOL Partililer ülkenin birçok kentinde geçen cuma gününden beri çeşitli eylemler yaparken, önceki gün CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin yöneticileri ve milletvekilleriyle Adalet Bakanlığı’na yürüyerek, “2 yıldır biliyordunuz, neden sessiz kaldınız? Bereket versin gazeteciler var bu ülkede olayı haber yaptılar bizler duyduk” dedi. Haberlerimizin ardından olayın farklı yönleriyle soruşturulmaya başlanması ve 22 Mayıs olan duruşma tarihinin İstanbul Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 30 Ocak’a alınması da bağımsız gazeteciliğin değerini bir kez daha gösterdi.
Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı Genel Yayın Yönetmeni Tezcan Durna, “Ana akım gazeteler, istisnalar olmakla birlikte eskiden de bu tür vakalarda gerçek anlamda mağdurun lehinde haber yapma mantığı içinde davranmıyorlardı. Biz 2010 yılında Hüseyin Üzmez vakasının Türkiye’deki basında nasıl ele alındığına dair bir inceleme yapmıştık. Ana akım medya o zaman bu kadar konsolide olmuş değildi fakat holding medyası o zaman yine holding medyalığını yapıp, mağduriyeti araç olarak kullanıyordu” dedi.

GAZETECİLİĞE SAHİP ÇIKILMALI

Bugün gelinen noktada işin daha da çığırından çıktığını vurgulayan Durna, “Ana akım medya istismar olaylarında, istismarcıların lehine olacak şekilde meşrulaştırmaya çalışıyor. AKP’nin yıllar içerisinde neden bu kadar holding medyasını teslim almak istediğini de net bir şekilde gördük. Var olan haksızlıkların tamamen üstünü örtmek, insanlara ulaşmasını engellemek maksadıyla yapıldığı ortada. Bu süreçte gerçek gazetecilik yapanlara ne kadar ihtiyaç olduğu tekrar ortaya çıktı. Bu durum halka da ders olmalı. Gerçek gazeteciliğe neden sahip çıkmamız gerektiğini tekrar deneyimledik. Buna benzer bir olay herkesin başına gelebilir ve herkes güç ilişkileri içinde susmak zorunda kalarak, sesini duyuramayabilir. Bunu da bağımsız gerçek anlamda gazetecilik yapan gazeteler ses çıkararak yapar. BirGün, Evrensel gibi gazeteler gerçekten çok kısıtlı imkânlarla gazetecilik yapmaya çalışıyorlar. Okuyucunun gerçek gazeteciliğe sahip çıkmasının ne kadar önemli olduğunu tekrar görmüş olduk” diye konuştu.

Galatasaray Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden Doç. Dr. Ceren Sözeri ise “Bağımsız gazeteciliğin ne kadar önemli ve güçlü olduğunu tekrar gördük. Timur Soykan bize bağımsız gazeteciliğin ötesinde iyi gazeteciliğin de nasıl yapılması gerektiğini gösterdi. Süreçte devam ettirilen haberlerin bazılarında kamuoyunun bilmesinde fayda olmayan, rahatsız edici bir takım detaylar yazıldı. Timur Soykan bu rahatsız edici detaylara dikkat ederek, ayakları yere çok sağlam şekilde basan bir noktadan haberi yazarak konuyu gündeme getirerek çok iyi bir gazetecilik yaptı. Etik açıdan Timur Soykan’ın gösterdiği hassasiyetin ne kadar önemli olduğunu yani iyi gazeteciliğin ne kadar önemli olduğuna özellikle dikkat çekmek isterim. Çünkü ilk başta kamuoyunun bilmesine gerek olmayan detaylarla haber boğulsaydı bu kadar ses getirmeyebilir, farklı noktalara çekilebilirdi” ifadelerini kullandı.