Anayasa Mahkemesi, gazeteci Aslı Aydıntaşbaş’ı eleştirdiği için ‘hakaret’ten para cezası alan meslektaşı Şenyüz’ün başvurusunu karara bağladı. Yüksek Mahkeme, Şenyüz’ün ‘hakaret’ suçundan ceza almasını ihlal saydı. Dosyayı İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi’ne gönderen AYM, Şenyüz’e 9 bin 150 TL manevi tazminat ödenmesine karar verdi

Gazetecinin gazeteciye  açtığı davada ‘ihlal’ kararı

HABER MERKEZİ

Suriye’deki iç savaşı ‘devrim’, hükümete karşı olan örgütleri de ‘devrimci’ olarak tanımladığı için gazeteci Aslı Aydıntaşbaş’ı eleştiren bir yazı kaleme alan Meriç Şenyüz, Aydıntaşbaş’ın şikâyeti üzerine ‘hakaret’ suçundan adli para cezası aldı. Anayasa Mahkemesi (AYM) ise gazeteci Şenyüz’ün ‘hakaret’ suçundan ceza almasını ihlal saydı. Şenyüz’ün ifade ve basın özgürlüğünün ihlal edildiğine karar veren Yüksek Mahkeme, dosyayı İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi’ne gönderdi. AYM, Meriç Şenyüz’e 9 bin 150 TL manevi tazminat ödenmesine karar verdi.

Aslı Aydıntaşbaş, 18 Aralık 2012’de, ulusal bir televizyon kanalında bir programa katıldı. Burada Suriye’deki ‘gelişmeler’ ele alınırken, Aydıntaşbaş Suriye’de meydana gelen olayları, ‘devrim’ olarak nitelendirdi. Suriye hükümetine karşı örgütleri de ‘devrimciler’ olarak tanımladı. Bunun üzerine Şenyüz, 20 Aralık 2012’de Yurt gazetesinde, “Gazeteci Mi CIA ve El Kaide Gülü mü” başlıklı bir yazı kaleme aldı, Aydıntaşbaş’a eleştirilerini sıraladı. Şenyüz, söz konusu yazıda şu ifadeleri kullandı: “Aslı Aydıntaşbaş Hanım niye görmüyor. Peki gerçekler bu kadar açıkken, Suriye muhalefetinin ‘en muteber’ temsilcileri bile ‘Alevilerin, gayri müslimlerin kökünü kurutacağız’ açıklamaları yaparken, Aslı Aydıntaşbaş’ın şeriatçı isyanları devrimci ilan etme kaygısının nedeni ne?”

MESLEKTAŞINI ŞİKÂYET ETTİ

Aslı Aydıntaşbaş, söz konusu yazının ardından kendisine hakaret edildiğini öne sürerek, meslektaşı Şenyüz hakkında savcılığa şikâyette bulundu. Bunun üzerine Meriç Şenyüz, İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde hâkim karşısına çıktı. 28 Kasım 2013’teki yargılamanın sonucunda Şenyüz’ün ‘hakaret’ suçundan adli para cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklamasının geri bırakılmasına karar verildi. Mahkeme, Şenyüz’ün yazısının başlığındaki ifadelerin Aydıntaşbaş ile El Kaide ve CIA’nin arasında bir bağ olduğu algısı yarattığını öne sürdü. İlgili ifadelerin Aslı Aydıntaşbaş’ın ‘şeref ve saygınlığına’ zarar verdiğini öne sürdü.

Gazeteci Şenyüz, İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 4 Aralık 2013’te kararına itiraz etti ancak İstanbul 21. Ağır Ceza Mahkemesi itirazı reddetti. Devamında da Meriç Şenyüz’ün başka bir suçtan ceza alması nedeniyle, İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin verdiği hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı kaldırıldı. Şenyüz hakkındaki bin 749 TL adli para cezası hükmünün açıklamasına karar verildi. Bunun üzerine de Şenyüz, 13 Haziran 2016 tarihinde AYM’ye bireysel başvuruda bulundu.

İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNE MÜDAHALE

Şenyüz, Yüksek Mahkeme’ye yaptığı başvuruda, “Gazeteci mi CIA ve El Kaide Gülü mü” ve “Washington’ın yeni milliyet temsilcisi” ifadelerini kendisinin kullanmadığını savundu. Yargının; itirazını sadece şeklen incelediğini, mahkemenin görev yetkisi içinde davaya bakmaktan kaçındığını, bu sebeple de adli yargılanma hakkı kapsamındaki hak arama özgürlüğü hakkının ihlal edildiğini iddia etti. Başvuruyu değerlendiren AYM, köşe yazısı nedeniyle ‘hakaret’ suçundan adli para cezasına hükmedilmesiyle Şenyüz’ün ifade ve basın özgürlüğüne müdahale edildiğini belirtti.

9 BİN 150 TL MANEVİ TAZMİNAT ÖDENECEK

Şenyüz’ün ifade ve basın özgürlüğünün ihlal edildiğine karar veren AYM, ihlalin ortadan kaldırılması için yeniden yargılanma yapılmasında hukuki yarar bulunduğunu bildirdi. Kararı İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi’ne gönderen Yüksek Mahkeme, Şenyüz’e 9 bin 150 TL manevi tazminat ödenmesine karar verdi. AYM’nin kararında, şöyle denildi: “’Gazeteci mi CIA ve El Kaide Gülü mü” ve “Washingon’ın yeni milliyet temsilcisi’ ifadelerini kullanmadığını iddia etmiştir. Buna karşılık mahkemenin bu iddiaya yönelik bir değerlendirme yapmadığı görülmüştür. Suriye’de iç savaş ile ilgili savaşın başladığı andan itibaren kamuoyuna yansıyan birçok tartışma olmuştur. İlgili köşe yazısının konunun güncel olduğu bir dönemde kaleme alındığı ve yazının bütünü ele alındığında da kamusal tartışmalara katkı sunma potansiyeli olduğu görülmektedir. Köşe yazısının başlığının abartılı ve tahrik edici olduğu açık olup bütün bunlar değerlendirildiğinde köşe yazısının basın özgürlüğü sınırları içinde kaleme alındığı görülmektedir.”