Google Play Store
App Store

Toplumsal muhalefetin önemli merkezlerinden Gazi Mahallesi, 17 kişinin yaşamını yitirdiği, onlarca kişinin yaralandığı, kimilerinin "ayaklanma" kimilerinin ise "kalkışma" d

Candan Yıldız - Esra Cengiz

 

Toplumsal muhalefetin önemli merkezlerinden Gazi Mahallesi, 17 kişinin yaşamını yitirdiği, onlarca kişinin yaralandığı, kimilerinin "ayaklanma" kimilerinin ise "kalkışma" diye tanımladığı "Gazi Olayları" ile kazındı hafızalara. "Abluka, isyan, silah, korku ve kan" ile özdeşleştirilen Gazi Mahallesi, 80 öncesi sol literatürde kullanılan "kurtarılmış bölge"olarak, devletin sürekli "teyakkuzda" kaldığı "sakıncalı" mahalle oldu.

Bu "sakıncalı" mahallede, gösterilerin, duvar yazılarının dışında farklı resimler belirmeye başladı son yıllarda. Mahalle sakinlerinin deyimiyle Gazi Mahallesi "planlı bir yozlaşmanın" hedefi haline getirildi. Pıtırak gibi barlar açılırken, müzikhol tabir edilen eğlence yerleri mantar gibi bitmeye başladı. Bu gelişmelere başkaları da eklendi. Gaziosmanpaşa'nın kritik mahallelerinde "randevuevi" gibi çalışan yerlerin olduğu tespit edildi. En çarpıcı olansa, düne kadar "sıradan" yaşayan mahallenin çocukları "sıradışı" oldu ve mahallelerine son model arabalarla gelmeye başladı. Ailelerden gelen şikayetler doğrultusunda, mahalle gençlerinin uyuşturucu hap kullandığı ve bunun giderek yaygınlaştığı öğrenildi.

Gazi Mahallesi'nin en eski sakinlerinden 65 yaşındaki Sadık Çakmak,tablonun çok kötü olduğunu söylüyor: "Okul önlerinde simitçiler var. Onlar çocukları kumara teşvik ediyorlar. Burda ekmek kadar kolay bulunuyor uyuşturucu haplar. İnsanların ahlakını, onurunu bozuyorlar. Gazi'ye "köy korucuları" göç etti. Çok rahat silah taşıyabiliyorlar. Adamların adeta dokunulmazlığı var. Hiç duydunuz mu bugüne kadar Gazi'de kokain ya da eroin yakalandığını? Heryerde yakalanıyor da burda niye yakalanamıyor? Devlet herşeyi biliyor, her şeyi görüyor. Gazi'de afyon tarlası bile var. Neden bunlara izin veriliyor?"

 

KARAKOL POLİSİ İŞİN İÇİNDE Mİ?

Gaziosmanpaşa ÖDP Eski İlçe Başkanı Mustafa Can ise soruna ilişkin tabloyu özetlerken, Gazi'deki fuhuş evi sayısının 100'lerle ifade edildiğini ve bu sayının pek çok yerden teyid edildiğini belirtiyor. Can, uyuşturucu satan ve kullanan çocukların 'ezilen kesimlere ait' çocuklar olduğunu söylüyor ve uyuşturucu satışıyla ilgili ürkütücü bir iddiadan bahsediyor: "İddialara göre bir uyuşturucu satıcısının telefonu dinleniyor, bir kişi satıcıya 'sat korkma, (x) abinin bilgisi var' diyor. Bu kişi de bir karakol polisi."

Gazi Halk Polikliniği doktorlarından Mustafa Ağır "100-150 kişilik gruplar gündüz gözüyle kavga ediyor. Bir işyerine girip adamın boğazını kesip gasp yapıyorlardı. Herkes çok bıkmıştı ama kimse üstlenmiyordu bu işi. Birileri çıkıp düzeltsin istiyorlardı" diyor.

İşte o dönemde bir inisiyatif devreye girdi. Halk Meclisi'nin "sorunlara sahip çıkalım" çağrısına kulak veren, pek çok kesimin bir araya gelerek oluşturduğu bu inisiyatifin adı "Gazi Yurttaş Girişimi".

 

SOLCU, DEMOKRAT YA DA DEĞİL; HERKES AYNI TEHDİT ALTINDA..

Gazi Halk Meclisi, Gazi'de yaşayanların sorunlarını çözmek amacıyla oluşturulan bir yapı. Halk Meclisi yaptığı toplantılarda, uyuşturucu, fuhuş, yoz kültür, çeteleşme ve bunların çevredeki gençlere verdikleri zararları en önemli sorunlar olarak tespit ediyor. Okul müdürleriyle yapılan görüşmelerde, okullarda çok rahat uyuşturucu satılabildiğini öğreniyorlar. Gazi Halk Meclisi yetkilisi ile yaptığımız bu röportaj, mahallenin içinde bulunduğu durumu bütün yönleriyle anlatıyor. Röportaj, aynı zamanda sol kimlikle hareket eden gençlerin içinde bulunduğu ruh halini gösteren çarpıcı bilgiler de içeriyor.

 

Hangi saiklerle "yozlaşma" sorununa eğildiniz?

Halk Meclisi olarak neler yapılabilir, nasıl çözülebilir diye düşünmeye başladık. Bu noktada devletten çok birşey beklemiyorduk. Çünkü uyuşturucu satılan evlerin polisler tarafından korunduğunu, uyuşturucu satan insanların çok rahat bu işi yaptığını, yapılan şikayetlerden hiçbir sonuç alınamadığını, bir şekilde göz yumulduğunu söylüyordu herkes. Gazi Mahallesi'nde kendi çocuğunun da bu ağın içine düşebileceğini gördü insanlar. Herkes bir çözüm üretmekten yanaydı. Hemen hemen herkesi biraraya getirerek, çözüm arama işini başlatmış olduk. Gençlerle, yaşlılarla konuşuldu.

O dönemde ailelerin size başvuruları oldu mu?

Halk Meclisi olarak ulaştığımız aileler vardı ama çok yaygın olduğu için bütün ailelere ulaşmayı başaramadık. Gazi demokrat bir mahalle, kimse çok rahat çıkıpta, çocuğunun uyuşturucu kullandığını filan söyleyemez. Doğal olarak satan da çok gizli yapıyor. Ancak bir kaç kişiye ulaşınca, ne kadar yaygın olduğunu farkettik.

Bu çocuklar aynı zamanda eylemlere de katılıyorlar, mahalleden kaynaklanan bir kimlikleri de var...

Son NATO eylemlerinin hemen hemen hepsine katılmış çocuklar çıktı, uyuşturucu içen. Basın açıklamalarına katılan devrimci demokrat, yanımızda yöremizde olan kişilerde bile uyuşturucu kullanana rastladık. Direk baskı yaparak bir sonuç alınamayacağını biliyorduk zaten. Tüm bunları konuşmaya çalışıyorsun, anlatıyorsun, yapabileceğin fazla da birşey yok.

Kullananlara ulaştığınızda neler gözlemlediniz?

14-15 yaşlarında bir çocukla yaptığımız görüşmede, bir dönem uyuşturucu kullandığından ve ailesinin onunla çok fazla ilgilenmediğinden bahsetti. O dönem Gazi Mahallesinde, çetelerden kurtulmak için, 100-150 kişi birleşip uyuşturucu satanları tespit etmişler ve mahalleyi terketmelerini istemişler. Bu çocuk da orada, kovalananlar arasındaymış, çok korkmuş bu durumdan. Kendisiyle bir alakası yok aslında çünkü o satanlardan değil içenlerden. Tekrar aynı şeyle karşılaşabilirim diye korkudan bırakmış. Ona uyuşturucuya nasıl başladığını sorduğumda, 'o kadar kolay ki, belki sigaraya başlamak bile daha zordur' dedi. Biri sana bedava veriyor, ondan sonra sen bu uyuşturucuyu bulmak için bir başkasını alıştırıyorsun ve bu şekilde sen en yakınındaki arkadaşını bile bu işin içine sokuyorsun. Ailelerine baktığımızda yoksul, kendi halinde olan insanlar. Kimden yardım isteyecek?

Gazi'deki 'güçlü sol kimlik' bu çocuklar üzerinde etkili mi?

Oturup konuştuğun zaman "Nasıl bir yaşam vaad ediyorsunuz bana?" sorusunu soruyorlar ya da "hayatımda neyi değiştireceksin?" gibi. Bütün bu konuşmalarda en çok karşılaştığım tepkiler şunlardı: 'Bir okul okumadım, bir işim yok, hayattan çok fazla bir beklentim yok, benim hayatıma ne katacaksın?" Onlar sizi sorgulamaya başlayınca söyleyebileceğiniz tek şey, bunun çok kötü olduğu, bırakıp ayakta kalmayı başarabileceği yönünde sözler oluyor.

 

GAZİ TARİHÇE

Bugünkü adıyla Gazi Mahallesi, 1970'li yılların ortalarında küçük bir köy görüntüsü sergileyen, birbirinden bağımsız 15-20 gecekondusu olan, elektriği, suyu bulunmayan ve daha çok Karadenizlilerin ve Alevi kökenli ailelerin yaşadığı bir yerleşim yeriydi. Mahalle, Alevi kökenli ailelerin güçlü olması nedeniyle, benzer aileler için de çekim merkezi oldu. 70'lerin sonunda hızlı göç alan Gazi Mahallesi'nin siyasallaşma süreci bu dönemde başladı. Devletin dikkatini bu mahalleye yöneltmesi de bu tarihlere rastladı. Gazi Mahallesi'nde yine o tarihlerde yalnızca bir ilkokul vardı. Ortaokul ve lise yoktu. 12 Eylül 1980'den sonra büyük bir baskı ile karşılaştı Gazi halkı. Pek çok genç mahalleden ayrılmak zorunda kaldı. 3-4 kişinin birarada dolaşması bile imkansızdı. 1987-88 yıllarında solcular, aralarında örgütsel bir ayrım olmadan yeniden mahallede etkili olmaya başladılar. Ancak siyasal ayrışmalar ortaya çıkınca, farklılıklar da belirginleşti. 90'lar da ise Gazi'ye damgasını vuran müteahhitler oldu. Bu tarihten sonra mahalleye göç edenlerin çetelesi tutulamadı. Kozmopolit bir yapı oluştu. "Gazi Olayları" işte bu ortamda ortaya çıktı.

 

Yarın: Gazi Yurttaş Girişimi deneyimi