Gazi ve Ümraniye katliamlarının 27’nci yılında bir araya gelen Gazi halkı, gerçek sorumluların yargılanmadığını, katliamın üstünün örtüldüğünü ifade ederek, “Katliamlar insanlığa karşı suçtur, zamanaşımı söz konusu edilemez” dedi.

Gazi Katliamı’nın üstü örtülemez

HABER MERKEZİ

Gazi ve Ümraniye katliamlarının üzerinden 27 yıl geçti. 12-15 Mart 1995 tarihinde gerçekleşen, toplam 23 kişinin yaşamını yitirdiği, 408 kişinin yaralandığı katliamda adalet sağlanamadı. Gazi halkı, katliamın yıl dönümünde Gazi Mahallesi’nde eski karakol önünde bir araya geldi. Katledilenlerin anıldığı ve adalet talebinin bir kez daha istendiği açıklamada şöyle denildi:

“Bundan tam 27 yıl önce 12 Mart 1995'te şoför Mesut Efe'nin ticari taksisini gasp edip, boğazını kesen ve sonrada iz kalmasın diye aracını yakan katiller mahallemizde 3 kahvehaneyi ve 1 pastaneyi kurşun yağmuruna tuttular, Doğu Kahvehanesi’nde oturan Halil Dede hayatını kaybederken 5'i ağır 25 kişi yaralanmıştır. Eli kanlı katillerin amacı halkı birbirine kırdırmak suretiyle Alevi-Sünni çatışması yaratmaktı. Ama Gazi Halkı provokasyonu yapanı da, yaptıranı da, nedenini de biliyordu. Amaç Gazi'de devrimci muhalefeti sindirmek ve tüm devrimci, demokrat halka gözdağı vermekti. Katillerin yakalanması ve cezalandırılmasını isteyen Gazi halkına, bu kez de, halkın can ve malını korumakla görevli olması gereken devlet güçleri tarafından, dünya basınının gözü önünde, hedef gözetilerek otomatik silahlarla ateş edilmiş, bulunduğumuz ve karanfillerimizi bıraktığımız bu yerde onlarca kişinin ölümüne yüzlerce kişinin yaralanmasına neden olunmuştur. Gazi Halkı'nın zalime ve zulme direnişi, sokağa çıkma yasağına, katliamlara, devletin polisinin sergilediği vahşet görüntülerine, 18 şehit, yüzlerce yaralıya rağmen 3 gün boyunca sürmüştür. Ümraniye'de Gazi halkına destek vermek, katliamı protesto etmek isteyen kitleye, bir okulda pusuya yatmış katiller tarafından ateş edilerek 4 canımız katledilmiştir.”

Katliamın ardından açılan davada yargılanan katillerin cezalandırılmadığını ifade eden Gazi halkı, dönemin başbakanı Tansu Çiller, İçişleri Bakanı Nahit Menteşe, Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı Hanife Avcı, Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar, İstanbul Valisi Hayri Kozakçıoğlu, İstanbul Emniyet Müdürü Nejdet Menzir’in sorumlu olduğunu ve cezalandırılması gerektiğini belirtti. Açıklamada “Binlerce eli silahlı katilin karışışına sadece yürekleriyle çıkan, binlerce katilin onlar karşısında nasıl korkak ve aciz olduklarını, halkın gücünü tüm Türkiye'ye gösteren şehitlerimizi ve gazi halkını selamlıyoruz” denildi.

İNSANLIĞA KARŞI SUÇ

İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi’nden yapılan açıklamada ise faillerin korunduğu, göstermelik cezalarla katliamın üstünün örtüldüğü, gerçek sorumluların yargılanmadığı belirtilerek, “2018 yılında, Yargıtay tarafından bozulan ve 23 yıl sonra yeniden görülmeye başlanan Ümraniye katliamı davasında da tablo değişmedi. Dava başında da dediğimiz gibi; 23 yıl sonra bırakın delillere ulaşmanın artık mümkün olamayacağını, müştekilerin, tanıkların hatta sanıkların bir kısmına ölüm ve benzeri nedenlerle ulaşılması mümkün olmadığından, davada bu kere de, cezasızlık tutumunun dışında ayrıca maddi imkânsızlıklar nedeniyle zorluklar söz konusu. Nitekim uzun aralıklarla yapılan duruşmalarda kimi sanık ve müştekilerin dinlenmesi dışında halen anlamlı bir yargısal işlem yapılmadı bugüne kadar. Gazi ve Ümraniye katliamları bir insanlığa karşı suçtur, zamanaşımı söz konusu edilemez, devlet gücü kullanılarak işlendiğinden bu suçu işleyenleri açığa çıkartacak etkili yöntemlerle soruşturma ve yargılama yapılmasını gerektirir. Bu nedenle, bir kere daha yargı kurumlarını ve siyasi iktidarı adaleti sağlamak üzere görevlerini yapmaya ve insanlık değerlerine sahip herkesi, yeniden açılan Ümraniye Katliamı Davasının 14 Mart 2022 (yarın) günü saat 10.00’da Anadolu Adliyesi 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülecek duruşmasını izlemeye ve ailelerin adalet talebine ses vermeye çağırıyoruz” denildi.