Gaziantep’te gurbetçi rüzgarı

Galatasaray, Real Madrid bozgunundan sonra Gaziantep deplasmanında, ilk yarıdaki etkili oyunu ve Ömer Bayram’ın baskın rolüyle kazandı, zirveden kopmadı.

Galatasaray, Malatya deplasmanında benzer bir hücum planı ile çıkmıştı sahaya. Ömer-Adem-Babel ve Andone orada da sahadaydı ve bu oyuncuların oldukça hareketli oyunuyla, takımın 2017-18 sezonunun başından beri gösterdiği en iyi deplasman performansına şahit olmuştuk. Bu akşam Andone-Babel değişikliği ve Feghouli’nin varlığı bu performansı biraz aşağı çekti tabii. Ancak bu farkı kapatmak için sahneye Galatasaray’ın bu sezonki en yaratıcı oyuncusu Ömer Bayram çıktı. Harika bir gol ve izleyen golün öncesinde hızlıca Emre Taşdemir’i gördüğü pas. O pas Türkiye tecrübesi değil Hollanda eğitiminin sonucu söyleyelim. Türk asıllı Ömer Bayram’ın bu pas oyununa karşı 12 yaşında Ajax akademisine giren Ryan Babel’in statik ve insanı boğan oyununu da Hollandalı aşırı sağcı, göçmen düşmanı Geert Wilders açıklasın artık. Emre ve Mariano’nun 5’linin sağını kullandığı her atakta, ayaklarına hakim iki defans oyuncusu Marcao ve Luyindama onları desteklediler. Burada Sumudica’nın takımı kaptıkları topları Ahmet’i bire birde bırakarak tehlikeye döndürmek için kullanabilirlerdi, fakat burada da Lemina’nın orta saha ile kendi defansı arasında kalan bölgede önemli bir rol üstlendiğine sahip olduk.

Fatih Terim bu sezon, hangi oyuncuların bu formayı hak ettiği ve hangi diziliş ve oyun planıyla oynaması üzerine birkaç kez mesaj aldı. Bu mesajları her seferinde kısmi olarak ya da tamamen görmezden gelmeyi tercih etti. Bu akşam aldığı mesaj pragmatik açıdan da zihin açıcı bir mesaj. Takımı, 1 sene, 16 maç sonra ilk kez İstanbul dışında 2 farklı kazandı. Kasım 2018’den beri 2 ve daha farklı kazandığı tek deplasman maçı, şubat ayında oynanan Kasımpaşa maçıydı (1-4). Üstelik bu başarıyı getiren, 90 dakikalık değil sadece 45 dakikalık bir oyundu. Fatih Terim ve ekibinin (göbek büyütüp rakip futbolcuları saha içinde kovalamadıkları zamanlarda) bu oyunu 65-70 dakikaya sürecek oyuncuları bulmaları lazım. Zira ellerinde emsal alabilecekleri iyi bir iskelet var. Üstelik bu planda yapılacak ufak rötuşlar için, Terim’in 2 sezondur sürekli tekrarladığı ocak ayını beklemeye gerek yok.

Son bir notum bu maç üzerinden ülke futboluyla ilgili bir saptama. Cüneyt Çakır’ın ilk yarı bitiş düdüğüyle ikinci yarı başlangıç düdüğü arasında tam 18 dakika 50 saniye vardı, neredeyse 19 dakika. Süper Lig’de devre araları nedense 15 dakikadan çok 20 dakikaya evriliyor gibi. 3 günde bir maçtan en fazla şikayet eden ülkelerden biri olmamıza şaşmamalı.