Efendim, nedir bu GDO diyorsanız ve neden bu şöyledir böyledir diye yırtınıp duruyorsunuz...

GDO Nedir?

Efendim, nedir bu GDO diyorsanız ve neden bu şöyledir böyledir diye yırtınıp duruyorsunuz diye soruyorsanız bunca politik mesele varken memleket yanıp kavrulurken evvela o soruları cevaplayalım. GDO nedir? Bir insanın kendi kendini yönetmesine GDO denir. Evet bu bizim kuşak arasındaki soğuk bir şakadır ama burada eğer GDO ya dair bir şey söyleyeceksek bunun tam tersini iddia etmekle başlayabiliriz. GDO asla hiçbir zaman hiçbir şekilde bir insanın kendi kendini yönetmesi değil kendini kendi kaderini hatta çocuklarının ve torunlarının da kaderini Çok uluslu şirketlerin eline teslim etmesidir. Halihazırda bu çok uluslular para, güç ve iktidar için dünyanın dört bir yanında köylülerin ümüğünü sıkmakta ve doğal kaynaklara el koyarak yaşayan her canlı türünü telef etmekte hiçbir beis görmemekte, bunun için cinayet dahil her yöntemi kullanadurmaktadırlar.

Eh tamam da nedir bu GDO diyorsanız hala. Her şeyi ben bilirimci “insanoğlu” genetik mühendislik sayesinde farklı kaynaklardan DNA molekülleri alıyor. Birbirleri ile kombine ediyor. Sonra yeni bileşim DNA yaşayan bir organizmaya transfer ediliyor. Hemen pratiğe dökelim. Elimizde bir domates var diyelim. Soğuğa ve uzun transferlere dayanıksız. Ona soğuk sularda yaşayan bir balığın genini aktarıyorsunuz. Oldu mu size soğuğa dayanıklı taş gibi domates. Ama balığa alerjisi olan biri yerse bu domatesten saf saf domates zannedip bu yeni “harika domates”imizi. Yandığının resmidir. Balığa alerjisi olmayana sağlık riskleri yok mu? Olmaz mı? Kısırlıktan bağırsak kanserine seç seçebildiğini. Örneğin mısıra ekledikleri bir toprak bakterisi sadece mısırı ısırmaya cüret eden böcekleri öldürdüğünü iddia etmekle kalmıyor bağırsaklarımızdaki bazı bakterilere kendi genlerini aktararak bizzat içimizde kalıcı hale geliyor. Daha da vahimi bu bakteri tarafından üretilen böcek öldürücü toksik maddeye hem hamilelerin hem de henüz doğmamış bebeklerin kanında rastlanabiliyor. Güvenli olduğu kanıtlanana kadar tüketilmese mi dediniz? Çok uluslular ve onların hükümetleri güvensiz olduğu kanıtlanana kadar yediririz diyorlar. Tarihin en büyük genetik deneyinin bir parçası olmaya hazır olun yani.

Üstelik bu teknoloji pahalı mı pahalı. Üretilen tohumların çiftçilere ilk seferinde parasız dağıtıldığına bakmayın. Onlar yem. Çiftçiler ökseye yakalanan kuşlar gibi. Hindistan’da çırpınıyorlar misal. Kurtulamıyor. Her ay, evet her ay yaklaşık bin çiftçi kurtuluşu intiharda buluyor. Daha da ötesi bu genler tecavüzcü. GDO’lu bir bitki türü tozlaşma neticesinde kendi değişmiş genlerini genetiği değişmemiş bir başkasına geçiriyor. Bu durumda o bitkiyi de kendine benzetiyor. Binlerce türün tek bir türe dönüşmesi yani olan aslında.

GDO Demokrasisi

Peki kendi memleketimizde durum ne? Bir müddettir başkanlığını Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Mikrobiyoloji Anabilim Dalında öğretim üyesi olan Hakan Yardımcının yaptığı biyogüvenlik kurulumuz var. http://tbbdm.gov.tr/ diye de bir internet sitesinden demokrasi dersi veriyorlar. Yani o siteye giriyorsunuz, bilgi bölümünü tıklıyorsunuz. Ardından duyurular bölümüne gelin. Orada arka arkaya sıralanmış raporlar göreceksiniz. O raporları tıklayın. Tıklayınca açılan bölümde nerdeyse birbirinin aynı risk değerlendirme ve sosyo-ekonomik değerlendirme raporları göreceksiniz. Cut-Copy-Paste. Biyogüvenlik Kanunu, uygulama yönetmeliği ve Resmi Gazete'nin 13 Ağustos 2010 tarihli sayısında yayınlanan "Biyogüvenlik Kurulu ve Komitelerin Çalışma Usul ve Esaslarına Dair Yönetmelik" e bakarsanız, her başvuru için 11 kişiden oluşan ayrı bir komitenin oluşturulmasını gerekiyor. Yönetmeliğin genel hükümler başlıklı 4'üncü maddesinin 3'üncü fıkrası "Kurul, yapılan her bir başvuru için ayrı bir komite oluşturur ve bu komiteler her bir değerlendirmeyi ayrı yapar." Diyor. Ayrıca 11 üyeden oluşması gereken komite tüm kararlarını 1'e karşı 8 oyla almış. Biri açıklasın lütfen bu nasıl olmuş! Bu raporun altında da kamuoyu görüş bildirme formu var. Hah işte orası memleketin ileri demokrasiye doğru hızla ama gizli gizli ilerlediğinin bir kanıtı. Liberal arkadaşların haberi yoksa ben haberdar edeyim. kendileri böylesi gizemlere meraklılardır şüphesiz. Siz yine de görüşünüzü oraya yazın. GDO’ya Hayır Platformu, ve platformu oluşturan bileşenler ve emek veren yüzlercesinin epey eleştirisi var internet ortamında yardıma ihtiyaç duyarsanız. Ha tabii bu demokrasi kumkuması internet sitesi çalışırsa. Çalışmazsa boşuna kurul üyelerine başka yerlere özellikle de itirazınızı iletmeyin, değerlendirmeye almadıklarını çoktan açıkladılar. Ha bu mısırlar sadece yem derlerse biz yemiyoruz demeyi unutmayın. Yemden hayvana hayvandan süte sütten doğru çocuğunuzun ve sizin midenize!

Netice olarak: Bu AKP demokrasisi bana GDO ile pek uyumlu gözüktü: o geni yedikten sonra asla ne eski halini alabiliyor ne de ileri demokrasi olabiliyor. Ama şahane yeni özellikler kazanıyor: yalancılık, kıyıcılık, talancılık, tecavüzcülük ve tek tipleştiricilik gibi. Beğenir yerseniz!