Google Play Store
App Store

Ankara 21. İdare Mahkemesi, 6 yıl önce KHK ile üniversiteden ve devlet memurluğundan ihraç edilen Barış Akademisyeni Prof. Dr. Aktan’ın göreve iadesine karar verdi. Aktan “Devam eden davalara emsal olabilir” dedi.

Geç gelen adalet emsal olabilir
Prof. Aktan, ihraç edildiği gün olan 20 Aralık 2017’de öğrencileri ve meslektaşları tarafından uğurlanmıştı. (Fotoğraf: TTB)

Sibel BAHÇETEPE

6yıl önce çıkarılan 686 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile 29 yıl çalıştığı Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ndeki görevinden ve devlet memurluğundan ihraç edilen Prof. Dr. Özdemir Aktan, Ankara 21. İdare Mahkemesi’nin verdiği kararla görevine iade edildi. Aktan, bu kararın emsal teşkil edebileceğini belirterek “KHK’ler ile hukuk skandalları yaşandı. Bu karar devam eden davalara da emsal teşkil edebilir” dedi.

Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi, eski Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Aktan, Şubat 2017’de KHK ile görevlerinden ihraç edildi. KHK’lilerin başvurusunu inceleyen OHAL Komisyonu da Aktan’ın dosyasını 4 yıl sonra reddetti. Bunun üzerine Prof. Aktan 2021 yılında konuyu mahkemeye taşıdı. Ankara 21. İdare Mahkemesi de geçen günlerde Aktan’ın göreve iadesine, yoksun kaldığı parasal ve özlük haklarının yasal faiziyle ödenmesine karar verdi. Mahkeme, Prof. Dr. Aktan’ın ihraç edilmesine "gerekçe" olarak sunulan "terör örgütü ile iltisak veya irtibatlı" olduğuna dönük bilgi ve belgeye rastlanmadığını belirtti. Bu kararla Aktan, görevden uzaklaştırılan Barış Akademisyenleri içinde özlük haklarına kavuşan ilk isim olduğu kaydedildi. Karar kesinleştiği takdirde Aktan’ın hakları iade edilecek.

ÇOK İNSANIN CANI YANDI

Karar sonrası BirGün’e değerlendirme yapan Prof. Aktan “Bu suça ortak olmayacağız bildirisini imzalayan Barış İçin Akademisyenleri içerisinde işe iade edilen ilk kişi ben oldum. Umalım ki devamı gelsin” dedi. Çıkarılan KHK’lerle çok sayıda insanın canının yandığını anlatan Aktan “Bu dönemde her türlü zulüm uygulandı. Bir an önce diğer arkadaşlar için karar verilmesi ve bu yolun açılması gerekiyor" değerlendirmesini yaptı. İhracına neden olan suçlamanın "bir terör örgütü ile iltisaklı olmak" şeklinde belirtildiğini anımsatan Aktan, şöyle devam etti:

"Bu kavram literatüre ilk kez girdi. İltisaklı olmak karşı karşıya bakışmak mı, el ele tutuşmak mı, bunun ne olduğunu tam bilmiyoruz. Ayrıca hangi terör örgütü ile iltisaklı olduğumuzu da bilmiyoruz. Açıklanmayan ve anlaşılmayan o kadar çok şey vardı ki… O dönem OHAL Komisyonu kuruldu. OHAL Komisyonu kararı olmadan mahkemeye ve AİHM’e de gidemiyorsunuz. Aslında OHAL Komisyonu’nun görevi, bunları geciktirmekti. 155 bin dosya gitmiş oraya, 10 bini dışında hepsini reddetti, göreve iade etmedi. OHAL Komisyonu’nun bu kararı vermesi 4 yıl sürdü. 2021’de biz mahkemeye başvurabildik. Ankara Bölge İdare Mahkemesi’nden çıkan bu karar, Barış imzacıları içinde ilk iade kararı. Barış Akademisyeni olan bine yakın kişinin içinden şuana dek kimse görevine geri dönmedi. İdari Mahkemesi beni göreve iade etmiş oldu. Bu karardan sonrası devlete dönme durumum yok. 67 yaş sonrası devlette çalışamıyorsun. Ben de 70’e dayandım."

Prof. Dr. Özdemir AktanProf. Dr. Özdemir Aktan

HUKUK SKANDALI

Aktan, KHK ile çok sayıda insanın hukuk skandalları ile karşı karşıya kaldığına dikkat çekerek "Bu dönemde peşin cezalandırma yapıldı. KHK’ler tek başına bir hukuk skandalı. Türkiye’de hukuku tartışmak rasyonel şekilde ilerleyemiyor. Bir gün düzelecek ama herkesin çektiği de yanına kalacak maalesef" dedi.

***

GENÇLER PERİŞAN OLDU

Üniversiteden ve devlet memurluğundan ihraç edilmesiyle birlikte özel bir hastanede çalıştığını anlatan Prof. Özdemir Aktan, "Benim durumum diğer arkadaşlardan biraz farklı. Ben zaten emekliliğimi çoktan kazanmış biriydim, o aşamada emekli oldum, emekli maaşımı aldım. 4 yıl pasaportsuz kaldım, davalardan sonra normal pasaportumu aldım ama memuriyet nedeniyle kazandığım yeşil pasaportumu alamadım. Ben emekliliğimi de memuriyetten kazanmıştım, onu aldım ama yine aynı işi yaptığım için kazandığım yeşil pasaportumu alamadım. Bunlar bizim ülkemizde anlaşılmaz olarak kalıyor. Ayrıca şöyle bir garip uygulama daha oldu. İlk KHK’ler çıkar çıkmaz ‘doktorların özel sektörde çalışmasına engel yoktur’ diye bir genelge yayımlandı. Ancak ihraç edilen polislere, öğretmenlere, mühendislere böyle bir hak tanınmamıştı. Tarih bölümünden, siyasaldan ihraç edilenlerde bu olmadı. Bir iş bulup çalışamadılar, maalesef özellikle daha genç olanlar perişan oldu" dedi.

***

HEPSİ GÖREVİNE İADE EDİLMELİ

Eğitim Sen, yaptığı açıklamada Barış Akademisyenlerinin tamamının göreve iade etmesi gerektiğine dikkat çekerek, özetle şu açıklamayı yaptı: "OHAL Komisyonu kararlarına karşı Ankara’da yetkili kılınan idare mahkemelerine açılan davalarda da mahkemelerin kurumlardan istediği bilgi ve belgelerden de yürütülen sürecin hukuki dayanaklardan yoksun olduğu her defasında gözler önüne serilmişti. Nihayet, Ankara 21. İdare Mahkemesi, bir ilke imza atarak, ‘Bu suça ortak olmayacağız’ bildirisinin imzacısı olan bir akademisyeni görevine iade ederek bunca zamandır yaşananların hukuksuzluğunu hükme bağladı. Bildiriye imza attıkları gerekçesiyle ihraç edilen akademisyenlerin ihraç edilmelerine dair hukuki hiçbir dayanak bulunmamaktadır. Eğitim Sen olarak ifade etmek isteriz ki söz konusu karar geç kalmış, çekilen eziyetlere dair adaleti tesis etmese de oldukça önemli bir karardır. Bu karar, ihraç edilen imzacı akademisyenlerin her biri için hayat bulmalı ve akademisyenler görevlerine iade edilmelidir."