Geç kaldık ama onarabiliriz
İspanya’da en az 158 can alan sel felaketi iklim krizinin boyutunu hatırlattı. Prof. Dr. Türkeş, “İklim sistemini onarmakta geç kaldık ama hâlâ şansımız var” dedi.

Bahar GÖNÜL
İspanya’nın Valencia kentindeki sel ve taşkında ölenlerin sayısı 158’e yükseldi. İklim krizinin etkisini yoğun olarak hissettirdiği Avrupa’daki en büyük sel felaketlerinden biri yaşandı.
Ortaya çıkan manzaralar felaket filmlerinin de ötesine geçti.
Yaşanan bu süreci ve Türkiye’deki durumu iklim bilimcilerle konuştuk. Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Murat Türkeş yaşananların insan kaynaklı olduğunu anımsatarak “İspanya’da kuvvetli bir yüksek basınç anomalisi önce kuraklığa neden oldu. Küresel ısınma ve buna bağlı buharlaşmanın artması, döngünün değişip şiddetlenmesi yeni aşırılıkları da ortaya çıkarıyor” dedi.
Türkeş, yerkürede her zaman iklim değişikliğinin olduğunu fakat sanayi devrimiyle beraber sürecin hızlandığını belirterek şöyle dedi: “20. yüzyılın son çeyreğiyle birlikte bu hız daha da arttı. Sıcaklar, buharlaşma artıyor, toprağın nem dengesi değişiyor. Bir yandan kuraklık, bir yandan yağış var. Kısa zamanda birim alana çok fazla yağış düşebiliyor. Bu da sellere taşkınlara sebep oluyor. Yağış dağlık alanda ise bu kez heyelanlara yol açıyor. Uzun süreli sıcak, kurak yazlar mega yangınlara yol açıyor.”
YAPILAŞMA ETKİSİ
Türkeş, iklim sistemini onarmakta çoktan geç kalındığını savunarak “Ama daha fazla geç kalınmadan onarabiliriz. Bugün bunu 30 sene öncesine göre çok daha fazla maliyet ve emek harcayarak yapabiliriz” dedi.
Türkiye’deki duruma ilişkin değerlendirme yapan Prof. Dr. Türkeş, şunları söyledi: “Özellikle Karadeniz taşkınları arazi kullanımıyla, ormansızlaştırma, sahil yolları, HES’lerle, dağların, vadilerin bozulması, doğal bitki örtüsü yerine fındık ve çay bahçelerinin oluşturulması da sel ve taşkına sebep oluyor.”
İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Orman Fakültesi Orman Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Doğanay Tolunay, ise İspanya’daki sel özelinde kuraklıkla beraber insan yapılaşmasının da etkili olduğunu savundu. İspanya’da uzun süredir kuraklık olduğunu söyleyen Prof. Dr. Tolunay, şu görüşleri paylaştı: Böylesi bir kuraklık sonrası su toprak içine giremez, yüzeysel akışa geçer. Bu yüzden kuraklık sonrası yağışlarla daha sık karşılaşılır. Bunun yanında Valencia’da iki önemli nehir var: Turia ve Jucar. Bu nehir havzasında yapılaşma var. Ormanlar ise yok edilip tarım alanlarına dönüştürülmüş. Yaşanan sellerin ve kuraklıkta yanlış arazi kullanımının da etkisi var.
Türkiye’de de yanlış yapılaşmanın can ve mal kaybına yol açtığını savunan Tolunay şöyle dedi: “Türkiye’de de dere yataklarındaki yapılaşmalar, arazi tahribatları sellere yol açıyor, Önümüzdeki 1.5 ayda Ege’de de şiddetli sağanak yağışlarla karşılaşabiliriz. İzmir kritik durumda çünkü geçtiğimiz yaz orman yangınları yaşandı. Bu yangınlar sonrası ağaçların yok olduğu arazide su tutulamıyor ve sel riski artıyor”
Tolunay, iklim kriziyle mücadele kapsamında alınacak önlemleri şöyle sıraladı: “Fosil yakıtlardan vazgeçilmeli. Akarsu, göl ve ormanlar sel afetlerini azaltmada önemli. Dere yataklarında yapılaşma olmamalı. Kamu kurumları, belediyeler çalışmaları yapmalı.”
∗∗∗
ISINMA YAĞIŞI ARTIRIYOR
Imperial College London’dan iklim bilimci Dr. Friederike Otto İspanya’daki sel felaketine ilişkin BBC muhabirine değerlendirdi. Otto şunları söyledi: "Fosil yakıt kaynaklı ısınmadaki her derece artışı ile atmosfer daha fazla nem tutabiliyor ve bu da daha yoğun yağış patlamalarına yol açıyor. "Gota fría" ya da “Soğuk damla” olarak adlandırılan bu olayda, soğuk hava, son birkaç yıldır daha da sıcak olan Akdeniz sularına iniyor. Deniz yüzeyindeki sıcak nemli hava hızla yükseldiği için, kıyıya sürüklenen büyük yağış bulutlarının oluşmasına neden oluyor. Bu bulutların taşıdığı yağmur miktarını doğrudan etkilediği düşünülüyor. Buna göre her bir derecelik ısınmada bulutların taşıdığı yağış miktarı yüzde 7 oranında artıyor. Yağmur şiddetle yağdığında da toprak bu kadar fazla suyu emebilecek durumda olmuyor. “ İspanya’da ise uyarıların geç yapıldığına dair çok sayıda eleştiri yöneltildi. Yollar, köprüler ve caddelerin geçen yüzyılın iklimine göre inşa edildiğine dikkat çekiliyor.