Koca bir yılı geride bıraktık ve yeni bir yıla basketbolumuz açısından büyük umutlarla giriyoruz. 2006 yılının hepiniz için sağlık, mutluluk huzur ve basketbol dolu gün

Koca bir yılı geride bıraktık ve yeni bir yıla basketbolumuz açısından büyük umutlarla giriyoruz. 2006 yılının hepiniz için sağlık, mutluluk huzur ve basketbol dolu günler getirmesini dilerim. Geride bıraktığımız yıl maalesef Türk basketbolu açısından pek başarılı geçmedi. Avrupa’da istediğimiz başarıları bir türlü yakalayamadı k. Özellikle Avrupa Şampiyonası’nda hiç beklemediğimiz bir başarısızlık yaşadık.

Büyük umutlarla gittiğimiz Sırbistan Karadağ’ dan elimiz boş döndük. Turnuva sırasında ve sonrasında oyuncular arasında yaşanana kavgalar ise bu başarısızlığın üzerine tuz biber oldu. Millilerimizin birbirlerini suçlayan demeçleri onlara hiç yakışmadı. Üstelik milli takımlar menajerinin de oyuncuları suçlaması ve onlarla tartışması bozgunun sebeplerini açıkça ortaya koyuyordu.

A takımlar seviyesinde bunlar olurken, yıldız milli takımızın Avrupa Şampiyonluğu’nu elde etmesi, gençlerimizin ise finalde kaybederek ikinci sırayı almaları, Avrupa’da bizi biraz da olsun teselli etti ve geleceğe umutla bakmamıza neden oldu. Bu çocuklar kendilerini geliştirmeye devam ettikleri taktirde ilerleyen yıllarda basketbolumuz için umut olacaklardır.

Ülkemizde düzenlenen ve ilk defa katıldığımız Kadınlar Avrupa Şampiyonası’nda çeyrek finale kalarak bir ilki gerçekleştirmiş olduk. Akdeniz oyunlarında aldığımız birincilikten sonra bu sonuçla Avrupa’da kadınlarda Türk basketbolunun da yerinin olduğunu kanıtlamış olduk.

Basketbolumuz açısından aldığımız iki idari karara çok sevindik. İlk haber; 2010 Dünya Şampiyonası’ nı ülkemizde düzenleme hakkının verilmesi oldu. Böylesine büyük bir organizasyonun ülkemizde yapılacak olması hepimizi gururlandı rdı ve basketbolumuzun ilerleyebilmesi için önemli bir karar oldu. 2006 yılında Japonya’da yapılacak Dünya Şampiyonası’na kontenjan ülke olarak katılma hakkını elde etmemizi ise bir mucize olarak değerlendiriyorum. Basketbol federasyonumuzun hakkını yemeyelim. Sahada pek başarılı olamasalar da masa başında her zaman çok iyi çalışıyorlar.

Milli takımlar düzeyinde bunlar olurken Avrupa’da kulüpler seviyesinde Fenerbahçe erkek ve kadın takımları yüzümüzü güldürdü. Fenerbahçe erkek takımı Avrupa kupasında final four’a kalma başarısını gösterirken, kadın takımı da ikinci olarak büyük bir başarıya imza atmış oldu. Efes Pilsen ve Ülkerspor yılların özlemini yine gerçekleştiremeyerek Eurolig’de final four’a kalamadı lar. Yıllardır Avrupa’nın en büyük kupası nda başarılı olmak için kadro oluşturan iki takı mımız 2005’te de bu amaçlarına ulaşamadılar. 2006 yılında en azından Efes Pilsen’den başarılı bir performans bekliyorum. Şimdiye kadar aldıkları sonuçlarla sezon sonunda başarılı olabileceklerinin sinyallerini veriyorlar. Artık Efes, Avrupa’daki şampiyonluk özlemimize son versin.

Geçen sezon Beşiktaş’ın Türkiye Ligi’nde Ülker’i eleyerek, Efes Pilsen ile final oynaması ligimize büyük bir renk getirdi. Bu rüzgârla 2005 yılı içinde yeni sponsorların katıldığı ligimiz çok daha büyük bir rekabete sahne oluyor. Artık her takımın her takımı yenebileceği, Avrupa’nın zorlu liglerinden birine sahibiz.

Ligde bu rekabet arttıkça, takımların kalitesi daha da artacak ve Avrupa’da beklediğimiz başarı lara ulaşabileceğiz.