İklimin dengede kalmasını sağlayan orman ekosisteminin oluşabilmesi; bitki ve hayvanların beslenme, barınma ve üreme alanı haline gelebilmesi için insan ömrünün çok üzerinde bir zaman gerekiyor. Bu yüzden bir ağacın kesilmesi asla sadece bir ağacın değil, yaşamı birbirine bağlı pek çok canlının ölümü anlamına geliyor. Bilimin bu açık gerçeğine rağmen, on altı yılını hepimizin gözü önünde […]

İklimin dengede kalmasını sağlayan orman ekosisteminin oluşabilmesi; bitki ve hayvanların beslenme, barınma ve üreme alanı haline gelebilmesi için insan ömrünün çok üzerinde bir zaman gerekiyor. Bu yüzden bir ağacın kesilmesi asla sadece bir ağacın değil, yaşamı birbirine bağlı pek çok canlının ölümü anlamına geliyor. Bilimin bu açık gerçeğine rağmen, on altı yılını hepimizin gözü önünde yeşille kavga ederek geçirmiş olan AKP iktidarı, Orman Bakanlığı tarafından yürütülen yeni bir kampanyayla milyarlarca fidan diktiğini duyurdu. Bakan Bekir Pakdemirli’nin çevreye büyük önem vererek, orman varlığını artıran nadir ülkelerden biri olduğunu söylediği Türkiye’nin gündeminde halihazırda üç nükleer santral projesi var.

***

Bunlardan ilki, temeli 2015 yılında atılan Akkuyu Nükleer Santralı. Dünyanın önemli sulak alanlarından biri olan Göksu Deltası ve ülkenin bereketli tarım toprakları tehdit altında. İkincisi için Sinop İnceburun’da yüz binlerce ağaç kesildi bile. Üçüncü santral için adı geçen yer, Amazon ormanlarından sonra dünyanın en önemli ve en zengin ekosistemlerinden birine sahip olan İğneada! Toprağı zehirleyen kömürlü termik santrallar, taşocakları, dereleri kurutan hidroelektrik santrallar, doğa harikası coğrafyalarda bölge halkının itirazlarına rağmen inatla sürdürülen maden faaliyetleri, tarım arazileri üzerinde kurulmak istenen jeotermal elektrik santralları, ‘yeşil yol’ projesi kapsamında Karadeniz yaylalarında kesilen sayısız ağaç ve başta Kocaeli, Ergene nehri çevresi, Antalya olmak üzere sanayinin neden olduğu çevre ve sağlık sorunları ortada öylece duruyorken; neyse ki iktidarın 2023 hedefinde dünyada yaşayan her insan için bir fidan dikmek var. Hazır market poşetleri de 25 kuruştan satılmaya başlanmış ve iktidar halk sağlığına karşı ne kadar duyarlı olduğunu göstermişken bilim insanı Bülent Şık hakkında 12 yıla kadar hapis istemiyle açılan dava bütün ahengi bozdu.

***

Gıda mühendisi Bülent Şık, Sağlık Bakanlığı tarafından 2011-2016 yılları arasında kanserden ölümlerin dünya ortalamasının çok üstünde olduğu Ergene, Dilovası ve Antalya’da yaptığı ve sonuçlarını gizlediği araştırmayı kamuoyuna duyurmakla suçlanıyor. Kanser vakalarında çevre kirliliğinin etkisine dikkat çeken araştırma sonuçlarına göre insan sağlığını tehdit eden pestisitin taze fasulye, biber, salatalık, marul, maydanoz, çilek, erik ve elmada maksimum kalıntı limitlerinin çok üzerinde olduğu ve Ergene nehrinde yine kanserojen hidrokarbon kalıntıları tespit edildi. Ancak bakanlık elde ettiği bilgileri, bu konuda önlem alması gereken ilgili kamu kurumlarına göndermeyip sakladığı gibi, raporu halka açıklayan Bülent Şık’a da dava açtı. Şık, bir bilim insanı ve akademisyen olarak hem etik nedenler hem de herkesin sağlıklı bir çevrede yaşam hakkına sahip olduğu bilgisi ve inancıyla bakanlık tarafından halktan saklanan bu önemli araştırmayı hepimizin dikkatine sundu. Bülent Şık, milyonlarca insanın yaşadığı bölgedeki çevre kirliliğinin kansere neden olduğu bilgisine sahip, ancak bu konuda bir an önce harekete geçmek yerine saklanmayı tercih eden Sağlık Bakanlığı tarafından ‘gizli bilgileri açıklayarak, halkta infiale neden olduğu ve sebze-meyve ithalatını etkilediği’ gerekçesiyle suçlanıyor. Neyse ki Tarım Bakanlığı hepimiz adına fidan dikecek. Hatırlıyorsunuz, çevreciliğin daniskası deniyor buna!