Tam da Akdeniz’de bir çocuk bedeni sahile vururken, 65 yaşındaki Guo Wenxian 12 yaşındaki torununu Japon İşgaline Karşı Çin Halkının Direniş Zaferi Müzesi’ne götürüyor: “Bu yeni bayram bizim için çok anlamlı. Genç kuşaklara geçmişi daima hatırlatmalıyız.” Yaşı itibariyle, başta Nanking Katliamı olmak üzere Faşist Japon ordusunun 1937-45 arası Çin’de uyguladığı korkunç zulme tanık olmamıştır tabii, ama “Bir daha asla!” demek için yeterince acı çekmiş bir dünyada yaşıyor.

Aynı yerde bir çocuk annesi 36 yaşındaki polis memuru Zhang Jie de var. “Ulusumuzun gücünü göstermek için en iyi yöntem bir askeri geçit töreni yapmaktı.” Binlerce kilometre ötede dalgalar küçük bedeni geri almaya çalışırken Jie 7 yaşındaki oğlunun elini sıkı sıkı tutarak böyle diyor.

Bir süre önce, belki küçük çocuğun ailesi tır’lar dolusu silahı kullanarak Allah adına evrenin en büyük alçaklıklarını yapan psikopat katil sürüsünden kaçıp kurtulmanın planlarını yaparken, Çin Komünist Partisi durduk yere yeni bir ulusal bayram ilan etti: Japon İşgaline Karşı Çin Halkının Direniş Zaferi ve Dünya Anti-faşist Savaş Günü. Bu bayramı 12 bin asker ve 200 uçakla büyük bir geçit töreni düzenleyerek ‘kutladı’. Nazi zulmünden aşağı kalır yanı olmayan Japon faşizminden çok çeken Çin, savaşın ne demek olduğunu en iyi bilmesi gereken ülkelerden biridir. Durum böyleyken, 70 yıldır 2. Savaş hakkında tek bir bayram bile kutlamazken, 2015’in dünyasında, tam da bir savaşın bittiği günü ‘savaş günü’ ilan etmek için nasıl bir akıl sapması yaşamak gerekir ki?!

Balıklar içgüdüsel bir şekilde küçük bedene doğru ilerlerken, hem şirket hem de kamu çalışanı Çinliler, yöneticilerinin emriyle toplu halde gittikleri tören alanında Japonya karşıtı şarkılar söyleyerek Çin askeri gücünü kutsuyorlar. “Bir daha asla!” gitmiş, yerini “Hadi bir daha!” almış...

Savaş savaştır, ‘kirli’si temizi olmaz. ‘Tamam, savaş olsun ama çocuklar ölmesin, sivil binalar zarar görmesin, kadınlar tecavüze uğramasın’ diyemezsiniz, bunların hepsi savaşa dahildir. Bu yüzden ya toptan savaşa karşısınızdır ya da istemeden de olsa savaş taraftarısınızdır. Savaş taraftarı olmak dünyanın en kolay, tümüyle savaş karşıtı olmaksa en zor işidir.

Japonlar Çin’deki törenle ilgili haberleri izleyip büyük ihtimalle hiç de hoş olmayan ‘kolay’ düşüncelere kapılırken Guo Wenxian dedenin gerçekte ne düşündüğünü, nasıl hissettiğini merak ederler mi acaba? Dedenin yanındaki çocuğun geleceği ekran başındaki hangi çocuğun geleceğine denk düşer? Sahilde cansız yatan çocuğun görüntüsünü izlerken Japonlar ve Çinliler ne hisseder?

Soğuk dalgaların kıyıya yönlendirdiği küçük beden büyüme fırsatı bulsaydı belki bilecekti: Ütopyalar tarihi insanlık uygarlaştıkça savaşların azalıp dünyaya barışın hâkim olacağına dair anlatılarla doludur. Ama güç sahipleri dünyayı biçimlendirme gücünü elinde tuttukça bunlar ütopik anlatılar olarak kalmayı sürdürecek.

Katillere tır’lar dolusu ‘insani yardım’ gönderirken bir yandan da savaş helikopteri yapmakla uğraşan, “Kendi savaş uçağımız olacak!” cümlesinden övünç çıkaran iktidarın ülkesinde daha kaç çocuk bedeni sahile vurur acaba?