Twitter’da Türkiye ve dünya sol tarihine ilişkin eski fotoğrafları renklendiren Narodnaya Volya çalışmasına ilişkin şunları söylüyor: “Tozlu raflarda duran fotoğrafları gün ışığına çıkarmak istiyorum. Ben bunları geçmişe dönmek için değil, yeniyi kurmak için yapıyorum.”

Geçmişi hatırlatmak, yeniyi kurmak için!

Mustafa Kömüş

Arşivcilik, unutulan bir kültür. Sosyal medyanın ortaya çıkması ve hemen her şeyin bu platformlarda paylaşılmasıyla birlikte, arşivcilik de unutuldu. Fotoğraf saklamanın yerini Instagram, mektupların yerini e-posta, Twitter, Facebook gibi uygulamalar aldı.

Son dönemde Twitter’da Türkiye ve dünya sol tarihine ilişkin eski fotoğrafları renklendirerek paylaşan Narodnaya Volya, bu konuda örnek bir çalışma yapıyor. Gerçek isminin gizli kalmasını isteyen Narodnaya Volya, özellikle genç kuşak tarafından tanınmayan ama Türkiye ve dünya sol tarihinin tozlu sayfalarında kalan kişilerle olayları anımsatmayı amaçlıyor. Narodnaya Volya, hem bu çalışmaya nasıl başladığını hem de neyi amaçladığını BirGün Pazar’a anlattı:

“Çalıştığım kafede pandemi döneminde ücretsiz izne çıkarıldık. Bilgisayarda renklendirmeleri görüyor, öğrenmek istiyordum. Eve tıkılınca öğreneyim dedim. İlk yaptıklarım kötüydü, sonra video izleyerek, programları keşfederek geliştirdim. Önce, odamı süslemek için poster şeklinde yaptım. İnsanlar ilgi gösterince devam ettim.”

Genç kuşağın Mahir Çayan, Deniz Gezmiş ve İbrahim Kaypakkaya dışındaki isimleri çok az bildiğini hatırlatan Narodnaya Volya amacının bu eksikliği gidermeye çalışmak olduğunu belirterek, “Renklendirince çok ilgi çekiyor. ‘Aaa, bu kimmiş?’ diyor ve araştırmaya başlıyorlar. Ben ilk önce genç kuşağın ilgisini çekerim diye düşünmüştüm ama 7’den 70’e herkes çok sevdi. Bunun üzerine unutulmasınlar diye daha çok yaptım” diyor.

Narodnaya Volya üzerinde çalıştığı fotoğrafları nereden bulduğunu ise şöyle dile getiriyor:

“Benim ailemden kalan dergilerim var. Milliyet gazetesinden kestiğim kupürler var, Cumhuriyet arşivi olan arkadaşlarım var. Anadolu Ajansı’nın arşivinden yararlanıyorum (Onların çözünürlüğü çok yüksek.) Devlet arşivinden fotoğraf almak çok zor, vermiyorlar. Milli Kütüphane’den de alıyordum, bütün gazete arşivleri orada ama pandemi nedeniyle kapandı. Dünya gazetesinin arşivinde de çok fotoğraf var. Ayrıca insanlar da gönderiyor. En son fotoğraf istediğimde çocuklar, babalarının cezaevindeki fotoğraflarını attı. 68 ve 78 kuşağına da ulaştım. Avrupa’da yaşayanlar bulundukları ülkelerin kütüphanelerinden gönderdi.”

KOLEKTİF BİR ÇALIŞMA

Narodnaya Volya yaptıklarıyla sadece renklendirme değil, arşiv eksikliklerini de gideriyor. Fotoğrafları bulunamayan birçok ismin fotoğraflarının gün yüzüne çıkarılmasına yardımcı olduğunu söylüyor: “Devrimci 78’lerin sitesinde fotoğrafı olmayan devrimcilerin yerine karanfil koyuyorlardı. Ben iki üç tanesini buldum. Örneğin Hasan Basri Temizalp ismi vardı. Soyadından ailesine ulaştım onlar da fotoğraflarını paylaştı. Bir hafıza oluşturmaya çalışıyorum ve bunun genç kuşak için çok iyi olduğunu düşünüyorum.”

Çalışmalarını ileride bir web sitesinde toplamayı planlayan Narodnaya Volya, “Şu an 500 tane fotoğraf renklendirdim. 500 tane de eski gazetelerden kestiklerim var. Çalışmalarım 10 - 15 bine ulaşırsa bir web sayfası açmayı düşünüyorum” diyor. Bu çalışmaları yaparken pek çok yardım aldığını da aktaran Narodnaya Volya, şunları söyleyerek bitiriyor sözlerini:


“Benim de fikir aldığım insanlar var. Şu an beklemediğim kadar büyüdüğümü düşünüyorum. O kadar insana ulaştım ki… 80’lerde kaybettiğimiz kişilerin aileleri, dergi saklayan insanlar… O yüzden kolektif bir çalışma diyorum. Mesela birisi 80’lerden bu yana biriktirdiği arşivini hiç paylaşmamış ama benimle paylaştı. Kötü eleştiriler de var. ‘Neden renklendiriyorsun?’ gibi. Daha fazla takipçi sayısına ulaşmak için yaptığımı söyleyenler de oldu. Evet, takipçi istiyorum çünkü daha çok insana ulaşıp fotoğraf almayı amaçlıyorum. Tozlu raflarda duran fotoğrafları gün ışığına çıkarmak istiyorum. Ben bunları yapıyorum ama geçmişe dönmek için değil yeniyi kurmak için.”