Geleceğe dair şahane kafa karışıklığı

ADALET ÇAVDAR

Keşke versek kitapları şu tanıtım yazılarını da robotlar yazsa. Yok yok tamam bazı işleri bizim yapmamız daha iyi. Sonuçta onlar hakkında yine insanlar konuşuyor, insanlar zaten her şey hakkında sürekli konuşuyor ama yapılanlar ortada. Akıllı telefonlarla hayatımız değişti şimdi artık tamamen akıllı evler var telefonlarımızla ya da saat kurarak yönettiğimiz. Robot süpürgelerimiz her evin vazgeçilmezi haline geldi hele evde evcil bir hayvan besliyorsak birbirimize ilk önerdiğimiz şey oldu. Hayatı kolaylaştırıyorlar bizi tembelleştiriyorlar ve kendi evimizle kendi hayatımızla ilgilendiğimiz süreyi azaltıyorlar. Ev süpürmek çok mu keyifli bu mu evle ilgilenmek diyeceksiniz ki ben bir titizlik hastasıyım bilmem, keşke perde asmak içinde robot icat etseler.

Ekim ayının başında Timaş Yayınları tarafından yayımlanan Robotları Beklerken Neler Olacak, İnsan-Robot İş Birliğinin Geleceği kitabının kapağını açar açmaz bir sürü şey uçuştu aklımın içinde. Hakikaten ne olacak bu dünyanın hali? Hyundai ile Aptiv’in ortak girişimi olan Mational’ın CTO’su olan Laura Major ve Massachusetts Institute of Technology Havacılık ve Uzay Bilimleri bölümünde doçent olan Julie Shah’ın yazdığı kitap Melis Zeren tarafından çevrildi. Major ve Shah’ın biyografilerini araştırıp bulmayı da meraklı okura bırakıyorum keza kendilerine benim şapkam uçtu. Dünyada böyle insanlar da var evet.

Kitabın giriş yazısında yazarlar diyor ki bir hayal kurun, ne yapacağınızı söyleyeceğiniz robotlar değil sizinle iş birliği yapan robotlar düşünün, hayatınızda neler değişirdi? Bunu şu küçücük aklım düşünmeye yetmiyor benim. Duyduklarım var, işte ameliyat yapan doktordan daha iyi teşhis koyan robotlar olduğu, sanat üretenler (sanat eseri diyemiyorum hâlâ), fabrikalarda bir şekilde çalışanlar benim ilk aklıma gelenler bunlar. Bu kitap bütün bu sığ aklımızın (ya da aklımın) yetmediklerinden bahsediyor. İnsanlar robotların bir gün onları işe yaramaz hale getireceğini düşünüyor ama büyük ihtimal robotlar ve insanlar her zaman farklı alanlarda iyi olacaklar diyor. Bence insanın mahvettiği dünyayı yeniden inşa etme sürecinde bizden daha iyi olacaklarsa ben kendimi evime kapatmaya razıyım. Kitabın söylediği bir diğer şey ise gelecek robotların daha insan olacakları.

Kitap robot endüstrisinin ne kadar etik ve ahlaklı olacağı ya da olabileceği konusunu da ele alıyor: “Bir robotu sosyal ve kişisel olarak neyin değerli kıldığını bulmak ve sonra da inşa ettiğimiz robotların bu özelliklere sahip olmasını toplum olarak nasıl sağlayabileceğimizi düşünmek.” Peki bu nasıl sağlanır, aslında bu kitap bu sorunun cevabının peşinde dolanıyor. Bu trafikteki araçlardan ve trafik kazalarından, uçaklardan, Tesla’dan verdiği örneklerle anlatıyor ve verilere güvenmenin ne kadar önemli olduğunu üstüne basa basa tekrarlıyor. Kitabın en önemli meselelerinden biriyse bir çocuk yetiştirmek için ne kadar çok insan gerekiyorsa -eskiden bir çocuğu yetiştirmek için bir mahalle gerek denir de nerede kaldı o günler- bir robotu yetiştirmek içinde çok fazla insan gerek deniyor. Çünkü robotların gündelik hayata alışmaları ve sosyalleşme kodlarını öğrenebilmelerinin zorunluluğunu anlatıyor. Sonuçta kazara bir robota çarptığımızda özür dilediğimizi anlayacak mı anlamayacak mı bilmiyoruz. Gerçi Siri, özür dilemekten anlıyor ama nasıl anladığını ben anlamıyorum o ayrı.

Dokuz ayrı bölümden oluşan bu kitap hem robotlara neden ihtiyacımız olacağını ve neden daha çok ihtiyaç duyacağımızı anlatıyor hem de bu birlikteliğimizin nasıl olması gerektiği konusuna kafa yoruyor. Hem belki bu teknolojiler sayesinde insanlık medeniyet seviyesine biraz daha yaklaşmış olur da ırkçılık, milliyetçilik, cinsiyetçilik gibi kavramlar hayatımızda daha az yer alır. Gerçi vakti zamanında kadınları cadı diye yakanları ve günümüzde hâlâ insanları kutuplaştırarak siyaset yapıldığını düşünürsek dünyanın bir yeri orası neresi olursa olsun robotlara karşı ayaklanacak, onları ateşe atacak ve şeytan icadı olduğunu dile getirecektir. Durumumuz gerçekten içler acısı sanırım.

2000’li yıllar için uçan arabalar hayal eden çocuklardık, ev süpüren robotlara kaldık. Robotları Beklerken Neler Olacak kitabı yarını göremediğimiz şu günlerde geleceğe dair şahane bir kafa karışıklığı sunuyor.