TÜİK’in intiharlarla ilgili verisini değerlendiren Psikiyatrist Sezai Berber, “Güvencesizlik ve belirsizlik intihara giden yolun temel taşlarını oluşturuyor. Türkiye’de yaşanan adaletsizlik ve işsizlik intihar vakalarında artışa sebep oluyor” dedi.

Geleceğe güvensizlik intihara sürüklüyor

BURCU CANSU

Türkiye İstatistik Kurumu’nun 2002 – 2018 dönemini kapsayan verilerine göre, 17 yılda 50 bin 378 kişi intihar ederek hayatına son verdi. Verilere göre, Türkiye’de yılda ortalama 2 bin 963, bir günde 9 kişi intihar etti. 2002’de 2 bin 301 olan intihar sayısı 2018 yılında 3 bin 161’e yükseldi. Psikiyatrist Sezai Berber, artış eğilimi gösteren güvensizlik, güvencesizlik ve belirsizliğin intihara giden yolda çok önemli belirleyiciler olduğunu belirterek, “Türkiye’de ne hukuk ne de parlamento işliyor. İnsanların devlete güveni kalmadı. Adalete güvenememe, erozyona uğrayan toplumsal değerler, sağlık sisteminde ve eğitim sisteminde yaşanan yıkım her yaştan ve meslekten insanın intihara sürüklenmesine neden oluyor” dedi.

İntihar konusunda veri toplamanın zor olduğunu belirten Berber, intiharlarla ilgili BirGün’e şunları anlattı:

“Başta ruhsal hastalıklar olmak üzere sosyal, ekonomik birçok sorun intihar sebebi olabiliyor. Son dönemde intihar vakalarının arttığını kliniklere başvuran insanlardan ve medyaya yansıyan haberlerden hareketle söyleyebiliriz. Fransız sosyolog Emile Durkheim, ‘Egoist, Altruistic ve Anomik’ olmak üzere intiharları üçe ayırıyor. Durkheim, anomiyi kuralın olmaması, hiç bir değerin kalmaması anlamında kullanıyor. Yaşadığımız dönem içerisinde Türkiye’ye baktığımızda toplumu bir arada tutan, ortak paydada buluşturan değerlerin önemli bir kısmında çok ciddi erozyon olduğunu görüyoruz. Anayasa tam olarak uygulanmıyor, parlamento işlevini yerine getirmiyor, yasalar çarpıtılıyor. KHK’lar ile yüz binin üzerinde insan işinden edildi. Milyonlarca insan da işinden edilme tehdidi altında. Dolayısıyla toplumu bir arada tutan değerler yok olduğu için anomik intiharların arttığını söylemek mümkün.

Bir de 90 sonrası neoliberal dönemin etkileri var. Güvencesizlik, güvensizlik ve belirsizlik. Kişiler kendine, devletine, topluma güvenmiyor. Sürekli bir işsizlik tehdidi altında ya da işsiz. Geleceğe ilişkin de bir belirsizlik hakim. Bütün bu faktörler de intihara giden yolun temel taşlarını oluşturuyor.”

GENÇ İNTİHARLARI YAYGIN

Genç intiharları meselesini değerlendiren Berber, gençelerin sınav kaygısından iyi bir okul kazanmaya, üniversite bittiğinde iş bulmaktan çalışılan işten çıkarılmaya kadar birçok ciddi problem yaşadığını kaydetti. Berber, gençlerin sistemden kaynaklı sorunlar nedeniyle intihar ettiğini savunarak, sınav yoğunluğu nedeniyle gençlerin ergenlik dönemi sorunlarını daha ileriki yaşlarda yaşamaya başladığını söyledi.

Sağlık sistemindeki sorunların da tıp öğrencilerinden doktorlara, anestezi uzmanlarından teknikerlere kadar intiharlar yaşanmasına yol açtığını dile getiren Berber, “Performans dayatması, tayin yerinin belli olmaması, her an işten atılma korkusu, her aşamada güvenlik soruşturmasına tabi tutulmak gibi etkenler önemli belirleyenler oluyor. Hekimler üç dönemde intihar girişiminde bulunuyor. Tıp fakültesi 2-3 sınıf, mesleğe başladıklarında, yaş ilerledikçe eski performansı göstermediğini hissettiğinde. Amerika’da intiharlarda birinci sırada psikiyatristler geliyor. En son intihar eden meslektaşımız da psikiyatristti. Ülkemizde ve Amerika’da anestezi uzmanları ve teknikerlerinin sayısı yöntemleri bilmesi ve ulaşabilmesi anlamında daha yüksek. Erzurum’da anestezide kısa dönem önce üç kişi öldü” diye konuştu.

Berber, “İntihar düşüncesini dile getiren insanların bazıları geride kalanın üzüleceğini düşünerek vazgeçerken önemli bir çoğunluğu ise ‘ölmez de sağ kalırsam’ diye düşünür. Dolayısıyla evde silah olması bu sakat kalma düşüncesini değiştirdiği için risk faktörüdür. Silah önemli bir risk faktörü. Araç olacak şeyleri ortadan kaldırmakta fayda var” dedi.

İntihar konusunda medyaya da büyük bir sorumluluk düştüğünü ifade eden Berber, “Haberi verirken kişileri yüceleştirmekten ve yöntemleri anlatmaktan kaçınmak gerekiyor. Bulaşıcı intiharlar var. Özellikle askeri kışlalarda, yatılı okullarda, birisi intihar ettiğinde ardından övgüler dizildiğinde ardından intiharlar gelir. Bunun olmaması için medya çok dikkatli olmalı” dedi.