Hafıza kaybı, Türkiye’nin en büyük sorunlarından. 10 Ekim Ankara Katliamı Avukat Komisyonu’nun 15 Haziran’da, dönemin AKP’li Başbakanı Ahmet Davutoğlu’na ilişkin açıklaması gündem yoğunluğu nedeniyle yeterince görünür olmadı. Komisyon şunları aktardı:

AVUKAT KOMİSYONU TEPKİSİNDE HAKSIZ MI?

“Gelecek Partisi Lideri Davutoğlu, eski suç ortaklarına aba altından sopa göstermeye çalışırken 10 Ekim’i siyasi hesaplarının malzemesi yapıyor.” Utanç duyulacak açıklama Davutoğlu’nun katıldığı canlı yayında, “İlk alana giden benim, yaralıları ziyaret ettim. Herhangi bir olayın örtbas edilmesine izin vermedim” sözleri nedeni ile yapıldı.

BU İFADELER KİMİN?

Gerçekte de katliam sonrası, AKP’yi kastederek “Yaptığımız anket oylarımızın yükseliş trendinde olduğunu gösteriyor” diyen ya da patlamadan henüz 10 gün sonraki Van mitinginde gözdağı niteliğinde ‘beyaz Toros’lardan söz eden Davutoğlu değil miydi? “AK Parti iktidardan indirilirse buralarda terör çeteleri, beyaz Toroslar dolaşacak…”

10 Ekim Ankara Katliamı Avukat Komisyonu’nun açıklamasının satır araları, hafıza tazelemek için ideal: “IŞİD’in ülkede yerleşmesine neden olan Ortadoğu politikalarının mimarı, 7 Haziran’da kaybedilen seçimlerin yenilenmesini sağlayıp 1 Kasım’da, arada gerçekleşen iki katliam sayesinde seçim kazanıp, yeniden başbakan olan kişi…”

Diyarbakır, Suruç, Ankara’daki kanlı eylemlerden bir yıl daha geriye gidelim. 2014 yılının mart ayında basına sızan ancak üstü kapatılan ve montaj olduğu ileri sürülen çok önemli bir ses kaydı vardı. Devletin üst düzey yetkilileri Suriye için savaş gerekçeleri üretiyordu.

O dönemde Dışişleri Bakanı olarak görev yapan Ahmet Davutoğlu, Suriye’ye 4 adam gönderip Türkiye’ye 2 füze atılması planlanan toplantıda; “Başbakan, bu (Süleymanşah Türbesi) bir imkân gibi değerlendirilmeli bu konjonktürde, dedi” ifadelerini kullanıyordu.

TÜRKİYE AŞKI MI POLİTİK İNTİKAM MI?

Türkiye’nin bu durumda bulunmasından eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın siyasi saiklerle cezaevinde rehine olarak tutulmasına, Ortadoğu’daki savaş rüzgarlarından kanlı 7 Haziran- 1 Kasım sürecinde bölgenin yıkılmasına kadar her olay Davutoğlu’na çıkıyor. Çürümedeki katkısı büyük.

Şimdi birden bire demokrasi havarisi kesilmesi, sözünü ettiği “Türkiye aşkı” ile ilgili değil. Sadece politik intikam ve yeni bir siyasi kariyer peşinde. Yine birkaç gün önceki konuşmasını anımsatalım: “Başbakanlığım sırasında imkân olsa ihale yasasını değiştirecektim çünkü neler döndüğünü gördüm.”

KRALIN BAKİYESİNİN MİSYONU FARKLI OLMALI!

2014 yılından bu yana AKP’yi iktidardan indirmek için kimlerden medet umulmadı ki! Cemaat, Mustafa Sarıgül, Ekmeleddin İhsanoğlu. Peki, bu tabloda Muharrem İnce umudu bile fiyasko ile sonuçlanmadı mı? AKP bölünecekmiş! İnşallah. AKP, dalında sallanan bir yaprak. Üflesen düşecek.

Ne diyordu Demirtaş, Davutoğlu’na istinaden? “Krala yaslanma düşersin!” O yaprağı, o daldan indirecek rüzgarı, kralın bakiyesinde aramak bir kez daha acemice olacak. CHP’nin büyük bir gençlik dinamiği, HDP’nin her şeye rağmen kesilmeyen hatta başka kitlelere umut ve nefes olan soluğu var. Çare burada!

KENDİSİNE YARDIMCI OLACAK BİRİ BULUNUR!

Şüphesiz Davutoğlu’nun büyük bir siyasi misyonu var. O da itirafçı olmak! Bir an önce döneminde yaşananları açıklamalı. Endişe duymakta haklı. Fakat bunun da çözümü var. İfadelerini, belgelerini paylaşsın. Mutlaka tüm evrakları yerli ve yabancı kamuoyu için temize çekmekten itina etmeyen birileri çıkacaktır!