Türkiye siyasi tarihine geçecek 15 gün yaşandı. İktidar halkı uçuruma atma pahasına uyguladığı politikaların arkasında kararlı bir şekilde durdu. Meclis muhalefeti ne yapacağını düşünürken sosyalistlerin üstlendiği yol açıcı pozisyon çok önemli. Mücadele bu iki hat arasında olacak.

Gelecek bir yılın fragmanını izledik

Türkiye, tarihinin en büyük devalüasyon sürecini, Merkez Bankası’nın 28 Ekim tarihli toplantısında politika faizinin 200 baz puan indirilerek yüzde 16 olarak belirlediği karar sonrasında yaşadı. Yaklaşık 9,46’dan işlem gören dolar, üç haftalık bir süre içerisinde 13,5 liraya kadar yükseldi. Türk Lirası bu süre zarfında dolar karşısında yüzde 30’un üzerinde değer kaybetti.


Erdoğan, kamuoyuna tüm sürecin kontrol altında olduğunu ispatlamak için uygulanan politikaları “19 yıldır bu konunun üzerine çalışıyoruz” diye açıklamak zorunda kaldı. Tayyip Erdoğan, Türkmenistan ziyareti dönüşü yanındaki gazetecilere ‘faiz konusunda taviz vermem’ diyerek aynı politik hatta devam edeceğinin altını çizdi. Bu açıklamalara Bahçeli ve Destici’nin de destek verdiğini hatırlatmakta fayda var.

SEÇİME KADAR SÜRECEK HATLAR NETLEŞİYOR

Türkiye’de son 15 gün içerisinde yaşananlar, seçime kadar devam edecek siyasal atmosfer hakkında da bilgi veriyor. Erdoğan ve Cumhur İttifakı tüm gücüyle ekonomide yaşanılan serbest düşüşü gizlemeye çalışıyor. Yapılan devalüasyonun pozitif sonuçlarını almak için yurtdışından sıcak para akışına ihtiyaç duyuyorlar. Bunun için eski düşmanları BAE’den aldıkları ama ne zaman ve nasıl geleceği belli olmayan 10 milyar dolarlık yatırım sözüne ek yapmak için Asya ziyaretini de ihmal etmediler. İlk sonuçlarını çok yakında göreceğiz.

Cumhur İttifakı bir yandan bu hamleleri yaparken diğer yandan da iyice yoksullaşan halkın tepkisinin kendilerine yönelmemesi için yol arıyor. Bunun için de atacakları adımları şimdiden belirlediler.

Öncelikle başta din olmak üzere ellerindeki tüm ideolojik argümanları sahaya sürüp çekirdek seçmen desteğini muhafaza edecekler. Bunun için dış etmenlerden en az etkilenen 50 yaş üstü erkekler ve ev kadınlarına çok güveniyorlar.

Asgari ücret başta olmak üzere geniş kesimleri ilgilendiren bazı ekonomik hamlelere hazırlanıyorlar. Bazı maddeler hemen uygulanacak, bazıları da zamana yayılacak.

Bir yandan halkı ikna etmek için adımlar atılırken diğer yandan başarılı olunmadığı taktirde gelişebilecek tepkilere karşı polisiye önlem paketleri yolda. Patates üreticisinin ardından kuru ekmek kuyruğuna itiraz edilenlerin de terör listesine alınması an meselesi.

SÜRECİN BELİRLEYİCİSİ MUHALEFETİN TUTUMU

Bugüne kadar güçlendirilmiş parlamenter sistem önerisiyle birlikte erken seçim çağrısı yapıp beklemeyi tercih eden muhalefet partileri, ekonomide yaşanan son gelişmeler üzerine harekete geçmeye karar vermiş gözüküyor. Çok uzun süredir aralarında muhalefet partilerinin yöneticileri ve medya mensuplarının da olduğu çok sayıda isim sokakta hak aramayı “iktidarın oyununa gelme” olarak değerlendirdi. İYİ Parti, CHP ve HDP’den gelen miting çağrılarından sonra bu kesimlerin sesi daha az çıkmaya başladı. Bununla birlikte muhalefet partilerinin iktidarı seçime zorlayacak net bir yol haritasının olduğunu söylemek mümkün değil.

SOL SİYASETİN GÜCÜ VE HALKIN TALEPLERİ

İktidarın tüm belirleyiciliği ve tehditlerine karşı en kapsamlı yanıtın yine sol-sosyalist kesimlerden geldiğini hatırlatmakta fayda var. Etkisi ve varlığı küçümsenen yapıların ortaya koyduğu refleks siyasette yine ön açıcı oldu. Sadece yurttaşın dertlerini dinlemekle yetinmeyen, bunu program haline getirip mücadele başlatan sol-sosyalist yapılar bir anlamda geçen 15 güne de damgasını vurdu. Türkiye’nin içinden geçtiği konjonktüre bakarak önümüzdeki günlerde en çok öne çıkacak kesimlerin sosyalistler ve emek güçleri olacağını söylemek kehanet sayılmaz. Şimdiden milletvekili ve parlamento hesaplarına girenlerin de bu fotoğrafı görmesinde fayda var.

***

Gül neden önemli?

Abdullah Gül ismi seçimler yaklaştıkça çok konuşulmaya başlandı. Ama bu sefer cumhurbaşkanlığı için konuşulan bir isim değil. Millet İttifakı’nda dolaylı ya da direkt yer alan partilerle AKP içinde siyaset yapmaya devam eden bazı isimler arasında diyalog zeminleri hazırladığına dair bilgiler geliyor. Her ne kadar yolları ayrılsa da yakın çalışma arkadaşı Ali Babacan ve “aktif siyasete ben çağırdım” dediği Davutoğlu’yla temas edilmesinde bir gariplik yok. Ama Gül’ün neredeyse İYİ Parti dışında her kesimle konuştuğu bilgisi geliyor. Eski bir AKP’li isim Gül’ün pozisyonunu “bir çeşit kolaylaştırıcı” olarak tanımladı. Gül’ün kolay kıldığı her şeyin memleket insanı için zor olacağını bilmekle birlikte önümüzdeki günlerde İstanbul’daki ofisinde daha çok ziyaretçi ağırlayacağını şimdiden söyleyebiliriz. Gül ile ilgili gelen diğer bir bilgi sadece politikacıların değil bürokratların da ziyaretlerinin devam ettiği yönünde.

***

Kimsenin üstü çizilemez

Son günlerde en çok konuşulan konulardan biri de kabine içinde yapılacak değişiklikler üzerine. Başta İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Maliye Bakanı Lütfü Elvan olmak üzere dört beş isim sürekli gündeme geliyor. Bu beklenti bu hafta için de gündeme geldi. Yakalama şansına eriştiğimiz bazı AKP’li isimler böyle bir değişikliğin olabileceğini de söyledi. Ama böyle bir gelişmeyi ihtimal dışı olarak tanımlayanların sayısının daha fazla olduğunu söylemeliyiz. Özellikle bir kesim var ki seçime kadar tek bir isimin bile üstünün çizilmeyeceği konusunda çok emin konuşuyorlar. AKP’nin bir küskün daha kaldıramayacağını söyleyenler, Erdoğan’ın beğense de beğenmese de bu kadroyla sonunda kadar gideceğini düşünüyorlar.

***

Baş döndüren son 15 gün

► 17 Kasım:

Erdoğan partisinin grup toplantısında faiz indirimi sinyali verdi. Dolar 10 lirayı aştı.

► 17 Kasım:

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ekonomide yaşanan gelişmeler üzerine İYİ Parti Lideri Meral Akşener’i ziyaret etti.

► 18 Kasım:

Bu çerçevede politika faizi 100 baz puan indirilerek yüzde 15 olarak belirlendi. Dolar 11,3 liraya yükseldi.

► 21 Kasım:

SOL Parti Kartal’da, Trabzon ve İzmir’in ardından üçüncü mitingini düzenledi.

► 22 Kasım:

Kabine toplantısı sonrası Erdoğan ekonomide kurtuluş savaşı ilan etti. Aynı politikada ısrar edeceğini söyledi.

► 23 Kasım:

Erdoğan’ın açıklamalarından sonra dolar 13,5 ile zirve yaptı.

► 23 Kasım:

Binlerce yurttaş ekonomik yıkıma karşı ülkenin farklı noktalarında sokağa çıktı.

► 24 Kasım:

BAE ile Türkiye yatırım anlaşması imzaladı.

► 24 Kasım:

CHP Lideri Kılıçdaroğlu, “Haydi meydana” sloganıyla 4 Aralık Mersin Mitingi’ni duyurdu.

► 25 Kasım:

MGK bildirisinde ekonomik krize karşı mücadele kararı alındı. Ama mücadele daha çok krize karşı sesini yükseltenlere karşı tanımlandı.