Elektrik Mühendisleri Odası Ankara Şube Başkanlığı seçiminde Demokrat Mühendisler grubunun adayı Akkoç ile Özden hedeflerini aktardı: İktidar politikaları genç mühendisleri karanlığa sürükledi. Meslektaşlarımıza sahip çıkıp mücadeleyi sürdürmeye kararlıyız dedi.

Genç mühendisler de karanlığa sürükleniyor

Mustafa BİLDİRCİN

TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası Ankara Şubesi’nin (EMO) 26’ncı Olağan Genel Kurulu, 15-16 Ocak tarihlerinde gerçekleştirilecek. Demokrat Mühendisler grubu kesintiye uğrayan çalışmaları kaldığı yerden sürdürmek için yönetime talip. Demokrat Mühendisler EMO Ankara Şubesi Yönetim Kurulu Başkan Adayı Neşe Akkoç ve Demokrat Mühendisler listesinden seçime giren Taner Özden hedeflerini anlattı.

Kimdir Demokrat Mühendisler?
Neşe Akkoç:
Demokrat Mühendisler, piyasanın kar dürtülerini odaya taşımaksızın mesleki yetkinlikleri yükseltmeyi, meslektaş çıkarlarını korumayı, kamusal faydayı önceleyerek sürdürmenin bilinci içerisinde faaliyetlerini sürdüren bir anlayış. Demokratik Mühendisler, bu anlayışla yıllardır mesleklerine ve örgütleri EMO’ya sahip çıkmakta.

Demokrat Mühendisler Türkiye’nin içinden geçtiği dönemi nasıl değerlendiriyor?
Taner Özden:
Türkiye ekonomisi uzun yıllardan bu yana dışa bağımlı bir yapıda. Üretim yerine dış kaynaklara dayalı ekonomimiz, sıcak para akışının kesildiği her durumda büyük krizlerle karşı karşıya gelmekte. Yaşadığımız her kriz, halkımızın ve ülkemizin birikimlerinin yok olmasıyla sonuçlanmakta. Tabi bu etkilerden mühendisler de payına düşeni almış durumda.

İktidar dönemi boyunca, merkez kapitalist ülkelerdeki parasal genişleme politikalarının yarattığı düşük kur ve düşük faiz olanaklarını sanayileşme, teknolojik gelişme ve üretimin artırılması yerine verimsiz inşaat projelerine aktaran AKP’nin yanlış ekonomi politikaları ülkeyi krize sürükledi. Dış kaynaklı sıcak para akışına dayalı ekonominin sürdürülemez hale gelmesiyle yükselen kurlar sadece halkın alım gücünü düşürmekle kalmadı, geniş çaplı bir işsizlik ve yoksulluğa neden oldu. Emeğiyle geçinen büyük nüfus kesimleri en temel ihtiyaçlarına dahi erişemeyecek duruma geldi.

Enerjide özelleştirme ve birbiri ardında gelen zamlar hakkında ne düşünüyorsunuz?
N.A:
Uzun yıllar benimsenen yanlış ekonomi politikalarının sürdürülemez hale gelmesiyle yaşanan kur yükselişi ve buna bağlı ortaya çıkan hayat pahalılığı, yüksek enflasyon ve zam olarak bizlere yansıdı. Geldiğimiz aşamada kitlesel bir yoksullaşma, ticari ilişkilerde durgunluk, geniş ölçekli borçlanma ve öngörülemez boyutta bir belirsizlik yaratmış durumda.

T.Ö: Elektrik ve doğalgaz zamları derhal geri alınmalı. Bu şekliyle de sürdürülebilir olmadığı çok açık olan bu sistemin demokratikleşme noktasında da çözümü de ayrıca bir önem teşkil ediyor. Kamusal nitelikli bir hizmet olan elektrik üretim, iletim ve dağıtımının özelleştirilmesi ve özel elektrik şirketlerinin doymak bilmez kar hırsı da bu kapsamda değerlendirilmeli. Vakit kaybetmeden özelleştirilen tüm Enerji Üretim Tesisleri ve Elektrik Dağıtım Şirketleri derhal kamulaştırılmalı. Dört kişilik bir ailenin aylık minimum tüketim miktarı olan 230 kWh elektrik tüketimi tüm toplumun kullanımına bedelsiz sunulmalı.

Ekonomik krizin derinleştiği süreçte mühendisler hangi koşullarda mesleklerini sürdürmeye çalışıyor?

T.Ö:
Uzunca yıllardır planlı ekonominin terk edilmesi sonucu, her gelen siyasi iktidar bilimi, teknolojiyi bir kenara itmiş ve oy hesapları yapılarak gerekli öğretim üyesi ve altyapı olanakları oluşturulmadan kaba bir popülizmle, her ile bir üniversite mantıksızlığını yürütmüştür. Aynı mantıksızlık vakıf üniversiteleri için de geçerli. Plansızlık nedeniyle yeni mezun meslektaşlarımız arasında işsizlik hızla artmakta. AKP’nin yarattığı ekonomik kriz, var olan istihdam alanlarını da ortadan kaldırdığı için yeni mezun arkadaşlarımız ya işsizlikle ya da düşük ücretlerle çalışmakla karşı karşıyadır.

N.A: Türkiye’de mesleklerini sürdüren mühendis ve mimarlar, tıpkı diğer çalışma alanlarında olduğu gibi, bir yandan sefalet ücretine mahkûm edilmekte, esas olarak işsizler ordusunun bir parçası olmasının yanı sıra diğer yandan da kaçak ve göçmen mühendisler gösterilerek işsizlikle tehdit edilmekte. Oysaki odamız üyelerinin çalıştığı meslek alanları dahil kamusal mal ve hizmet üretim araçları eşi görülmemiş bir yağmaya tabi tutulurken aynı zamanda niteliksizleştirilmekte.

Örgütsüzleştirilmeye zorlanan mühendis mimarların yanı sıra, tüm çalışanların ücret başta olmak üzere sosyal güvence ve haklarını talep etmelerine karşı engeller çıkarılmakta veya yandaş sarı sendikalara üye olmaya zorlanmakta. Bu anlamda, mühendis emeği işverenler açısından daha az maliyetlerle alınırken, iş güvencesi dahil sosyal haklar ve çalışan dayanışması ortadan kaldırılmakta. AKP iktidarı tarafından kaldırılan "Mühendis Asgari Ücreti" uygulaması, kamuda çalışan ve emekli olan üyelerimizin özlük hakları, üyelerimizin çalışma hayatında karşılaştıkları hak kayıplarına yönelik çalışmaların titiz destekçisi olmaya devam edeceğiz.

DEMOKRATİK BİRİKİM

EMO’yu neden Demokrat Mühendisler yönetmeli?
N.A:
Geçmişte, “Meslekte Birlik” bugün ise AKP/MHP Bloğunun liberal maskesine bürünmüş girişimlerin farklı adlar altında, “EMO Ankara Şubesi’ni ele geçirme” girişimlerinin oluşturduğu kısır çekişme görüntüsü, çalışmalara katkı koyabilecek yetkin insanları EMO’dan uzak durmaya itmekte. Bu durum odamızı, üstlendiği görevlerini yerine getirmekte olumsuz etkilediğinden, demokrat mühendisler örgüt bünyesinde böylesi zaafların etkin hale gelmesini önlemeyi önemsemekte. Ve yıllardan beri bu endişeyi paylaşan üyelerin desteğiyle yönetimlerde yer almakta. Demokrat mühendisler, sığ ve anlamsız spekülatif konularla uğraşmak yerine ve meslek örgütünü iktidarların arka bahçesi yapmak isteyenlere karşı, mesleğe ve ülkeye hizmet etmeyi ön plana koymakta. Şubemizin kurulduğu 1977 yılından beri geçen 45 yıllık sürede oluşturulan mesleki ve demokratik birikimi de demokrat mühendislerin çabalarının sonucu.

Seçildiğiniz takdirde nasıl bir yol izleyeceksiniz? Planlarınız, hedefleriniz nedir?
N.A:
Demokrat Mühendisler olarak gerek EMO gerekse EMO Ankara Şubesi düzleminde çok uzun yıllardır yaptığımız çalışmalar ve gösterdiğimiz kararlı ve direngen tutum üyelerimizin büyük bir kısmı tarafından bilinmekte ve takdir edilmekte. Aynı kararlılık ve üretkenlikle şube çalışmalarının dünden ileri bir noktaya taşınması için çalışmak temel felsefemiz olacak. Gençlerden ve kadınlardan oluşan Yönetim Kurulu aday listemiz ile başta meslektaşlarımız ve meslek alanımız olmak üzere ülkemizin kamusal kaynaklarının korunmasında ve demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti mücadelesinde tüm demokratik kitle örgütleriyle dayanışma içerisinde olacağız.


Neşe Akkoç:
1990’da ODTÜ Elektrik-Elektronik Mühendisliği mezunu.
Uzun yıllar telekom ve bilgi teknolojileri sektöründe çalıştı.
2016-2020 yılları arasında 4 yıl EMO Ankara Şube Müdürlüğü yaptı.

Taner Özden:
2016’da Pamukkale Ünv. Elektrik Elektronik Mühendisliği mezunu.
İmalat sektöründe sistem mühendisi olarak çalıştı.
EMO Ankara Şubesi Yönetim Kurulu’na Demokrat Mühendisler listesinden aday.