GençGünce: Ekonomi değil ama gençlik şaha kalktı

Genç BirGün

Gerçeklerin rafa kaldırıldığı, dillendirilmediği ve yakınından bile geçilmediği bir dönemden geçiyoruz. Bankta otururken duyduğumuz kalıplaşmış yalanlara ve sokak röportajlarında şahit olduğumuz dehşet verici konuşmalara da tanıklık ediyoruz. Gençler, giderek çarpıklaşan bu toplumsal düzende de inatla doğruların yanında saf tutmaya çalışıyor ve başarılı da oluyor.


Geçtiğimiz günlerde "Koşullar böyleyken nasıl gezelim?" sorusunu soran genç arkadaşımıza mevcut iktidarın nimetlerinden bir şekilde beslenen kişinin"bak,elinde suyun var" dedikten sonra su şişesini göstermesi trajikomik bir olay değil aksine suyu bile bizlere çok görmesine kadar uzanan, temel ihtiyaçların refah sahibi olmak olarak görülmesine sebep olan içler acısı bir durumda olduğumuzun göstergesidir. Emine Erdoğan'ın durduğu konum da az önceki örnekten farklı değil. "Fazla harcama yapmayalım, porsiyonları küçültelim" beyanı günün yarısını çalışarak, öğrencilikten uzak hayat sürdürenleri ve bursu kesilip açlığa mahkûm edilen gençleri de hiçe sayarak bizleri kendi sarayları, arabaları, zenginlikleri yokmuşcasına fakirliğe mahkum edenler onlar değilmişçesine yüzümüze baka baka bizle dalga geçmektir.

Dillerinden düşürmedikleri “Türkiye şaha kalktı” - “20 yıl önceki ve şimdiki Türkiye”söylemlerini -aldatmacalarını- medyada,sokakta ve yanı başımızdaki olaylarda ciddi manada başarıymışcasına sunuyorlar. Ortada başarı olsaydı memleketimize turistik tatile gelenler “değersizleşen” Türk lirasıyla burnunu silemezdi veya bugünkü koşulları eleştiren gençlere “çıkarın cebinizdeki akıllı telefonları da görelim” çıkışı yapamazlardı.

Yaşam standartının düşük olduğunu belirten, mezun olup iş bulamayan, eğitim sisteminin rezilliğini hatırlatan, özetle geleceği çalınan gençler bir yanda yaşam kaygısı olmayan AKP’li çocuklar, “her üniversite mezunu iş bulacak diye durum yok” diye açıklama yapanlar, Türkiye’deki eğitim sistemine tabii tutulmadan yurtdışına yollananlar bir yanda. Tepeden tırnağa sahip olanlarla yokluk içinde olanların arasındaki uçurum gittikçe büyüyor.

Yine de gençliğe ve gerçeklere karşı kulaklarını tıkayanlar duysun diye sesini daha da yükselten, mücadele eden ve yarattıkları korkunun tutsağı olmadan kendine alanlar yaratan gençlerin de hâlâ var olduğunu bilmek umut veriyor.