Boğaziçi Üniversitesi'ne atanan AKP'li rektör Melih Bulu'ya tepki ile başlayan protesto eylemleri sürüyor. İstanbul, İzmir, Ankara ve Adana’da bir araya gelen gençler eylemlerini bugün de devam etti.

Gençler dört bir yanda kayyum atamalarına karşı bir araya geldi

1 Ocak günü Boğaziçi Üniversitesi dahil 5 üniversiteye rektör atanmasıyla birlikte başlayan protesto eylemleri sürüyor. Boğaziçi Üniversitesi’nde başlayan kayyum karşıtı protestolar büyük bir hızla ülkenin dört bir yanındaki üniversitelere yayıldı.

Üniversite bileşenleri başta olmak üzere toplumun tüm kesimleri duruma tepki gösterdi. Gençler İstanbul, İzmir, Ankara ve Adana’da bir araya gelerek eylemlerine bugün de devam etti.

'BUGÜN YİNE SÖZÜMÜZÜ SÖYLEMEK ÜZERE BURADAYIZ'

‘Kayyum’ rektörlere karşı sözlerini söylemek için İstanbul Kadıköy Rıhtım Meydanı ve İzmir Karşıyaka İskelesi’nde toplanan gençler, ortak basın açıklamalarıyla tepkilerini dile getirdi.

Okunan ortak açıklamada, “Siyasal iktidar tarafından “terörist” ilan edildik, “başları ezilmeli” denilerek hedef gösterildik. Fakat bunların hiçbiri işe yaramadı, bugün yine sözümüzü söylemek üzere buradayız” denildi. “Atanmaları konusundaki tek kriter iktidara bağlılıkları olan kayyumların, rektörlük vasfını taşıyacak liyakat göstermediği, saray vizyonuyla donatıldıkları açıktır” ifadelerine yer verilen açıklama şöyle devam etti:

“Boğaziçi kayyumu, emek hırsızı Melih Bulu’nun ilk icraatı, üniversitenin kapısına kelepçe vurdurmak olmuştur. Hala Boğaziçi’nin kapısı önünde onlarca polis beklemekte. Üniversitelere siyasi iktidarın baskı ortamını yaratma aracı olarak yerleştirilen polis teşkilatı kampüslerden derhal çekilmelidir. Biz üniversitelerin öznesi öğrenciler, hakkımızda alınan kararları ne kayyumun ne de siyasi iktidarın eline bırakacağız. Üniversitelerin AKP teşkilatlarına dönüşmesine izin vermeyeceğiz. (…) Bugün üniversite bileşenlerinin iradesini gasp edenler, bu ülkede kimseye özgür olma imkanı tanımayanlardır. Biz bu kayyumcu zihniyeti, belediyelerine kayyum atanan, seçme ve seçilme hakkı gasp edilen Kürt halkından tanıyoruz. Biz bu kayyumcu zihniyeti, kadınların rahmine el uzatan cüretkarlığından, LGBTİ+’ların kimliğine saldıran aymazlığından tanıyoruz. Biz bu kayyumcu zihniyeti, emekçiye kuru ekmeği reva gören; kuru ekmeği dahi olmadığını söyleyene ‘abartma’ diyebilen pişkinliğinden tanıyoruz. 4 Ocak günü üniversitenin kapısına vurulan kelepçe, yalnızca akademinin değil, bu ülkede ezilen tüm kesimlerin tutsaklığının sembolüdür.”

Basın açıklamasının ardından öğrencilerin talepleri dile getirildi:

•Tüm üniversitelerdeki kayyumlar acilen istifa etmelidir.

•Üniversitelerde akademisyenlerin, öğrencilerin ve okul emekçilerinin dahil olacağı demokratik rektörlük seçimleri yapılmalı; üniversite bileşenlerinin üniversite yönetiminde söz, yetki ve karar hakkı olmalıdır.

gencler-dort-bir-yanda-kayyum-atamalarina-karsi-bir-araya-geldi-832146-1.
İZMİR

'TEK TİPÇİ ZİHNİYETE KARŞI MÜCADELEMİZE DEVAM EDİYORUZ'

Ankara’daki öğrenciler ise, “Bir bebekten bir katil yaratan karanlığa; bizleri cinsiyet kimliğimize, cinsel yönelimlerimize, etnisitemize, inancımıza veya inançsızlığımıza, sınıfımıza ve dilimize göre ayrıştırmaya çalışan nefrete; atanan kayyumlar başta olmak üzere özgür düşünceyi ve çok sesliliği zaptetmeye çalışan tek tipçi zihniyete karşı mücadelemize devam ediyoruz” diyerek Orta Doğu Teknik Üniversitesi Rektörlüğü önünde bir araya geldi.

Okunan basın açıklamasında, “Çeşitli bahanelerle basın hürriyetini medya kuruluşlarına, yerel halk iradelerini ise belediyelere atadıkları kayyumlar ile gasp edenlerin bugünkü hedefi ise özgür ve özerk olması gereken üniversiteler. Kendinden olmayanı terörist ilan eden iktidarın pratikleri ise yine aynı: kolluk kuvvetleri, medya manipülasyonu, hedef göstermeler, sosyal medya troll’ükleri, baskı ve korku politikaları” ifadelerine yer verildi.

“Kayyumların boyunduruğu altına sokulmaya çalışılan yalnızca Boğaziçi Üniversitesi değil” denilen açıklama, şöyle devam etti:

“Kayyum Verşan Kök, ODTÜ’de örgütlü mücadele yürüten LGBTİ+’ların topluluk kurma taleplerini bürokratik dolambaca sokarak aylarca reddettiği gibi 2019 yılındaki ODTÜ Onur Yürüyüşünü kampüse girmelerine izin verdiği polis kuvvetleri aracılığı ile şiddet kullanarak engellemeye çalıştı. Doğrudan okul içine yapılan müdahalelerle arkadaşlarımızın gözaltına alınmasına, haklarında dava açılmasına adeta alkış tuttu. Benzer bir biçimde, Hacettepe Üniversitesi kayyumluğu Ankara Valiliğinin mahkemelerce hukuka aykırı bulunan yasak kararını bahane ederek hâlâ Kuir Araştırmaları Kulübü’nün faaliyetlerini durdurmaya çalışıyor. Kayyum atanan tüm üniversitelerde bu karanlık zihniyetle mücadele etmeye devam ediyoruz!Bugün Hisarüstü’nü, Boğaziçi’yi, akademik özgürlükleri, medyayı, yerel yönetimleri, halkların iradelerini abluka altına alanlar elbet bir gün gidecekler; biz, tüm adaletsizliklere karşı yılmadan mücadele edenler olarak, burada kalacağız.”