Google Play Store
App Store

Yaz döneminde kentler gençler için adeta kapana dönüşüyor. Yeşil alanların kısıtlılığı da onları zorluyor. İstanbul’da yeşil alan oranı yüzde 2,2, Viyana’da ise yüzde 46. Gençler ''Para harcamadan adım atamıyoruz'' dedi.

Gençlerin nefes alacağı alan yok
Alışveriş merkezlerindeki kafeler gençler için zorunlu buluşma noktası haline geldi. (Fotoğraf: Depo Photos)

Atahan UĞUR  

Yaz tatilinin ortalarına gelirken gençler, sosyalleşmek için zaman yaratma fırsatı buldu. Ancak İstanbul gibi büyük şehirlerde kamusal alanların azlığı, ulaşımın zorluğu ve ekonomik baskılar, bu sosyalleşme ihtiyacını ciddi bir mücadeleye dönüştürüyor. Gençler, yeşil alanlardan yürüyüş yollarına, ücretsiz kapalı alanlardan güvenli açık mekanlara kadar her alanda yokluk içinde yaşıyor.

İstanbul’da bir gencin arkadaşlarıyla kamusal bir alanda buluşması için günün büyük kısmını harcaması ve ciddi para ödemesi gerekiyor. Şehirde hem yeşil alan ve yürüyüş yolları yetersiz, hem de mevcut alanlara ulaşmak saatler sürüyor. Sonuç olarak gençler ya alışveriş merkezlerine ya da zincir kafe ve restoranlara mecbur kalıyor.

YEŞİL ALAN ORANI YALNIZCA YÜZDE 2,2

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin Yeşil Alan Yönetim Sistemi (YAYSİS) verilerine göre, şehirdeki yeşil alan oranı yalnızca yüzde 2,2. Üstelik bu alanların tamamı ücretsiz ve erişilebilir değil. Oysa bu oran Oslo’da yüzde 68, Viyana’da yüzde 46, Londra’da yüzde 33. Bu tablo, İstanbul’u dünya metropolleri arasında son sıralara itiyor. Yönetmeliklere göre olması gereken yüzde 10’luk yeşil alan oranının bile çok altında olan bu seviye, gençlerin ücretsiz, erişilebilir ve nefes alınabilir alanlara ulaşmasını neredeyse imkânsız hale getiriyor.

SANKİ TAŞRADAN KENTE GÖÇ EDİYORUM

İstanbul Esenyurt’ta yaşayan bir üniversite öğrencisi, yaşadığı deneyimi şöyle anlatıyor: “Evden çıkıyorum, arkadaşlarımla oturmak için en az 1-2 saat yoldayım. Sanki taşradan şehre göç ediyorum, sırf iki laf edeceğiz diye tüm günüm yollarda geçiyor. Dönüş yolu uzun, ulaşım da akşam belli bir saatten sonra yok, dolayısıyla doğru düzgün oturamadan kalkıp eve dönüyorum.”

'TÜKETMEDEN SOSYALLEŞİLMİYOR'

Yeşil alanların azlığı, gençlerin ikamet ettikleri çevrede seçeneksiz bırakıyor. Gaziosmanpaşa‘da oturan lise öğrencisi Ahmet Akın Aysu şunları söylüyor:

“Açık alanda oturmak istiyorsak Kadıköy’de, Moda sahilde buluşuyoruz. Aslında otuduğum mahallede park var ama orada vakit geçirmek saçma çünkü çimlere oturmak yasak. Evimden Kadıköy’e gitmek 1,5 saat sürüyor. Oturuyoruz, iki saat sonra biri acıkıyor, yemek yesek, içecek alsak en az 400-500 lira harcıyoruz. Yani sadece konuşmak için 3 saat yol yapıp 500 lira harcamak zorunda kalıyorum.”

Genç kadınlar tüm sorunlara ek olarak sokakta güvenlik endişesi de yaşıyor.  Seçim yaparken güvenli olduğunu düşündükleri bölgeleri tercih ediyor.

Gençler yeşil alanların artırılmasını birlikte vakit geçirebilecekleri ücretis alanların olmasını istiyor.  Peki Avrupa’da durum nedir? Gençler kamusal alanı nasıl kullanıyor? Fransa’da yaşayan 21 yaşındaki Carla, günlük yaşantısını şöyle anlatıyor: “Arkadaşımla buluşacağım gün genelde evden çıkmamla buluşma noktasına varmam 15-20 dakika sürer. Evimin yakınlarında çok sayıda yeşil alan var. Arkadaşlarımla temiz hava almak ve dışarıda vakit geçirmek için sık sık orada otururuz. Bunun dışında çoğu zaman teraslı kafelerde oturup yemeğe çıkıyoruz, bunun maliyeti 20 euroyu geçmiyor.”

BİR GÜNLÜK KAZANÇ BİR YEMEK

Fransa'da saatlik asgari ücret 11.88 euro. Dolayısıyla Carla, yeşil alanda vakit geçirmek yerine mekanları tercih ettiği günlerde yaptığı harcamaları iki saatlik bir çalışmayla karşılayabiliyor. Türkiye’de ise aynı yaştaki bir genç, kamusal alan eksikliği sebebiyle doğrudan tüketime zorlanıyor. Tüketime zorlanan gençler, yaptığı buluşmalarda bir günde ortalama 700-800 lira harcadığını ifade etti. 866 liralık günlük asgari ücrete kıyasla bakıldığında, gençler arkadaşlarıyla birkaç saatliğine vakit geçirmek için bir gün çalışmak zorunda.