Attila Aşut

yazievi@yahoo.com

Çankaya Belediyesi’nin Toplumsal Araştırmalar ve Sanat İçin Vakıf (TAKSAV) ile birlikte gerçekleştirdiği “1. Çankaya Kitap Buluşması”ndan ayrıntılı izlenimler sunmak isterdim. Yazı işlerimiz köşeyazıları için 3500 vuruş sınırlaması getirdiğinden bunu yapamıyorum. Artık “hap gibi” kısa yazılar yazmak zorundayız! “Dilin Kemiği”nde bundan böyle boşluklar ve sıçramalar görürseniz anlayışla karşılayın!

ÇSM salonlarındaki buluşmanın ana belgisi (sloganı), “Bağzı Kitaplar Kardeştir” idi. Neden gizleyeyim, bu “bağzı” sözünü hiç sevemedim! Yanlış bir sözcüğü yaygınlaştırıp meşrulaştırmanın anlamı var mı? Kaldı ki kitap şenliklerinin daraltıcı değil, kapsayıcı bir yaklaşımla düzenlenmesi daha doğru olur. Kitap, herkes içindir!

•••

Metis, Sel, İletişim, Ayrıntı, Redaksiyon ve İş Bankası Yayınları’ndan kimi kitaplar aldım. Kırmızı Kedi’nin standı yoktu. Yazılama’yı ise ben atlamışım, üzüldüm.
Metis Yayınevi’nin kitaplarını incelerken, bazılarının adları dikkatimi çekti:
>> Rastgele Ben (Engin Geçtan)

>> Sana Gül Bahçesi Vadetmedim (J. Greenberg / Çeviren: Nesrin Kasap)

>> Kıymetini Bil Herşeyin (J. Berger / Çeviren: Beril Eyüboğlu)

Üç kitabın adı da Türkçe bakımından sorunluydu.

“Rastgele” sözcüğünün Ömer Asım Aksoy, Nijat Özön ve Dil Derneği’nin yazım kılavuzlarında “rasgele” diye yazıldığını daha önce belirtmiştik. Kaldı ki o kadar uzağa gitmeye de gerek yok. Necmiye Alpay’ın Metis Yayınları’ndan çıkan “Türkçe Sorunları Kılavuzu”nda da (Kasım 2000, s. 183), bu sözcüğün yanında, “rastgele değil, rasgele” uyarısı, altı çizilerek yer alıyor!

Nesrin Kasap çevirisindeki “Sana Gül Bahçesi Vadetmedim” yazımı da yanlıştı. Çünkü “etmek” sözcüğü yardımcı eylemdir ve “vaat” sözcüğü ile bir arada kullanıldığında “vadetmek” değil “vaat etmek” biçiminde yazılır. Dolayısıyla iki sözcüğün birleştirilmesiyle yapılan adlandırma yanlıştır.

“Kıymetini Bil Herşeyin” adındaki “her şey” tanımlamasının da neden bitişik yazıldığını anlayabilmiş değilim.

“Her” sözcüğü, tekil adları tamlayan bir önad olarak kullanılır ve ayrı yazılır. Nitekim yine Metis’ten çıkan James Ridgeway’in “Her Şey Satılık” ve Lucan’ın “Her Şeye ve Herkese Karşı” kitaplarının adlarındaki “her şey” ayrı yazılmış.

Metis Yayınları standında sohbet ettiğim görevliye de söyledim bunları. Arkadaş, çok kibar bir biçimde, “Ben yayınevinin editoryal bölümünde değilim. Ama eleştirilerinizi ilgili arkadaşlara ileteceğim” dedi.

•••

Yeri gelmişken, Mehmet Müfit’in toplu şiirlerinden oluşan kitabının adına da değinelim: “Herşey Dün Gibiydi” (YKY 2011).

Görüldüğü gibi, kitabın adında geçen “Her Şey” sözü bitişik yazılmış. “Her şey”i “herşey” diye yazarak şiirsel söyleme nasıl bir derinlik ya da özgünlük kazandırıldığını tartışmak gerekiyor.

>> Lila Salamanndre’nin şiir kitabı, 1995 yılında Oğlak Yayınları’ndan “Kabareden Emekli Bir ‘Kızkardeş’” adıyla çıktı. Çeviride Haydar Ergülen imzası vardı. Burada da ayrı yazılması gereken “kız kardeş” sözcüğü bitişik yazılmıştı. “Kız kardeş” bileşik sözcük değildir. “Erkek kardeş”i nasıl ayrı yazıyorsak “kız kardeş”i de öyle yazmalıyız.
Ozanların sözcüklerle oynama, yazım biçimini değiştirme özgürlüğü de bir yere kadar olmalı diye düşünüyorum. Yapılan iş eğer dil açısından yanlışsa bundan kaçınmak gerekir.

HAFTANIN NOTU

AKP'nin yargı açmazı

Danıştay, ortaöğretim kurumlarında “Öğrenci Andı”nın kaldırılmasıyla ilgili yönetmelik değişikliğini hukuka uygun bulmayarak iptal etmiş. İki gün önce Brunson kararı için “Bizim yargımız bağımsızdır” diyenler şimdi ağız değiştirmiş! Danıştay’ın ilgili dairesini birkaç koldan yaylım ateşine tutuyorlar. Vay efendim, yargı kendini nasıl idarenin yerine koyar da “yerindelik” denetimi yaparmış?

İstedikleri karar çıkınca, “Yargıya herkes saygı duymalıdır”…

Tersi olursa, “Ben bu karara saygı duymuyorum ve uymuyorum!”

Yargı sizin arka bahçeniz ya da şamar oğlanınız mı?