Genel Merkez’e rağmen grev devam ediyor: Kartal’da son sözü işçiler söyleyecek
Kartal Belediyesi’nde devam eden greve rağmen kendilerinden habersiz TİS masasına oturulmasına işçiler tepki gösterdi. Grevi sonlandırmayı reddeden işçiler, ‘‘Kartal’ın her sokağında emeğimiz var, masa başında dayatılan ücretleri kabul etmiyoruz’’ diyor.
Bilge Su YILDIRIM
Kartal Belediyesi temizlik işçilerinin üç gündür sürdürdüğü grev, önceki gün DİSK’e bağlı Genel İş Sendikası’nın genel merkezinin CHP’li belediye yönetimlerinin üyesi olduğu Sosyal Demokrat Kamu İşverenleri Sendikası’nın (SODEMSEN) masaya getirdiği sözleşmeyi imzalamasıyla son buldu. Her ne kadar Genel İş yönetimi belediyeden gelen teklifin altına imza atsalar da işçiler insanca bir yaşam için direnmekte kararlı. Sendika genel merkezinin kendilerini muhatap almadan grevi sonlandırdığını öğrenen işçiler, Temizlik İşleri Garajı’nda bir araya gelerek iş bırakma eylemini sürdürme kararı aldı.
Aynı zamanda Genel İş’in İstanbul Anadolu Yakası’nda faaliyet gösteren 4 şubesi ortak bir açıklama yayımladı. Böylece Genel İş İstanbul 1 No’lu, 2 No’lu, 3 No’lu ve 4 No’lu şubeleri de sendika genel merkezinin verdiği kararı tanımadıklarını ilan ederek “Greve devam” dedi.
‘KÖR OLASI ÇÖPÇÜLER’ DİRENİYOR
Temizlik İşleri Garajı’nda bekleyişlerini sürdüren temizlik işçileri ise kararlı. Garaj önündeki bekleyişte ne direniş marşları ne de kardeşlik türküleri eksik kalıyor. Hatta temizlik işçileri, Erkin Koray’ın “Kahrolası çöpçüler aşkımı süpürmüşler” dediği “Çöpçüler” parçasını açıp şakalaşıyor. Yaktıkları ateşin etrafında çay içip sohbet eden işçileri diğer şubelerden işçiler ziyaret ediyor. Maltepe Belediyesi temizlik işçileri de burada, Kadıköy Belediyesi de. Kartal Belediyesi’nin farklı müdürlüklerinde çalışan işçiler de grev alanına uğruyor. Belediyenin yol yapım işçileri, “Bizim mücadelemiz var, talebimiz bir” diyor, alandan “Kurtuluş yok tek başına” sloganları hiç eksik olmuyor.
‘KARTAL’IN SOKAKLARINA EMEK VERDİK’
Grevdeki işçilerden Ünal Yılmaz ile sohbet ediyoruz. Garajdaki kedi ve köpek yavrularına işaret ederek “Bak kızım bu yavrucaklarım hepsi küçücüktü bizim garajımıza geldiğinde, hepsini biberonlarla büyüttük” diyor.
“Biz bu sokakları her gün temizleriz, sokaktaki hayvanlara bakarız emek veririz, karşılığında insan gibi yaşamak istemişiz çok mu” diye soran Yılmaz, mart ayından beri de ücretlerini tam alamadıklarını, çocuk yardımı gibi sosyal hakların ise yatırılmadığını ifade ediyor. Yönetimin aynı olmasına rağmen mart sonrası ücretlerin yatırılmadığını söyleyen Ünal, “Ne var ne yok seçimlerde harcadılar herhalde” diyor. Direniş alanındaki sohbetlerden de “Yarın seçim olsa bizim hakkımızı vermemeye cesaret edebilir miydi” sorusu eksik olmuyor.
İşçiler aynı zamanda iş bıraktıkları için toplanmayan çöplerin Sarıyer Belediyesi ve Beyoğlu Belediyesi’nin talimatıyla toplandığından bahsediyorlar. Kendi aralarında konuşurken “Ta İstanbul’un diğer ucu…” diyerek şaşırıyorlar.
Yılmaz, taleplerinin belediyenin Genel İş İstanbul 4 No’lu Şube ile yeniden sözleşme masasına oturması ve geriye dönük alacaklarının yatırılması olduğunu söylüyor ve 25 işçinin önceki gece direnişe devam etme kararı aldıkları için işten çıkarıldığını ifade ediyor. İşçilerin hırsızlık, gasp gibi suçları kapsayan 25/2 iş koduyla çıkarıldığını söyleyen Yılmaz, yaşananlara tepki gösteriyor: “Bu arkadaşları dün gece 3’te aramışlar. Belediye gece 3’te çalışıyor mu, hele cumartesi gecesi? Bir noter imzası, bir tebligat, hiçbir şey yok. Hemen telefonla arayıp bildirme, sonra da mesaj. Üstelik bu arkadaşlar yarın başka yerde işe girmeye çalıştığında, hırsızlıktan işten atılmış gözüken bir işçiyi kim alır? Biz bu arkadaşlarımız işe iade edilene kadar işe çıkmayacağız.”
MASADAKİ ÜCRET KABUL EDİLEMEZ
Bir diğer temizlik işçisi Savaş Dural da masaya getirilen ücrete tepki gösteriyor. “Bizim arkadaşlarımızdan meslekte çok çalışmaktan kanser olanlar var, biz bu ağır işi yaparken onların masa başı çalışırken önümüze getirdiği teklifleri neden kabul edelim” diye soran Dural, birbirlerinden aldıkları güçle talepleri karşılana kadar direnmeye devam edeceklerini söylüyor.
Direniş halay ve türkülerle devam ediyor. İşçiler halay çekerken “Zafer direnen Kartal işçisinin olacak” sloganları atıyor. Kartal Belediyesi işçilerine destek vermeye gelen bir Maltepe Belediyesi işçisi kalabalığa sesleniyor: “İşçi arkadaşlarım, bakın biz Maltepe’de greve çıkmıştık. Grev gerekçesiyle arkadaşlarımız işten atıldı. Biz direnerek atılan arkadaşlarımızın hepsini geri aldık mı, aldık! Siz de direnirseniz başarırsınız!”
Maltepeli işçi alkışlar ve “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz” sloganıyla karşılanıyor.
TÜM YAKANIN KADERİ BELİRLENİYOR
İşçilere dayanışma ziyaretinde bulunanlar Maltepe Belediyesi işçileriyle de sınırlı değil. Grev kararını geçtiğimiz günlerde belediyeye asan Kadıköy Belediyesi işçileri de Kartal işçilerine dayanışma ziyaretinde bulunanlardan. Kadıköylü işçiler, “Bugün arkadaşlarımızın hakkı gasbedildi, önüne geçmezsek yarın bizim de edilecek” diyor.
Genel İş İstanbul 1 No’lu Şube Yönetim Kurulu Üyesi Semra Çelebi ile konuşuyoruz. Çelebi, Genel İş’in İstanbul Anadolu Yakası’nda çalışma yürüten 4 şubesi olarak ortak hareket etmeye gayret gösterdiklerinin altını çiziyor ve genel merkezden gelen bu kararı 4 şube olarak tanımadıklarını ifade ediyor. Çelebi, Kartal Belediyesi’nde imzalanacak toplu sözleşmenin Anadolu Yakası’ndaki tüm CHP’li belediyelerdeki işçilerin kaderini belirleyeceğinin altını çiziyor.
SODEMSEN İŞÇİNİN BAŞINA BELA
“İmza atılacak ücret, tüm yakadaki işçilerin önümüzdeki iki yılı belirleyecekti, bu yüzden hepimiz bu imzaya sahip çıkıyorduk ancak gerek sendikamızın genel yönetimi gerekse CHP’nin belediyeyi devre dışı bırakan genel yönetimi süreci bu noktaya getirdi” diyen Çelebi, sözlerine şöyle devam etti: “Eğer bir toplu sözleşme yapılacaksa o sözleşmeye imza atması gereken işçidir, işçinin kendisinin seçtiği, yine işçilerden oluşan şube yönetimidir. Oysa biz genel merkezlerin devreye girmesiyle işçilerin iradelerinin tamamen yok sayıldığı bir süreçle karşı karşıyayız. Biz bunu daha önce Kadıköy grevinde de yaşadık. Biz buna sessiz kalamayız, kalamayacaktık. Eğer sessiz kalsaydık salı günü greve çıkacak olan Ataşehir Belediyesi işçilerinin de kaderi bu olacaktı belki de. 11 Kasım’da Maltepe Belediyesi işçileri de greve çıkacak, belki onların da kaderi yine bu olacaktı. Buna sessiz kalamayız. Talebimiz toplu sözleşme masasının yeniden kurulması, şube yönetiminin iradesinin yok sayılmaması ve işçilerin seslerinin dinlenmesi. Kimse ‘İmzalandı, bitti, gitti’ diye düşünmesin.”
Çelebi, son olarak SODEMSEN’e tepki gösterdi: “SODEMSEN mefhumu, CHP’nin belediyelerde işçilerin başına sardığı büyük bir bela. CHP meydanlarda yoksulluk sınırından bahsedip asgari ücretin 30 bin lira üstüne çekilmesini talep ederken kendi belediyelerinde işçileri SODEMSEN ile açlık sınırının altında ücretlere mahkum edemez. Bu iki yüzlülüktür, biz de şu an Kartal’da bu iki yüzlülüğü teşhir ediyoruz.”