Bu köşedeki yazıları takip eden okurlar çok iyi hatırlarlar.

Defalarca sağ popülist siyasetin demokratik ülkeleri “siyasi yalanlarla” otoriter sistemlere dönüştürdüklerini örneklerle açıklamıştım.

Bugün demokrasiden totaliter tek adam rejimine geçmeye çalışan sağ siyaset, laik demokrasi, özgürlükler ile hak ve adil paylaşımı yok eden, sosyal hukuk devleti niteliklerini askıya alan bir yol izliyor...

Bu yolun adı “gerçek/ötesi” (post-truth), anlamıysa; gerçeğin çarpıtılarak dahası, manipüle edilerek yaratılan sahte gerçekliğin bir siyaset biçimine dönüştürülmesi!

Gerçek/ötesi siyaset yönetimlere;

Oylarını aldıkları seçmenlerinin söz ve taleplerine uymama hakkını veriyor.

Verdiği sözlerden cayma ya da tam tersini yapma özgürlüğünü tanıyor.

Gerçekçi olmayan kararların ya da yapılan icraatların yurttaş ve ülke aleyhine dönüşmesi halinde yönetimin sorumlu tutulmasını da engelleyebiliyor...

Dikkat edin AKP iktidarı18 yıldır, ülkeye zarar veren politikalarına karşı çıkanları, toplumu aldatmaya dayalı sözlerle ve oluşan kötü sonucun nedeninin aslında kendisini sorgulayanlar olduğunu belirterek, halkın gözünde hep kendini haklı çıkarabilmiştir...

Ekonominin çöküşünden, açlık ve yoksulluğun artışına, enflasyonun dayanılmaz hale gelişinden her 4 gençten 3’nün işsiz olmasına kadar ülkenin temel sorunlarının nedeninin hesap soran muhalefet olduğunu söyleyebilmiştir...

1999 Depremi sonrası kentlerde önlem almak için alınan vergileri sorgulayanları, Elazığ’da kurulan AFAD çadırları üzerinden hamaset yaparak suçlu çıkarabilmiştir.

Yani AKP iktidarı, yaptığı sorumsuzca ve ülke zararına olan icraatlarının tamamını karşıtlarının üzerine pişkince yıkabilmiştir...

Bu politikasında da başarılı olmuştur.

2011’den beri AKP’nin Emevi Camii’nde namaz kılma hevesiyle emperyalist güçlere hizmet eden yanlış politikasıyla başlayan düşük yoğunluklu vekalet savaşının şimdi Suriye/İdlip’de, asillerin yani Türkiye ile Suriye’nin savaşına dönüşmesinin arifesindeyiz.

Şehitlerin gelmesi ülkeyi üzüyor. Bu durumu sorgulayanları itham eden AKP iktidarı aslında başta şehitler ve aileleri olmak üzere barış yanlısı halka saygısızlık ediyor.

AKP’nin pervasızlığı gerçek/ötesi kavramına güvenmesi.

Haklı çünkü; Devletin tüm kaynaklarını pervasızca kullandırdığı böylece inanılmaz zenginliğe ulaştırdığı, biat eden yandaşları ile havuz medyası ve STK’leri var.

Uyguladığı “Kimlik politikasıyla” yurttaşları inanç ve ırk farklılıkları üzerinden ayrıştıran, yabancılaştıran ve çatıştıran bir siyaset sergiliyor.

Bu nedenle birlik ve beraberliğini kaybeden topluma her şeyi kabul ettirebiliyor…

Üstelik, yürütme, yargı ve yasama gücünü elinde tutana karşı duran kimse de yok!

Değişen siyaset biçimini kavrayamayan, halkı ikna etmekten uzak, halkı temsil etmeyen kadrolarla çalışan, dolayısıyla ne yaptığını bilmeyen bir muhalefet var!”

Gündemi belirleyemeyen ya da belirlemeye çalıştığı gündemle iktidara yeni sözler söyleme fırsatı veren muhalefetin, hamaset üzerinden AKP’yle mücadele etmesi mümkün olamıyor.

Bu durum muhalefet tarafından bir türlü kavranılamıyor! Muhalefetsiz bir ülke güvenliğini kaybetmiştir. Özgürlüğü elinden alınmış, hakları yenilmiş, emeği sömürülmüş, adil paylaşmayan, yoksullaşmış, gençleri aç ve işsiz bırakılmış, dolayısıyla giderek adalet ve demokrasiye inancı kalmayan bir konuma dönüşmüştür...

İnançsızlık korku ve suskunluğu getirmiştir...

İktidarı değiştirme iddiasının olmadığı yerde UMUT da olamaz!

Bilinmeli ki; cennet için tuğla satan din kurumlarıyla, 6 yaşındaki kız çocuklarıyla evlenilmediği için deprem olduğunu söyleyen sözde akademisyenlerle, insanlık ahlakını, çocuk sevgisini annenin giyimine bağlayan okul kitaplarını yazan kötüniyetli yazarlarla, kindar gençlik yetiştirmek isteyen yalancı siyasetçilerle ve Atatürk’süz emperyalizmle mücadele tarihi yazan sözde tarihçilerle ya da laik devlet olmaz diyen Meclis başkanlarıyla mücadele Salı nutuklarıyla yapılamaz.

Mücadelenin yeri alanlar, mahallelerdir. Yani halkın içidir!

Laik demokratik sosyal hukuk devleti ancak, tarafsız ve bağımsız yargı ve halkın tam temsil edildiği dengeli bir parlamenter sistemle oluşur.