Sigorta primleri gerçek ücreti üzerinden değil, asgari ücretten ödenen çalışanlar, işten ayrıldıktan sonra gerçek ücretinin tespiti hakkını kaybetmiş sayılmaz. Hatta emekli bir kişinin bile geriye dönük dava açabilmesi mümkündür

Gerçek ücretin tespiti için dava açmak gerekir

Primlerim asgari ücretten ödendi
Soru: Ben 2007-2010 yılları arasında özel bir şirkette çalıştım. Maaşlar hep elden ödenirdi, SSK primi ise asgari ücretten yatırılıyordu, gerçek maaşlar üzerinden değil. Daha sonra maaşların bankaya yatması zorunluluğu başladı. Bu sefer bankaya asgari ücret yatırdılar, maaşın kalanını elden verdiler, SSK primleri yine asgari ücretten ödendi. 100`e yakın çalışan var, herkesin durumu aynı. Hatta bazıları sigortasız çalıştırılıyor. Benim merak ettiğim ise bu 3 yıl içerisinde SSK primlerimin asıl maaşım üzerinden ödenmediği hakkında şikâyet edebilir ve dava açabilir miyim?

CEVAP: Sorunuz ülkemizde çok yaygın bir uygulama olan çalışanların gerçek ücretleri üzerinden gösterilmemesi sorunu üzerine. Aslında bu sorun sadece çalışanlar bakımından değil, devlet bakımından da önem arz eden bir sorundur. Geçen yılın rakamlarına göre ülkemizde 6,5 milyon civarında asgari ücretli çalışan bulunmaktadır. Ancak devlet de biz de biliyoruz ki bu çalışanların önemli bir bölümü aslında asgari ücretin üzerinde ücretlerle çalıştıkları halde resmi kayıtlarda asgari ücretten gösterilmektedirler. Bu durumda devlet elbette ki ciddi manada vergi ve sigorta primi kayıplarına uğramaktadır.

Emekli aylığı düşük bağlanıyor
Düşük ücretten gösterilmenin bir çalışana pek çok zararı var. Bunların başında da şüphesiz emekli aylığına esas matrahın düşük olması sebebiyle bağlanacak emekli aylığının da düşük olmasıdır.

Tazminatlar eksik hesaplanıyor
İşçinin iş ilişkisinin sonlanması durumunda tazminata hak kazanması koşulunda (kıdem, ihbar, kötü niyet, işe başlatmama tazminatı vb.) ortaya çıkan çeşitli tazminatlar genellikle ücrete endekslidir. Bu tazminatlar hesaplanırken işçinin resmi kayıtlarda görünen ücreti baz alınır. Ücreti gerçek değerinden gösterilmeyen bir işçi doğal olarak bu konuda da zarara uğrayacaktır.

Görülebileceği gibi işçinin bu olumsuz durumdan kaynaklanan pek çok zararı bulunmaktadır. Kronik işsizlik olgusunun etkisinde bulunan ülkemizde pek çok çalışan işe alınırken işverenlerin bu koşullu dayatmasını “hiç değilse sigortam olacak” düşüncesiyle kabul etmekte ve süreç içerisinde uğradıkları zarar sebebiyle bu düşünceleri değişmektedir. Örneğin soruyu gönderen okurumuz da işten ayrıldıktan yıllar sonra harekete geçmek düşüncesindedir.

Geçici iş göremezlik ve işsizlik ödeneği düşük ödeniyor
Bunun dışında istirahatli olduğu süre içinde SGK’den geçici iş göremezlik ödeneği alan bir çalışana yine sigorta prim matrahına bakılarak geçici iş göremezlik ödeneği ödendiğinden doğal olarak bu ödenekte gerçek değerinden değil asgari ücret üzerinden ödeniyor. Aynı durum işsiz kalıp Türkiye İş Kurumu’ndan işsizlik ödeneği almaya hak kazananlar için de geçerli.

***

Ne yapmalı?

Her şeyden önce işe girerken işverenden gelecek asgari ücretten gösterilme teklifi kabul edilmemelidir. Ancak yukarıda da belirttiğimiz gibi ne yazık ki insanlar işsiz kalmaktansa bu teklifi kabul etmek zorunda kalmaktadırlar. Hemen belirtelim ki bu durumda kalan bir çalışan ileride gerçek ücretinin tespiti hakkını kaybetmiş sayılmaz. Hatta emekli olan bir kişinin dahi geriye dönük dava açabilmesi mümkündür. Bunun için de bir avukat aracılığı ile gerçek ücretin tespiti davası açılmalıdır. Bu davalar iş mahkemesinde açılmaktadır. Davalarda başarı şansı elbette ki eldeki kanıtlarla yakından ilgilidir. Mahkemeler somut kanıtların ya da tanıkların yetersizliği gibi durumlarda ayrıca meslek odaları, sendikalar gibi kuruluşlardan da görüş sormakta ve gerçek ücretin tespiti yoluna gitmektedir. Buna ilişkin bir Yargıtay karar özetini aşağıda incelemelerinize sunuyorum;

“Çalışma yaşamında daha az vergi ya da sigorta pirimi ödenmesi amacıyla zaman zaman, iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı görülmektedir. Bu durumda gerçek ücretin tespiti önem kazanır. İşçinin kıdemi, meslek unvanı, fiilen yaptığı iş, işyerinin özellikleri ve emsal işçilere ödenen ücretler gibi hususlar dikkate alındığında imzalı bordrolarda yer alan ücretin gerçeği yansıtmadığı şüphesi ortaya çıktığında, bu konuda tanık beyanları gözetilmeli ve işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek sendikalarla, ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmelidir.” ( Y. 9.H.D. E: 2014/34758 K: 2016/5949 T.14.03.2016