Türkiye gerçekten şansız bir ülke!..

Bugüne kadar siyasette kimler geldi, kimler geçti…

Hükümetler kuruldu. Hükümetler değişti…

Hizmet eden oldu. Edemeyen de…

Halk onları seçti ya da tekrar görev vermedi…

Geldiler ve gittiler!..

•••

İşbaşında olan siyasi partiler, ya başarılı ya da başarısız oldu.

Yandaşlar ortalıkta dolaştı.

Kaynakları yağlamaya çalıştı.

Ülkeyi yönetenler yurttaşı ya rezil ettiler ya da vezir!..

Vezir eden daha sonra yandaşını kayırdı, rezil eden ömrünü doldurdu…

Egemenlik kavgası, mülkiyet tartışması…

Halkın yönetimi yerine ağanın, patronun iktidarı…

Emeğin en yüce değer olduğu anlayışı,

Emekçiyi sömürme çabası…

Darbeler, askeri müdahaleler!..

İşkenceler, idamlar, düşünceye vurulan yasaklar…

Tüm bunları yaşadı Türkiye!..

•••

Halk önce vesayeti destekledi, sonra demokrasi adına direndi.

Asker geri çekildi…

Egemenliği elinde tutan sivil bürokrasi halka karşı koyamadı.

Gençler vardı çağı yakalamak isteyen…

Üniversiteler vardı toplumun vicdanı olan!..

Bilimi, medeniyeti, özgürlüğü ve eşitliği isteyenler yaşamlarına sahip çıktılar…

İnsan onuruna yakışan bir hayatı arzuladıklarını söylediler!..

Parlamenter demokrasiyi bırakmadılar, temsilcileriyle geleceği planlamaya çalıştılar!...

•••

İyisiyle kötüsüyle laik demokratik Cumhuriyet’in üzerinden 94 yıl geçti.

Hukuk devleti olmanın özenini yaşadı bu sürede ülke…

Yurttaşları sosyalleşti.

Sosyal devleti gereklerini anladı…

Gelecek kaygısı olmadan yaşamanın yollarını öğrendi.

Okudu yazdı.

Bilinçlendi.

Düşündü düşüncesini ifade etti!..

Bazen ona kızdılar. Bazen alkışladılar…

Ama her defasında biliyordu ki devlet onundu.

Ve ona her vesile sahip çıkar korurdu!..

•••

Şimdi böyle olmadığını görüyor!..

15 yıldır “kendini bu ülkeye ait olarak görmeyen bir iktidar yönetiyor!..”

•••

O nedenle ormanlarımızı satıyor, sularımızı peşkeş çekiyor, kıyılarımızı tarumar ediyor, madenlerimizi yandaşa veriyor!..

Ülke umurunda değil!..

Değerlerimiz talan edilmiş iktidar için anlamsız!

Gelen paraya bakıyor…

Paranın kimden geldiği belli değil.

Ülkeden ne götürdüğü ise siyasal yönetim için hiç ama hiç önemli değil!..

Yeter ki para gelsin!..

Biraz yol yaparsın, köprünün parasını halkın sırtına koyarsın geri kalanını da yandaşın cebine atarsın…

Bizi bu gün yönetenler ne biz yurttaş olarak tanıyor, ne de bu ülkeye sahip çıkıyor…

•••

Hatırlayın;

Karadeniz’de orman yangınları çok nadir görülür!..

Hele kışın kar yağarken çıkan yangın hiç görülmemiştir!..

Ta ki bu kışa kadar…

Katar Şeyhi helikopterle Trabzon’da dolaştı.

Ertesi gün gezdiği bölge de yangın çıktı…

Geçenlerde itiraf gibi bir açıklama geldi…

“Bu ormanların boş kalmasını istemiyoruz! Hadi bakalım eller cebe!..”

•••

Dersim’in altı bölgesinde başlayan orman yangınları yaklaşık bir haftadır devam ediyor!..

İktidarın umurunda değil..

TV’ler diğer bölgelerde çıkan yangınları haber yaparken Dersim’deki yangından hiç bahsetmiyor…

Bilgi gelmiyor…

Tabii ilgi de duyulmuyor!..

Yetkililer, yangınların çıktığı bölgelerin sarp kayalık ve ulaşılması güç olması nedeniyle müdahale edilemediğini dile getiriyor…

Ancak kamuoyunda çıkan iddialar faklı!..

Dersimliler; “yangına bilinçli olarak müdahale edilmediğini” iddia ediyorlar!..

Önceki gün akşam saatlerinde Dersim Merkeze bağlı “Karşılar köyünden” gelen bir videoda ateşin köye 1 km kadar yaklaştığı ve köylülerin acilen müdahale için yetkililere seslendiği yer almaktaydı!..

Günlerdir söndürülemeyen yangına iktidar tarafından ilgi gösterilmemesi, kasıtlı ihmal iddialarını güçlendirmekte!..

Bugünkü iktidar ülkenin bir yöresine iştahla diğer yöresine kinle yaklaşıyor.

Bu iktidar nefreti körüklüyor. İnsanlar arasında ayırım yapıyor.

Bu durumda ülkesine sahip çıkmayan bir anlayışın maalesef bizi yönettiği gerçeğini bir kez daha gösteriyor!.

•••

Bu anlayışta ki iktidardan bir an önce kurtulmalıyız!..

Etkin kurtuluş yolu, yurttaşlarımızın bilinçlenmesidir…

Okuyan toplumlar etraflarında dönen oyunların farkında olurlar!..

Son 10 günde CHP’li Belediyeler bu gerçeğin farkında olarak kentlerinde düzenledikleri “Kitap günleri ya da Edebiyat festivalleriyle” toplumun bilinçlenmesine katkıda bulunmaya çalışıyorlar!..

Silifke’den sonra Edremit ve Didim’de yazarların katıldığı çok görkemli toplantılar yapıldı.

Hele Edremit’te binlerce insanın kitap almak ve söyleşilere katılarak ülkenin gerçeklerine el koymak adına fuarı doldurması sevinçle izlenmesi gereken bir durumdu…

Edremit Belediye Başkanı Kamil Saka gelecek seneler için Kitap Fuarı’nın daha da görkemli geçmesi için çalışacağını ilan etti.

Didim Belediye Başkanı A. Deniz Atabay 13.sü bu yaz yaptıkları yazarlar festivalinin gelişerek devam edeceğini açıklarken müthiş mutluluk duyuyordu.

•••

Türkiye, bilerek ve özen gösterilerek eğitim ve öğrenimden yoksun bırakılıyor!..

İktidar kendini sadece bu ülkeye ait olarak hissetmiyor.

Aynı zamanda bu ülkenin insanlarını da yurttaşı olarak görmüyor.

Kendisine biat eden bir toplum yaratmanın peşinde!..

Eğitim politikası giderek geriye götürülüyor.

Kindar ve dindar gençlik yetiştirmek için insanların okuması engelleniyor.

Eğitim bilime dayalı olmaktan çıkarıldı dine dayandırıldı.

Türkiye’de 25 kişiye bir kitap düşerken Japonya’da bir kişi 36 kitap okuyor!..

Bu çağdışı konumdan kurtulmanın tek yolu var. Kitap okumak!..

Ayrıca bilinmeli ki; İnsan olan okur!..

Ama maalesef iktidarın kendisi okumuyor!..