16 Nisan’ın ardından beklenen kabine değişikliği dün yapıldı. Kabinenin yeni üyeleri fazla tanınmayan ancak Erdoğan’a tam biat edecek isimlerden oluşuyor

Gerçekten 2019 kabinesi mi?

YAŞAR AYDIN yasaraydin@birgun.net @yasaraydinnn

Yaklaşık bir yıldır beklenen kabine değişikliği nihayet gerçekleşti. 11 bakanlığın koltuklarında bugünden itibaren farklı isimler oturacak. Yeni kabineye ve oluşturulma biçimine bakıldığında hızlıca üç ana başlıkta değerlendirme yapmak mümkün.

1- Etkisiz bir Bakanlar Kurulu
Binali Yıldırım’ın Erdoğan’la görüşme sonrası açıkladığı Bakanlar Kurulu listesi bizim kadar ismi okunanlar için de sürpriz oldu. Çoğu televizyonlardan öğrendi. Bir kısmı memnun olmadı. Tek belirleyici olan Erdoğan, bakan olan vekile bile bilgi vermeden atamasını yaptı. Çünkü artık neredeyse 20 bakanlığın fiilen çok bir hükmü kalmadı. Bu dönemde kendi alanlarına dair yasa değişikliklerini bile basından öğrenen bakanlarla tanıştık. Saray’da oluşturulan gölge kabine bir çok bakanlığı etkisiz hale getirmiş durumda. Bu anlamı ile bazı bakanlıklar “ödül” olarak kabul görüyor.

2- Dengeden vazgeçmedi
Erdoğan Bakanlar Kurulunu oluştururken dikkat ettiği bir başka konu da AKP içinde var olan grupları belli oranda gözetmesi. Kendisi ile açık savaş yürütmeyen tüm çevrelere birer ikişer (kritik bakanlıklar hariç) bakanlık verdi. Böylelikle bu kesimleri hem etrafında tutmaya devam edebiliyor. Kritik bakanlıklarla ilgili tercihini yıllardır birlikte olduğu ve bağlılığından şüphe etmediği isimlerden yana yapıyor.

3- Kabine değişikliği gündemden düşmez
Binali Yıldırm’ın dün açıkladığı kabine birçok televizyon yorumcusu tarafından 2019 seçimlerine götürecek kabine olarak tanıtıldı. Bununla birlikte açıklandığı andan itibaren gerek AKP içinden gerekse AKP’ye yakın odaklardan gelen eleştirilere bakıldığında bu kabinenin de çok uzun ömürlü olamayacağı yönünde oldukça güçlü emareler var. 2018 başı itibari ile bu genişlikte olmazsa bile kabine değişikliği şimdiden konuşuluyor. Bu anlamı ile 2019’a kadar gündemden düşen bir kabine değişikliğinden bahsetmek mümkün değil.

Neden şimdi?
Kabine değişikliğine dair tartışılan zamanlamaya dair. Çok uzun süredir konuşulan revizyonun daha fazla ertelenme şansı kalmamıştı. Ama en az bu neden kadar önemli bir başka konu daha var. Özellikle bazı bakanlıklarda 16 Nisan sonrası atılacak adımlara konusunda kan değişimi artık Erdoğan için zorunlu oldu. Erdoğan içeride ve dışarıda önümüzdeki döneme dair kritik bir sürece girdiğinin farkında. Sürekli ertelediği ama bir şekilde çözüm bulamadığı sorulara ve sorunlara yanıt vermek durumunda. Bu yanıtlar sırasında bazı taktikler gibi bazı isimlerin de değişmesi kaçınılmaz. Erdoğan kendisi açısından fotoğrafın netleştiği alanlarda daha kolay atamasını sağlayacak değişikliklere kabine revizyonu ile başlamış oldu. Ama daha bitmedi. Hem ülke için de hem dışarıda “karar anları” onu bekliyor. Bu yıl sonuna kadar bu karar anlarının sonuçlarına göre şimdi koltuğunda olan 3 bakanlıkta değişim yaşanabilir. Temel görev Erdoğan’ın iktidarda kalması olarak tanımlandığı için bugünün güçlü isimleri gözden düşebilir. Dün Beşir Atalay’ın, bugün Faruk Çelik, Nabi Avcı’nın başına gelenler yarın o isimlerin de başına gelecektir.