Sonuçlar gazetemizin manşetindedir. Tekrarlamayayım.
Aslında ortaya çıkan berbat tablo karşısında fazla söze de gerek yok.
AKP ve IŞİD ittifakı saldırısı altında bir seçim süreci yaşadık ve “demokrasi” diye avunuyoruz.
Ve AKP tek başına hükümet kuracak çoğunluğu “gasp” etti.
Seçim sonrası neler olacak? İstikrar olmayacak, sadece şiddet ve baskıyla faşizmlerini koyulaştıracak ve yaygınlaştıracaklar…
“1 Kasım 1922: Saltanatın kaldırılması. 1 Kasım 2015: Saltanatın kaldırılması” denklemini kuranlar için de bir hüsran.
Bundan böyle canhıraş şekilde “Kasım biiir, tekbiiir” diyecekler.
Ama saltanat faşizmi sevdalılarına biz de yine kendi kelimelerimizi tekrarlayacağız: Faşist, hırsız, katil, yalancı, ahlaksız… Çünkü bunlar birer hakaret kelimeleri değil, durum tespiti için kullanılması zorunlu kelimeler…
Rejim artık fiilen açık faşizme yöneldi.
Şurası kesin gibi: Fiilen değiştirdim dediği rejimi bundan böyle fiilen açık faşizmle, tek adam diktasıyla yönetmeye koyulacak. Sonuçlarını hesap etmez mi? Bakalım elindeki hesap sokaktaki hesaba uyacak mı?
Ve seçim sonuçları belli ki sadece Türkiye için değil aynı zamanda Ortadoğu için de bir sonuç (ya da başlangıç), Kürt sorunu değil artık Kürdistan sorunu söz konusu olduğunda “tek başına” iktidar yeter mi?
Seçim sonrasının provası zaten öncesinde “Her yer AKP her yer faşizm” diye anti-Gezi bir vahşetle sokağa döküldüklerinde yapılmıştı. Elbette “geçici ve gidici” görülen AKP şimdi tek başına hükümet, inşa ettikleri faşizm ve cemaatleştirdikleri cemiyet giderek vahşileşecek.
Tekrar altını çizelim:
Fiilen açık faşizm günleri bizleri bekliyor.
Ama biz de yine “beklersek” asıl felaket işte o zaman gelecek.
Çünkü her zaman bir “yarın” olur ve dolayısıyla “bugün” hep yarım kalır.
Kendi yarınlarımızı ve yarımlarımızı tamamlamak ve onların heveslerini yarım bıraktırmak şart…
Çünkü AKP faşizmi ve şimdi açık faşizmi henüz sözüm ona seçmen sayısının bile ancak yarısını temsil edebiliyor. Toplumun tamamını teslim almak o kadar kolay mı?
Gereği düşünüldü:
“Seçimler” de yapıldıysa, artık söz tamamen sokaklarda, görev açık faşizm karşısında kendimizi tamamlamakta…