İstanbul BBB seçimlerini iptal ettiğini, ama “gerekçesi bilahare gönderilecek” dediği ve “kısa karar” olarak nitelediği kararının ardından 10 Mayıs’ta verdiği kararla YSK,  23 Haziran seçim takvimini belirledi. “Gerekçeli karar”, 20 Mayıs’ta beklenirken, bu kez, iptal gerekçesindeki kayma veya taşma nedeniyle gerekçeli kararın sonraki bir tarihte, yani “bilahare” açıklanacağı açıklaması yapıldı. Başından beri konuya Anayasa ve karar […]

İstanbul BBB seçimlerini iptal ettiğini, ama “gerekçesi bilahare gönderilecek” dediği ve “kısa karar” olarak nitelediği kararının ardından 10 Mayıs’ta verdiği kararla YSK,  23 Haziran seçim takvimini belirledi. “Gerekçeli karar”, 20 Mayıs’ta beklenirken, bu kez, iptal gerekçesindeki kayma veya taşma nedeniyle gerekçeli kararın sonraki bir tarihte, yani “bilahare” açıklanacağı açıklaması yapıldı. Başından beri konuya Anayasa ve karar tekniği açısından bakarak 6 Mayıs günlü “kısa karar”ın sakıncalarına dikkat çekmiştim ve kaygım, 20 Mayıs’ta doğrulanmış oldu. İlkin, YSK’nin “kısa karar” olarak adlandırdığı metindeki iptal nedenini hatırlayalım:

“a) Bir kısım sandık kurullarının, ilçe seçim kurullarınca kanuna aykırı oluşturulması ve bu hususun da seçim sonucuna  müessir olması nedeniyle, 31 Mart 2019 tarihinde yapılan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin iptaliyle yenilenmesine”.

Sonra, gerekçeye ilişkin kaydı anımsatalım:  “gerekçesi bilahare  gönderilecek” .

Nihayet, bu kararların 4’e karşı 7 oy ile alındığı biliniyor.

OY VERME VE SONRASINA İLİŞKİN İŞLEMLER

YSK, 10 Mayıs kararında şunu kararlaştırıyor: “yapılmış olan bir seçimin sadece oy verme ve sonrasına ilişkin bazı işlemler nedeniyle iptal edilmiş ve sonuçlandırılmış olması karşısında seçimin de yeniden yapılmasına karar verilmesi durumunda iptal edilen seçime bağlı olarak yapılan veya yerine getirilen tüm işlemlerin yapılacak olan seçimde tekrarlanmasına gerek bulunmamaktadır”. Görüldüğü üzere, seçim günü öncesi ve sonrası işlemler kaydı açısından, 6 Mayıs ve 10 Mayıs kararları arasında ayrışma var; zira, sandık kurulları, oy verme gününden çok önce oluşturulmuş ve kesinleştirilmiş bulunuyor. Ayrışmanın ikinci halkası, 20 Mayıs günlü açıklama ile ortaya çıkıyor ve bu kez, 6 Mayıs’ta iptal için düşülen kayıt dışında nedenlere yönelme gereği doğduğu anlaşılıyor.

‘KARAR’DAN ‘GEREKÇE’YE

20 Mayıs açıklaması, 7 oy ile karar veren YSK’nin, 6 Mayıs’ta iptal kararının dayanağı olarak belirlediği nedenlerin gerekçe oluşturmaya yeterli olmadığını gösteriyor. Bunun anlamı şu: 6 Mayıs günü iptal kararımı verdikten sonra, bu kararı haklı kılmaya yönelik bulgu ve kanıtları araştırmaya başladım; ancak, ‘sandık kurullarının oluşum tarzı ve bunun sonuca etkili olması’ şeklinde duyurmuş olduğum neden, iptal için yeterli olmadığından yeni bir “gerekçe kurgusu” zorunlu hale geldi.

Böylece, 7 YSK üyesi, Anayasa ve hukuk tekniği bakımından kendi kararlarını çökertmiş oldu.

‘GEREKÇE’DEN ‘KARAR’A

Oysa,  önceki yazılarımda vurguladığım üzere, “bütün mahkemelerin her türlü karar gerekçeli olarak yazılır”. Bunun anlamı basit: yargıçlar,  gerekli ve yeterli kanıt ve bulgulara ulaştıkları zaman, başvuruları kabul veya ret yönünde karar verir. Bu, hem Anayasa hem de yargısal karar tekniği bakımından “hukukun genel ilkesi”dir. Hakimlerin, “Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdani kanaatlerine göre hüküm” verme yükümlülüğü (Any., md.138),  gerekçe-karar diyalektiğini de açıklar: Anayasa-yasa ve hukukun genel ilkelerine uyularak ortaya konulan bulgu ve kanıtlar çerçevesinde ‘vicdani kanaat’ oluşur.

ARTIK DÜZELTİLEMEZ

Anayasa, hukukun genel ilkeleri ve YSK tarafından oluşturulan seçim hukuku genel ilkeleri bakımından ‘geçerlilik koşulları’ taşımayan 6 Mayıs günlü İBBB seçimlerini iptal kararı, 10 Mayıs kararı ve 20 Mayıs ertelemesi ile ağır bir biçimde sakatlandı. Bu itibarla YSK kararı, önümüzdeki günlerde Resmi Gazete’de yayımlansa da, sakatlığı giderilmiş olmayacak ve meşruluk sorunu hep gündemde olacak. Karara karşı başvuru yolları hakkındaki görüşlerimi saklı tutmak kaydı ile,  çabalarımızı, 23 Haziran seçimlerinin adil ve güvenli bir ortamda gerçekleştirilmesi için yapılması  gerekenler üzerine yoğunlaştırmalıyız.