Google Play Store
App Store

‘Kız çocukları için ayrı okul açılabileceğini’ söyleyen Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’e CHP Ankara Milletvekili Gamze Taşçıer tepki gösterdi. Taşçıer, "Taliban zihniyetindeki bir aklın ürünüdür" değerlendirmesinde bulundu.

"Gerekirse kız okulları açabilmeliyiz" diyen Yusuf Tekin'e tepki: Taliban aklının ürünüdür

birgun.net

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Ankara Milletvekili ve Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Kadın-Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu Başkanvekili Gamze Taşcıer, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in "Gerekirse kız okulları açabilmeliyiz" sözlerine tepki gösterdi.

Taşçıer, “Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in karma eğitimi hedef alan sözleri olağanüstü bir skandaldır. Kız çocuklarının okullaşması gibi önemli bir hedefi çarpıtarak öne sürdüğü, sadece kızlara özel okulların olabileceğine dair beklentisini kesinlikle ama kesinlikle, en yüksek perdeden reddediyoruz. ‘Karma eğitim esastır’ ifadesinden sonra gelecek ‘ama’ kelimesi içeren cümleleri asla kabul etmiyoruz. Böyle bir girişime tüm gücümüzle karşı koyacağımızı da açıkça ilan ediyoruz” ifadelerini kullandı.

Söz konusu düzenlemenin Anayasa’daki laiklik ilkesini aykırı olduğunu belirten Taşçıer, “Böylesi bir talep ancak ve ancak Taliban zihniyetindeki bir aklın ürünüdür. Bu Taliban aklının nihai amacının da kız çocuklarının okumasının yasaklanması olacağı, kız çocuklarına özel okul hedefinin bundan sadece bir önceki adım olduğu ortadadır. Kanunen 12 yıllık zorunlu eğitim mecburiyeti varken kız çocuklarının okula gönderilmemesine karşı bulunan çözüm, yasaları uygulamak yerine bir avuç gericinin çağ dışı talebine olumlu yanıt vermek olamaz” diye konuştu.

"KADINLARI TOPLUMDAN İZOLE ETMEYE ÇALIŞIYORLAR"

İktidarın İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme sürecinde de aynı adımı sergilediğini kaydeden CHP'li Taşçıer, şunları kaydetti:

"Evrensel insan haklarına düşman, kadın haklarını tanımayan, kadınların ikinci sınıf insan olması gerektiğini ifade eden ve bizleri evlere hapsetmeyi hayal ederek ellerini ovuşturan bir avuç güruha seçim rüşveti olarak verilen İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararıyla bu ülkede yaşayan 43 milyon kadının can ve beden güvenliğinin sağlanmayacağı tüm Dünya nezdinde ilan edilmişti. Yine Erdoğan tarafından yıllardır hayali kurulan ‘Pembe Üniversiteler’ ve AKP yönetimindeki kimi belediyelerin zaman zaman hatırlattığı ‘pembe otobüsler’ gibi amaçlar da benzer aklın ürünüdür. Varılmak istenen hedefe, yani kadınların ikinci sınıf insan yapılması hedefine, aynı kurbağa deneyinde olduğu gibi küçük ama giderek büyüyen adımlarla toplum farkına varmadan ulaşılmak istendiğini görüyoruz.

"TALİBAN ZİHNİYETİNE GEÇİT VERMEYECEĞİZ"

"İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararı verildiğinde, bir sonraki adımın kadınları toplumdan izole etmeye dönük kararlar olacağını, nafaka hakkının gasp edilmesinin gündeme geleceğini, bugün sözleşmeden çekilmeye bahane edilen ve arkasına sığınılan 6284 sayılı kanunun yok edileceğini, en nihayetinde de Anayasa’daki kadın-erkek eşitliğine dair hükmün ortadan kaldırılmak isteneceğini ifade etmiştik. Bugün de o rotada yüründüğünün net olarak farkındayız. Ancak kadın haklarına yönelik böylesi kapsamlı ve sistematik bir saldırıya karşı tüm gücümüzle, nefesimizle, benliğimizle ve örgütlülüğümüzle karşı duracağımızı da açıkça duyuruyoruz. Türkiye’de Taliban zihniyetine geçit vermeyeceğiz.”