Gerici Bakan Tekin’in portresi
Proje okullarda görevli binlerce öğretmenin sürgün edilmesiyle gündeme oturan Bakan Tekin, MESEM’i ortaokul sıralarına dek indirdi, müfredatı gericileştirdi. Şimdi de biat eden öğretmen profili için kolları sıvadı.

Deniz Güngör
denizgungor@birgun.netAKP iktidarının Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, müsteşar olduğu yıllardan bu yana eğitimde atılan gerici adımların mimarı oldu. Son olarak proje okullardaki öğretmenleri sürgün etmesi ve birçoğunu kadro dışı bırakmasının ardından öğrencilerin itirazlarına kulak tıkayan Tekin’in bugüne dek tartışmalara yol açan ve eğitimi dincileştirmeye yönelik icraatlarına bir göz atalım.
2023 Cumhurbaşkanlığı seçiminin ardından oluşturulan kabinede Milli Eğitim Bakanı olan Tekin, öğrencileri tarikat ve cemaatlerin eline bırakırken bir yandan da biat eden öğretmen yetiştirme hedefinde ısrarcı. Aslında Bakan Tekin’in portresini çıkarırken çok da uzaklara bakmamak gerekiyor.
Hatırlayalım… 2013 ila 2018 yılları arasında eğitimdeki gerici hamleler artarken MEB Müsteşarlığı koltuğunda o dönem Yusuf Tekin oturuyordu. Tekin bu yıllarda Nabi Avcı ve İsmet Yılmaz ile birlikte çalıştı. Bu tarihler arasında 4+4+4 sistemi hayata geçirilirken bir yandan da imam hatiplerin sayısı devasa boyutta arttı. 4+4+4’ün ardından Ensar Vakfı, TÜRGEV gibi birçok gerici vakıf ve dernek protokollerle okullara girdi, adeta öğrenciler bu vakıflara teslim edildi. 2014 yılında kılık kıyafet yönetmeliğinde yapılan değişiklikle ortaokul ve liselerde türban serbest bırakıldı, sonraysa ilkokul seviyesine indirildi. Pek tabii Tekin’in müsteşarlığı sırasında eğitimde atılan gerici adımlar bunlarla sınırlı kalmadı.
Son aylarda attığı her adımda tartışmaların odağına oturan Bakan Tekin’in portresine bakalım…
∗∗∗
MESEM PROJESİ
Çocuk işçiliğin meşrulaştırıldığı MESEM projeleri ise direkt Bakanlık eliyle hayata geçirildi. Şirketlerle imzalanan protokollerle, lise öğrencileri ucuz işgücü haline getirilirken iktidar bununla da yetinmedi. Zanaat atölyeleri adı altında MESEM’leri ortaokul sıralarına dek indiren MEB, “Meslek sahibi yapıyoruz” sözleriyle ise çocuk işçiliği meşrulaştırmaya devam etti. Haftada 1 gün okul, geri kalan 4 gün ise çocukların çalıştırıldığı bu MESEM’lere ise 1 milyonu aşkın genç kayıtlı. Proje kapsamında 9, 10 ve 11’inci sınıf öğrencileri asgari ücretin yüzde 30’u, 12’nci sınıf öğrencileri ise asgari ücretin yüzde 50’sini kazanabiliyor.
MEB, her fırsatta MESEM’lerin artırılmasını isteyen sermayenin emrine amade olurken bu projeye kayıtlı yaklaşık 12 çocuk iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi.
∗∗∗
ÖĞRETMENLİĞE DARBE
Ancak Bakanlığın tek hedefi öğrenciler de olmadı. Kendisine biat eden öğretmen yetiştirmekte kararlı olan MEB, iktidara yakınlığıyla bilinen Eğitim Bir-Sen’in görüşünü alarak hazırladıklarını itiraf ettikleri Öğretmenlik Meslek Kanunu (ÖMK) ile bir dizi “yenilik” yaptı. Bunların başında "öğretmenlerin seçilmeleri, yetiştirilmeleri, atanmaları, hakları, kariyer basamaklarında ilerlemeleri" ile Milli Eğitim Akademisi’nin kurulması, görevleri, teşkilat yapısı ve personeline ilişkin konular yer alıyor. Eğitimcilerin “başarılı olurlarsa” sözleşmeli öğretmen olarak atanacakları Akademi’nin, eğitim fakültelerinin bypass edeceğine yönelik tartışmalar sürerken ÖMK ile “uzman öğretmen, başöğretmen” ve “aday öğretmen” ayrışmasının da önü açıldı.
∗∗∗
ÇEDES PROJESİ
Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum’ (ÇEDES) projesi 2023’te MEB, Diyanet İşleri Başkanlığı ile Gençlik ve Spor Bakanlığı arasında imzalanan protokolle başladı. Projeyle Bakanlık, Din Öğretimi Genel Müdürlüğü ve Diyanet’e geniş görev alanları sağladı. Proje ile din hizmetleri uzmanı, Kuran Kursu öğreticisi, din görevlileri gibi kişilerin ‘manevi danışman’ adı altında öğrencilere, değerler eğitimi vermesinin önü açıldı.
Eğitimcilerin sık sık karşı çıktığı bu proje kapsamında birçok ilde okullara imam atandı. İstanbul’da öğrenciler camilere götürüldü. Birçok ilde cami ve mezarlık temizliği yaptırıldı. Samsun’da sınıf adı altında Kuran Kursu sınıfı açıldı. Kars’ta öğrencilere mezar başında ağıt yaktırılırken Isparta’da öğrencilerin eline gerçek bıçak verilerek ‘Kurban ibadeti’ anlatıldı.

∗∗∗
PROJE OKULLAR
Saray’ın talimatlarıyla hareket eden Tekin’in son hamlesi Proje okullara yaptığı atamalarla yüzlerce öğretmeni sürgün etmek oldu. Kendisi gibi düşünen öğretmen yetiştirmek için her türlü adımı atan Bakanlık, dönüştüremediği, laik ve bilimsel eğitim vermekten vazgeçmeyen öğretmenleri hedef aldı. MEB’in 8 Nisan’da açıkladığı "2025 yılı Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumlarına Öğretmen Atama ve Yönetici Görevlendirme" sonuçları sonrasında 20 binden fazla öğretmenin kadro dışı bırakıldı.
İktidarın 2014’te başlattığı proje okullara ilişkin yönetmelik değişikliğiyle atamalarda liyakat, sınav gibi kriterler artık aranmıyor. Bu okullara atanacak olan öğretmenler okul müdürlerinin kararlarıyla belirlenirken atamada son karar ise Bakanlık tarafından veriliyor. MEB’in onay verdiği öğretmenler ise proje okullara atanıyor.
∗∗∗
MEB’İN MAARİF MODELİ
AKP’nin ‘kindar ve dindir’ nesil yetiştirme projesi olan ‘Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’ ile Bakan Tekin, zorunlu eğitimin her kademesinde ders programlarını dinselleştirdi. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in müfredata ilişkin “Bize özgü bir model olan Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’ni geliştirdik” sözleri ise bunu doğrulayacak nitelikte oldu.
Eğitimcilerin itiraz ettiği müfredatla birlikte derslerde dini referanslar yapılırken “Atatürk ve Cumhuriyet” kavramları seyreltildi, “cihat, kamil insan” ifadeleri ise müfredattaki yerini aldı. Müfredatın Anadolu imam hatip liselerinin dokuzuncu sınıflarında okutulan Temel Dini Bilgiler kitabında Diyanet İşleri Başkanlığı’na referans verildi. Tarih kitaplarında Osmanlı İmparatorluğu’nun propagandası yapılırken önceki müfredatta ‘‘Kuruluş-Yükselme-Duraklama-Gerileme-Dağılma’’ başlıklı öyküsü ‘‘Savaşlar Sarmalında Osmanlı’’ olarak ele alındı. Müfredata ilişkin “medrese eğitimi” eleştirilerinin haklılığını MEB’in, fen bilimleri derslerinde yaptığı dini referanslar da ortaya koydu. Fen Bilimleri dersinin “canlılar ile evrenin oluşumu” konusuna ilişkin paragrafta sure ve ayetlere yer verildi.
∗∗∗
BİNLERCESİ OKULDA DEĞİL!
Türk Eğitim Derneği’nin (TED) “2024 Eğitim Değerlendirme Raporu” ülkede eğitimin geldiği durumu gözler önüne serdi. Raporda öne çıkanlar şu şekilde:
• “OECD ortalamasında öğrenci başına yıllık harcama 14 bin 209 dolar iken, Türkiye'de bu rakam 5 bin 425 dolar.
• MEB bütçesinin yüzde 81,1’i personel giderlerine yüzde 19’u ise eğitime ayrılıyor.
• Türkiye'de temel eğitim harcamalarının yüzde 18,8'i hane halkı tarafından karşılanırken OECD ortalaması yüzde 5,3.
• Zorunlu eğitimdeki 612 bin 814 çocuk okulda değil.
• Okul dışında kalan çocukların yüzde 73,9'u, 14-17 yaş aralığındaki öğrencilerden oluşuyor.”