Konser ve festival yasakları sürerken gericiler bu kez "Büyük Aile Buluşması" adı altında düzenledikleri mitingle LGBTİ+’ları hedef aldı. Şeriat şovuna dönüşen mitinge demokratik kitle örgütleri, siyasi partiler, sanatçılar başta olmak üzere ülkenin dört bir yerinden tepki yağdı.

Gerici, baskıcı, ayrımcı dayatmalara geçit yok
Fotoğraf: Twitter

HABER MERKEZİ

İktidar ve gerici çevreler toplumsal yaşamı hedef almayı sürdürüyor. Peş peşe gelen konser ve festival yasaklarının ardından bu kez LGBTİ+ bireyler hedef tahtasına konuldu. İstanbul Saraçhane’de cemaatlerin ve tarikatların da katılımıyla "Büyük Aile Buluşması" adlı LGBTİ karşıtı yürüyüş gerçekleşti. Fikirde Birlik ve Mücadele Platformu, İsmailağa, Hakyol, Hüdayi Vakfı, Siyer Vakfı, TÜGVA, İHH, Ülkü Ocakları, Yesevi Alperen Ocakları, Osmanlı Ocakları gibi 150’ye yakın kuruluşun yanı sıra Vatan Partisi de mitingde yer aldı. Alanda sık sık nefret sloganları atılırken cübbeli, sarıklı tarikat üyeleri mitingde çalınan müziğe de karşı çıktı. Mitinge katılanlara Türkiye bayraklı tişört, şapka ve sandviç dağıtımı yapıldı. Alana girişlerde kurulan stantlarda yurttaşlardan Cumhurbaşkanı’na gönderilmek üzere “Aileni ve Neslini Koru; Sapkınlığa Dur De” başlıklı taleplerini içeren metni imzalamaları istendi. Katılımcılar çekim yapanlara karşı röportaj verilmemesi konusunda da uyarıldı. RTÜK’ün destek verdiği Valiliğin engel olmadığı yürüyüş adeta gericilik festivaline dönüşürken mitinge siyasi partilerden demokratik kitle örgütleri ve sanatçılara kadar birçok kesimden tepki yağdı.

YÜRÜYÜŞE DÖRT BİR YERDEN TEPKİ YAĞDI

SOL Parti’den yapılan açıklamada, “Nefret söylemini, ayrımcılığı kendine bayrak edinmiş gericilere dur diyelim. LGBTİ+ Hakları insan haklarıdır” denilirken Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, “LGBTİQ+ karşıtı yürüyüşü kamu spotu olarak öneren RTÜK de LGBTİQ+lara karşı nefret söylemi üreten ve bu yürüyüşe izin veren yetkililer de suç işliyor. Asıl halkı kin ve düşmanlığa sevk edenler sizlersiniz. Özgürlüklerimizden vazgeçmeyeceğiz, mücadelemizle eşit özgür yaşayacağız” ifadelerini kullandı. Türkiye Psikiyatri Derneği de “Yapılması planlanan ve bazı kurumlarca desteklenen, nefret temelli LGBTİ+ karşıtı yürüyüş çağrılarını kaygıyla izliyoruz. İlgili tüm kurum ve kişileri bu hatadan bir an önce dönmeye, hakikatin yanında durmaya ve sağduyuya çağırıyoruz” açıklaması yaptı.

LGBTİ+ KISALTMA DEĞİL AİLEMİZDİR

LGBTİ+ ailelerinin oluşturduğu sivil toplum kuruluşu LİSTAG da yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı: “Bizim de ifade özgürlüğümüze alan açın. Toplumsal baskılara, kısıtlamalara maruz bırakılan LGBTİ+’lar bir kısaltma değil ailelerinin bir parçası. Yürüsünler, yürüsünler ki kim olduklarını görelim. Kim olduklarını hatırlayalım. Toplumsal ve tarihsel hafızamıza kazıyalım. Ne de olsa artık aynılar aynı yere, ayrılar ayrı yere yazılıyor. Ancak yürümek istediğimizde bizim de demokratik haklarımızı kullanmamıza, yürüyüş ve ifade özgürlüğümüze alan açın, yasaklamayın.” EMEP Genel Başkanı Ercüment Akdeniz, “İstanbul Sözleşmesi ve LGBTİ’lerin hedefe konması nefret suçudur” vurgusu yaparken HDP Kadın Meclisi’nden yapılan açıklamada ise “Nefret suçundan siyasi rant devşirmeye çalışan, toplumu açıkça kutuplaştıranlar suç işliyor. HDP doğaya ve bütün kimliklere dönük saldırının karşısındadır” denildi. TİP İstanbul Milletvekili Sera Kadıgil de mitinge tepki gösterdi.

Sanatçı ve şarkıcılar da gerici mitinge karşı LGBTİ+ bireylerle dayanışma çağrısı yaptı. Mabel Matiz, “LGBTİ+ karşıtı yürüyüş ve söz konusu kamu spotu ile ilgili herkesi LGBTİ+’larla dayanışmaya çağırıyorum. Uygar bir toplumda böyle bir şeyin yeri yoktur ve ayrımcılık suçtur” dedi. Füsün Demirel, “LGBTI ile dayanışma çağrısına cevap veriyorum. LGBT karşıtları ayrımcılık suçu işlemektedir” ifadelerini kullandı. Şarkıcı Edis ise şu paylaşımı yaptı: “Keşke bu yürüyüş ve kamu spotu yaşam hakları, çalışma hakları ellerinden alınan, kanun önünde eşitlik arayan, cinsel yönelimleri sebebiyle tacize istismara uğrayan LGBTİ+ bireyler için olsaydı. Bu kadar tersine istikamet sizin alnınıza kara bir leke. Acil şifalar diliyorum.”

***

Son hedef Mohsen Namjoo konseri

Son dönemde İsmailağa Cemaati’ne bağlı Müdafa-i İslam Hareketi gibi oluşumların hedef göstererek iptal ettirdiği konser ve festivaller şöyle; Eskişehir Anadolu Fest, Niyazi Koyuncu Pendik Konseri, Zonguldak Kozlu Müzik Festivali, Kazdağı Ekoloji Festivali, Zeytinli Rock Festivali, Munzur Kültür ve Doğa Festivali, ODTÜ Bahar Şenliği, Muş Metin-Kemal Kahraman Konseri, Aynur Doğan Bursa ve Kocaeli konserleri, Başkent Kültür Yolu Festivali Mirae Konseri, Başkent Kültür Yolu Festivali Ara Malikian Konseri, Apolas Lermi Denizli ve Bostancı konserleri, Milyon Fest Fethiye. Balıkesir’in Burhaniye ilçesinde 1 Eylül Dünya Barış Günü nedeniyle düzenlenen konserde, Halkevi Müzik Topluluğu üyesi iki kişinin sahneye çıkmasına izin verilmedi. İnsan Hakları Derneği (İHD) Mersin Şubesi’nin 1 Eylül Dünya Barış Günü konseri Mersin Valiliği’nce yasaklandı. Malatya’da başlaması planlanan Gençlik Festivali de hedefe konan bir diğer festival olmuştu. Ayrıca gericilerin hedef göstermesi sonucu İranlı sanatçı Mohsen Namjoo’nun 3 Aralık’ta Bursa ve 8 Aralık’ta Konya’da yapacağı konser iptal edildi. Bilet satışları durduruldu.

***

Külünk, İstanbul Sözleşmesi’ni hedef aldı

AKP MYK üyesi Metin Külünk, sosyal medya paylaşımlarında İstanbul Sözleşmesi’ni hedef aldı. Sözleşmenin izlerinin eğitim müfredatından silinmesini isteyen Külünk paylaşımların devamında LGBTİ+’ları da hedef gösterdi. Külünk, AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kararıyla feshedilen İstanbul Sözleşmesi’ni hedef aldığı paylaşımında “Sayın Cumhurbaşkanımızın güçlü iradesi ile çıktığımız İstanbul Sözleşmesi’nin izlerini eğitim müfredatındaki tüm izleri silmeliyiz” ifadelerini kullandı. LGBTİ+’ları hedef gösteren Külünk, ilahiyat fakülteleri, felsefe, sosyoloji ve psikoloji bölümlerinin çalışma grubu kurması tavsiyesinde bulundu.