Gericiliğe karşı kadınlar ayakta
Taliban’ın şeriatla hayatını karartmak istediği Afgan kadınlar, karanlığa teslim olmayacaklarını ve mücadeleyi sürdüreceklerini söylüyor. AWA’dan Friba, “Laik değerlere dayalı hükümetin kurulması için mücadeledeyiz. Taliban ile yüz yüze savaşmaktan korkmuyoruz” diye konuştu.
Zilan AKAY
Afganistan’da yönetimi ele geçiren köktendinci Taliban’ın kadınlar üzerinde baskısı devam ederken kadınlar, bu baskıya direnmekte kararlı. Bütün dünya, kadın hakları için Taliban’ı ılımlı bulduğunu ya da Taliban’a tereddütle yaklaştıklarını ve faaliyetlerini takip edeceğini açıkladı. Ancak şu anda köktendinci Taliban’ın şeriat kuralları ile Afgan kadınlar baş başa bırakıldı. Afgan kadınlar eğitim, sağlık, işgücü gibi kamusal alanlardan soyutlanma ile en temel insani haklarının ve hayatlarının ellerinden alınması tehlikesi ile karşı karşıya. Emperyalist işgalci güçlerin, 20 yıl önce girdiği bu topraklara vaat ettikleri özgürlük ve demokrasinin ise birer aldatmacadan ibaret olduğu ortada... Afgan kadınlar irili ufaklı eylemleri ile Taliban’a karşı hak ve özgürlükleri için mücadele ederken karanlık günlerin er ya da geç silineceğine inanıyor.
Ortadoğu’dan Güney Asya’ya kadar uzanan köktendinci örgütlerin varlığı tüm dünya kadınları için laiklik kavramının hayati bir değer taşıdığını gözler önüne seriyor. Dünya kadınlarının, ne emperyalist güçlerin vaat ettikleri özgürlüklerden ne de İslami partiarkal düzenden yana bir beklentisi var. Laiklik için savaşacağını söyleyen Afganistan’daki kadınların da Taliban ile inanç noktasında bir farklılık olmadığını iddia eden AKP iktidarına karşı direnen Türkiye’deki kadınların da mücadelesi ortak.
1977 yılında Afganistan’ın başkenti Kabil’de kurulan Afganistan Devrimci Kadınlar Derneği’nden (Revolutionary Association of the Women of Afghanistan / RAWA) Friba*, kadınların, hakları için verdiği mücadeleyi anlattı.
ZİHNİYETLERİ DEĞİŞMEZ
Afgan kadınların, ihanetler, vahşet ve suçlarla dolu karanlık tarihi unutmadıkları ve affetmedikleri için Taliban’a asla güvenmediklerini aktaran Friba, Ortaçağ zihniyetinden kalma gericilerin gerçek doğasının asla değişmeyeceğine dikkat çekti. “Kadınlara saygı duyuyormuş gibi davranabilir ve kadınların özgürlüklerine karşı olmadıklarını kanıtlayabilirler ancak doğaları ve zihniyetleri bakımından Taliban değişmedi” diyen Friba, sözlerini şöyle sürdürdü: “Onlar, yıllarca binlerce masum Afgan sivili öldürdüler, sayısız intihar saldırısı ve patlamayı düzenlediler. Son birkaç ayda birçok kadın gazeteciyi, sağlık çalışanını, hâkimi ve polis memurunu öldüren aynı kadın düşmanı kişiler. Ghor vilayetinde hamile bir kadın polisi öldürmek, kadın protestoculara saldırmak, ayrılmış bazı kadınları taciz eden kocalarına geri göndermek, erkekler ve kızlar için sınıflar ayırmak, kızlar için kadın öğretmenler atamak, kız öğrencilerin 6. sınıftan daha fazlasına gitmesine engel olmak gibi her türlü baskıyı tekrar uygulamaya koydular. Kadınlar kendilerini hiçbir yerde güvende hissetmiyorlar ve sokaklarda görürler diye Taliban korkusundan dolayı başörtüsü takıyorlar. Elbette biliyoruz ki, Taliban'ın bu ‘ılımlı’ yüzü, en iyi senaryoda, bir hükümetin kendi halkına yönelik ihlallerinin, diktatörlüğünün ve faşizminin en kötü örneği olan İran İslami rejiminin bir kopyası olacaktır.”
MÜSAMMAHA YOK
Kadınlar, köktendinci Taliban ile mücadelede en ön safta yer alıyor. Taliban diktatörlüğüne asla müsamaha göstermeyeceğini belirten Friba, şunları dile getirdi: “Kadınların geçmiş siyasetteki rolünün daha zayıf olmasının tek nedeni, bir yanda ardışık köktendincilerin iktidarda olması, diğer yandan erkek şovenizmi ve kadın haklarını sınırlamak için esas olarak dini ve gelenekleri kullanan ataerkil-feodal sistemdir. Sovyet karşıtı savaş sırasında üniversiteli kadın öğrenciler Kabil'de büyük gösteriler düzenledi, RAWA kuruldu, kadın direnişinin sembolü olan Meena ve birçok kadın aktivist öldürüldü, tutuklandı, zehirlendi ama asla susturulamadı. Artık kadınlar asla susmayacaklar. Kadınlar, sadece eğitim ve iş gibi çok temel yaşam haklarını elde etmek için Taliban ile yüz yüze savaşmaktan korkmuyor.”
Afganistan’ı ‘teröre karşı savaş’ ve ‘kadın hakları’ adı altında işgal eden Amerika ve NATO müttefiklerinin varlığına karşı her zaman sesini yükselttiğini aktaran Friba, “İşgalci güçlerin tek yaptıkları terör ağlarını ve savaş ağalarını güçlendirmekti. Afganistan'ı mafya devletine ve dünyanın en yozlaşmış ülkesine çevirdiler. En affedilmez ihaneti, güvenlik anlaşmalarını imzalayarak Taliban’ı barış görüşmelerine davet ederek 5 bin Taliban mahkûmunu serbest bırakarak ve tanınmış terörist liderin adını BM'nin terörist listesinden çıkararak aleni bir şekilde bir kez daha Taliban yönetimine zemin sağladılar. Emperyalist hükümetlerden daha farklı veya daha iyi bir şey zaten bekleyemezdik. Afganistan'ı sadece kendi çıkarlarını ve mali hedeflerini gerçekleştirmek için kan gölüne çevirdiler. Hiçbir ülkenin demokrasi, özgürlük veya kadın hakları getirdiğine inanmıyoruz. Bu değerlere ancak omuz omuza kadın mücadelesi ile ulaşılabilir” dedi.
KARANLIK SİLİNECEK
Son olarak köktendinci Taliban’a karşı dayanışma çağrısında bulunan Friba, sözlerini şöyle sonlandırdı: “Ülkenin Taliban tarafından ele geçirildiği ilk günden itibaren Afgan kadınlarının seslerini yükselttiğine ve 20 yıl önceki kadın olmadıkları için onlara karşı durduğuna tanık oluyoruz. Bugün, haklarının farkında olan ve haklarını elde etmenin tek yolunun bu köktendinci kadın düşmanına karşı mücadeleden geçtiğini bilen yeni bir kadın kuşağına sahibiz. Dünyanın her yerindeki insanların dayanışmasına ve desteğine ihtiyacımız var. Karanlık günler er ya da geç silinecek ama tarih kadınların şanlı savaşını ve aralarındaki birliği hatırlayacaktır.”
*Friba ismi güvenlik gerekçesiyle değiştirilerek kullanılmıştır. RAWA, isimlerini ve görsellerini tedbir nedeniyle paylaşmıyor.