Pek bir işlevi olmayan meclisimizde dokunulmazlıklar kalktığına göre, artık herhangi bir vekilden yürekli, sorumluluk gerektiren bir tutum beklemek aptallık olur. Birkaç cengâver hariç sesi soluğu çıkacağını sanmıyorum vekillerin. Artık onlar da, biz gazeteciler gibi bolca mahkeme salonlarında ifade verecekler. Diyeceğim, vekilin vekil olmadığı, yargıcın yargıç olmadığı bir ortamdan adalet ve demokrasi beklemek hayli gülünç. Neşeli günler bekliyor bizi!

Vekil nasıl olunur bizim memlekette peki?

Halkınıza tasarılarınızı, gelecek hayallerinizi anlatır, ardından dertlerini dinler, bilimsel ölçülerle çalışır, düşünsel bir zemin sahibi olarak seçime girer, sandıktan çıkar, vekil olursunuz! Bunu demeyi çok isterdim, dilerdim de elbet. Esası şudur; genel başkana kul köle olur, her gün imanınızı tazelersiniz önce… Cebinizde para varsa oraya buraya dağıtırsınız, yeri gelince delege satın alırsınız… Her tür cehalet esastır, mafyavari işlere soyunursunuz, asla ideolojik bir tutarlılığınız olmamalıdır… Sanat, edebiyat, bilimle ilgilenmeniz neredeyse suçtur, toplumun hoşuna giden hamasi cümleler kurarsınız… Ha yeri geldiğinde dün ‘canım’ dediğinize ertesi gün ‘canın çıksın’ dersiniz ve böylece vekil olursunuz…

Şöyle bir bakın Meclis’e; dün ‘hoca’ diye ayaklarına kapandıkları adama kıçını dönmüş AKP’lileri hemen fark edeceksiniz. Yarın da Binali’ye aynı işi yapmak için uygunlar. Bir başvekil eğer düşük profilliyse, vekilleri nasıl olsun ki? Kurultay yaptırmamak demokratik yarışa girmemek için iktidara yamanan milliyetçilere ne demeli? Dün birbirine söven Türkeş ve Bahçeli mesela hangi memleket meselesi yüzünden yeniden kankalar?

CHP vekilleri ortada kaldı, yazık. Tıpış tıpış Ekmeleddin’e oy verdikten sonra, zaten kimse tutarlı, yoldaşça bir tavır beklemiyordu onlardan. Oysa SHP döneminde bu kâbusa tanık oldular, ne çabuk silindi belleklerinden o günler. Kaldı ki, gerici, yobaz, Fetullahçı, liberal olmak CHP’de mümkün; lakin sosyalist, cumhuriyetçi, laik, Kemalist olmak suç!

Gelelim HDP’ye. Nedense sadece onlara yönelikmiş bu yasa gibi algılanıyor. Oysa hakikat bu değil. Pek çok CHP vekili de gidecek mahpusa, öyle görünüyor. HDP vekilleri buradan ciddi bir siyasi güç elde edecekler belki. Ağır bedel ödeyerek elbet! Fakat bazı soruları yanıtlamak zorundalar. Sırrı bey neden mesela Kandil’e onları kim gönderdi, ne istedi, sonra RTE telefon açıp da neler sordu kendisine niye açıklamaz? Niye mahkeme beklenir? Eğer bir toplum yararı varsa çoktan bu bilgi Kürt ve Türk halklarına iletilmeliydi. Ne bekliyor HDP? Neyin pazarlığı bu?

Herkesi yararcılık esir almış vaziyette. Artık büyü bozuldu. Dokunulmazlık yok. Sıradan yurttaş için yoktu gerçi. Esas mesele meclis hiç olmadı RTE döneminde bunu görmek. Adım adım gericilik, karanlık ele geçirdi ülkeyi. Bu bir fırsattır. Buradan çıkmak için çökmüş cumhuriyette olan biten her şeye itiraz ederek, kendi tezlerimizle yola koyulmalıyız. Nedir peki bunlar?

Din ticaretinin son aşamasına gelindi artık. Ne IŞİD ilişkileri gizli kalıyor, ne tecavüzcü vakıflar, ne hırsızlık… Uyumlu, yumuşak olmak mümkün değildir bu çürümüşlüğe, bayağılığa. Toptan direnç gerekir. O halde ‘Gezi’nin yakın geçmiş olduğunu bilerek, orada isyan eden milyonların buharlaşmadığının farkına vararak, artık diktatörlüğün gülünç günlerine geldiğimizi fark ederek; ısrarla bu ırkçı, dinci çevrelere karşı dik olmak zorundayız!

Bu yazıyı yazarken Rıza’nın beklediğimiz iddianamesi yayınlandı, bir manyak şehirlerarası otobüste bir genç kadına cinsel saldırıda bulundu, dindar robot icat edildi falan… Artık bunlar üzerinden konuşmaya gerek yok. Aydınlık ve karanlık arasındaki kavga keskinleşti, netleşti. Kimse bana anlayışlı, ılımlı olmayı önermesin… Çocuklar toprağa bunca kolay verilirken, işçiler yeraltında açlık grevindeyken öfkeliyim ve buna sahip çıkacağım!