“338 yıl önce …” diye başlayan bir yazı daha ilk cümlesiyle okurlarının büyük kısmını kaybetmeye mahkûmdur. Peki ya sonunda yeni gezegenler keşfetmekten bahsedersek?

Gezegen gölgelerinden yeni gezegenlere

Dr. H. Tuğça Şener

Güneş tutulması dediğimiz gök olayında Ay’ın Güneş ile Dünya arasından geçerken, çok hassas bir konuma denk gelmesi sayesinde Güneş’i örttüğünü biliyoruz. Peki ya Ay Dünya’dan bakıldığında Güneş diskini kapatacak kadar büyük değil de, daha küçük olsaydı, mesela bir mercimek tanesi kadar? Güneş ile aramızdan geçen bu mercimek tanesi, Merkür veya Venüs gibi bir gezegen ise ne olur?


Pierre Gassendi, Galileo’dan astronomi dersleri almış ve bir gözlemevi kurmuş Fransız bir filozof, teolog ve astronom. Kurduğu gözlemevinde dönemin takdir edilen astronomlarından oluşturduğu bir ekip ile Orion bulutsusunun ilk gözlemlerini gerçekleştirmiş. Gassendi’nin diğer gözlem kayıtlarında Jüpiter’in uydularının yanı sıra Ay ve Güneş tutulmaları da var. Fakat hepsinden önemlisi gök mekaniği üzerine çalışmalarıyla bilinen ünlü astronom Kepler’in 1629 yılında yaptığı hesaplamaları kullanarak, 1631 Kasım’ında Güneş’in görüntüsünü bir teleskop yardımıyla karanlık bir odanın duvarına yansıtmış ve böylece Merkür’ün Güneş önünden geçişini ilk gözleyen kişi olmuş olması.

Güneş’e gerekli koruyucu araçlar olmaksızın bakacak olursak gözlerimizde kalıcı körlüğe kadar varan bir çok kalıcı hasar meydana gelebileceğini artık hepimiz biliyoruz. Ancak bu, Güneş gözlemleri için her zaman karmaşık aletlere ihtiyacımız olduğu anlamına gelmiyor. Gassendi’nin de kullandığı yansıtma tekniği çeşitli Güneş gözlem yöntemlerinden sadece biri.

Merkür’ün Güneş önünden geçişi 11 Kasım 2019’da Türkiye saatiyle 15:35’te başlayacak ve 21:04’e kadar sürecek. Ancak geçişin tamamını izleme şansımız olmayacak çünkü günbatımı 17:45 civarında başlayacak. Türkiye dahil Dünya’nın çoğu yerinden gözlenebilecek olan bu gök olayı için Türkiye’nin bir çok şehrindeki gözlemevleri çeşitli etkinlikler düzenlemekte. Bulunduğunuz yerde bir gözlem etkinliği yoksa ya da hava kapalı olursa, Merkür geçişini internet üzerinden canlı olarak yayınlayan bir çok web sitesi de bulabilirsiniz.

Merkür’ün Güneş önündeki bir sonraki gösterisi çok da yakın zamanda değil. Yarınki minik ama nadir gök olayını gözleme şansınız olmazsa, bir sonraki için 2032’yi beklemeniz gerekecek.

Tarih boyunca Merkür ve Venüs’ün Güneş önünden geçişini kullanarak yapılan çeşitli gözlemler sayesinde Güneş Sistemimiz’deki boyutlara dair bir çok bilgiye erişildi. Geçiş yöntemi, günümüzde de Güneş benzeri fakat bizden çok daha uzaktaki yıldızların yörüngesindeki gezegenlerin keşfi için kullanılan bir çok yöntemden biri. Bir yıldız etrafında dolanan gezegen, Dünya’dan baktığımızda yıldızın önünden geçiyorsa, yıldızdan aldığımız ışık miktarında bir azalma oluyor. Tıpkı Güneş tutulmasında Ay’ın neden olduğu kararma gibi. Tabii söz konusu uzak yıldızlar olduğunda, ne yıldız ışığı ile Güneş kıyaslanabiliyor ne de gezegen ile Ay’ın boyutu. Buna rağmen çok ufak ışık değişimlerini yüksek hassasiyette ölçmemize izin veren teknikler ve yeni aletler sayesinde bugüne dek yüzlerce gezegen bu yöntemle keşfedildi.

338 yıl önce karanlık bir duvara yansıttığı Güneş görüntüsü ve Merkür gölgesinin günümüzde yepyeni dünyalar keşfetmemize yardımcı olacak olan bir yönteme ışık tutmuş olacağını bilse Gassendi ne hissederdi bilemiyorum. Ancak yarın Merkür’ün, hayat kaynağımız olan Güneş’in önünden geçişini izlemek için beş dakikanızı ayırabilirseniz gökyüzünün ve bilimin evrensel büyüsünü hissedeceğinize inancım sonsuz.
Bulutsuz günler dileğiyle…

cukurda-defineci-avi-540867-1.