4 yıldır tutuklu bulunan iş insanı Osman Kavala’nın da yargılandığı birleştirilmiş Gezi davası, İstanbul Adliyesi'nde görüldü. AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kendisini hedef göstermesinin ardından duruşmalara katılmayacağını duyuran Kavala, davaya katılım göstermedi. Mahkeme, savcının talebine uyarak oy çokluğuyla Kavala'nın tutukluluğuna devam kararı verdi. Kavala'nın tahliye edilmesi yönünde oy kullanan üye hakim, bu aşamadan sonra delil karartma gibi ihtimallerin ortadan kalktığını ve tutukluluk halinin ölçülü olmayacağını vurguladı. Davaya 17 Ocak'ta devam edilecek.

Gezi davası: Kavala yine tahliye edilmedi

HABER MERKEZİ

Yargıtay ve İstinaf mahkemelerinin bozma kararları sonrasında birleştirilen Gezi Davası’nın ikinci duruşması bugün görüldü. Çağlayan'da bulunan İstanbul Adliyesi 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek duruşma salonun küçük olması nedeniyle yine 27. Ağır Ceza Mahkemesi salonuna taşındı.

2017’den bu yana tutuklu bulunan Anadolu Kültür Yönetim Kurulu Başkanı ve iş insanı Osman Kavala’nın da bulunduğu 16 kişi ve Beşiktaş taraftar grubu Çarşı’nın 35 üyesi ile Amerikalı akademisyen Henri Barkey’nin de eklendiği "torba dava" kapsamında, toplamda 52 kişi başta "hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs" olmak üzere birçok suçlama nedeniyle yargılanıyor.

Kavala’nın daha önce tahliye edildiği, Türkiye’nin AİHM’de mahkum edilmesine yol açan iddialar, Türk Ceza Kanunu’ndaki farklı maddelerden sil baştan dava konusu yapılmıştı.

6 yıl önce beraatle sonuçlanan Çarşı davası da Yargıtay tarafından bozuldu ve bu dosya da Gezi davasına eklendi. Böylece, Gezi davası, her biri daha önce yargılama konusu yapılan, iddiaları defalarca tartışılan ayrı dosyaların birleştiği bir torba dava haline geldi.

Geçtiğimiz duruşmada hukuki durumda değişiklik olmadığı gerekçesiyle Osman Kavala'nın tutukluluğunun devamına karar verilmişti.

Bu duruşma Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarının uygulanmasını denetleyen Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi uyarısı açısından da önem arz ediyordu. Avrupa Konseyi, Osman Kavala'nın tutukluluğu ile ilgili Türkiye'ye 30 Kasım’a kadar süre vermiş, Kavala’nın bu tarihe kadar serbest bırakılmaması halinde Türkiye hakkında Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ni (AİHS) ihlal ettiği gerekçesiyle yasal süreç başlatılacağı uyarısında bulunmuştu.

“DİRENİŞİ KİRLETMELERİNE İZİN VERMEYECEĞİZ”

Taksim Dayanışması, Gezi Davası'nın duruşması öncesi Çağlayan Adliyesi önünde basın açıklaması yaptı. Açıklamaya CHP, HDP ve TİP milletvekilleri ile TMMOB gibi demokratik kitle örgütlerinin temsilcileri katıldı.

Taksim Dayanışması adına açıklamayı okuyan Esin Köymen, “Onlarca insanın demokratik hak ve talepleri için parklarda, sokaklarda özgürlük, demokrasi ve insanca yaşam için ortaya koyduğu direnişi kirletmenize izin vermeyeceğiz. Osman Kavala bir kez daha yargılanmak isteniyor. Yeryüzündeki tüm renklerine sahip çıkan, siyah ve beyazı olan Çarşı ailesi bir kez daha yargılanmak isteniyor. Bu beyhude çabanıza izin vermeyeceğiz” diye konuştu.

“SİYASET İSTERSE SERBEST KALIR”

4 yılı aşkın süredir tutuklu bulunan Osman Kavala, AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kendisini "Soros artığı" ifadesiyle hedef göstermesinin ardından yaptığı yazılı açıklamada, duruşmalara katılmayacağını duyurmuştu. Kavala, “Bunlar suçlu olduğum algısı yaratan ve yargıyı doğrudan etkileyen mesajlardır” demiş ve bu şartlar altında adil bir yargılama yapılmasına imkan kalmadığını söyleyerek, bundan sonraki duruşmalara katılmayacağı mesajını vermişti.

Kavala’nın avukatı İlkan Koyuncu da dün yaptığı açıklamada, Kavala’nın tahliye edilip edilmeyeceğine mahkemenin değil siyasetin karar vereceğini belirtmişti.

DURUŞMADAN NOTLAR

Duruşma saat 11.00’de başladı. Üç dosyanın birleşmesi sonucunda 52 kişinin sanık sıfatıyla yargılandığı dava kapsamında 4 yıldan uzun süredir tutuklu bulunan Osman Kavala, daha önceden açıkladığı gibi duruşmaya katılım göstermedi. Duruşmada Fransa, Belçika Danimarka, İsveç, İsviçre, Çekya, İtalya konsolosluk yetkilileri ile Osman Kavala'nın eşi Ayşe Buğra da hazır bulundu.

İlk olarak söz alan Çarşı davası sanıklarından Koray Yalnız’ın avukatı, müvekkilinin yurt dışında yaşadığını ve dosyasının ayrılmasını talep etti.

Çarşı davası avukatlarından Ersan Şen de müvekkili Cem Yakışkan yönünden dosyanın ayrılması talebinde bulundu.

Çarşı davası sanıklarından Yusuf Demirci’nin avukatı Ömer Kavili, davanın bir an önce bitirilip sanıkların beraat alması gerektiğini dile getirdi. Kavili, “Dosyanızdaki evrakların bilgi belge güvenliği yoktur. Lehte olan delillerin dosyanızdan kaybolacağı endişesindeyiz. O konuda mahkemenizin sabıkası var. 30. Ağır Ceza Mahkemesindeki dosyayı Çarşı davası avukatlarına vermeden nasıl olur da bizden esas hakkında beyanda bulunmamızı istersiniz?” dedi.

HAKİMDEN ‘SESİNİ YÜKSELTME’ ÇIKIŞI

Öte yandan mahkeme başkanı, yaptığı savunma sırasında sesini yükselten Avukat Ersan Şen’i uyardı. Bunun üzerine araya giren Avukat Ömer Kavili, uyarı yapılan avukatın sözünün hangi gerekçeyle savunma sınırını aştığının tutanakta belirtilmesi gerektiğini kaydetti.

"ER MEYDANI" ELEŞTİRİSİ

Ayrıca Çarşı davası avukatlarından Yıldız İmrek, meslektaşı Ersan Şen’in mahkeme salonunu “er meydanı” şeklinde nitelendirmesini eleştirdi. Şen’i, “Bir kadın olarak bunu kabul etmiyorum” diyerek eleştiren İmrek’in sözleri, salon tarafından alkışkandı.

“BİRLEŞTİRMENİN HİÇBİR HUKUKİ KOŞULU YOK”

Av. Yıldız İmrek savunmasında ise davanın birleştirilmesinin usulsüz olduğunu ve sanık haklarını engellediğini dile getirdi. Temsil ettiği insanların haklarını savunamadığının altını çizen İmrek, “Çünkü daha temel bir insan hakkı ihlali var. Bir insan haksız hukuksuz yere dört senedir hapiste. Çarşı ve Gezinin torba dava haline gelmesi siyasi irade istediği içindir, çünkü birleştirmenin hiçbir hukuki koşulu yoktur. Siyasi irade istediği için yapılan birleştirme ile dava uzatılmak isteniyor. Bu şekilde müvekkilimin aklanma hakkı ihlal ediliyor” diye konuştu.

“BİR TARAFTAR GRUBUNUN DARBE TEŞEBBÜSÜNDE BULUNMASI ABSÜRT”

Çarşı davasının bir başka avukatı Efkan Bolaç, bir taraftar grubunun hükümete darbe yapmaya teşebbüs ettiği iddiasının absürt olduğunu vurguladı. Diğer tarafta Osman Kavala’nın 1500 gündür tutuklu olduğunu hatırlatan Bolaç, “Bu yargılamanın neden yapıldığına dair ne sizin ne de savcılık makamının bir fikri olduğunu düşünüyorum. Hukuken bu absürtlüğe son verilmesini istiyorum” ifadelerini kullandı.

ARADAN SONRA DURUŞMA DEVAM ETTİ

Öğlen arasının ardından duruşmaya devam edildi. Bu oturumda söz alan Av. Can Atalay, Mücella Yapıcı ve Tayfun Kahraman ile birlikte bir sonraki celsede savunma yapacaklarını, Gezi eylemlerini anlatmak ve savunmak istediklerini söyledi. Sanık Hakan Altınay’ın avukatı Tora Pekin de benzer gerekçeyle savunmayı sonraki celsede sunacaklarını ifade etti.

“BEN HÜKÜM GİYERSEM SOKAK HAYVANLARINA KİM BAKACAK?”

Çarşı davası sanıklarından Erol Özdil, sokak hayvanlarına baktığını belirtti. “Şimdi ben hüküm giyersem onlara kim bakacak?” diye soran Özdil, mahkeme heyetinden beraatini talep etti. Yine Çarlı davası sanıklarından Ayhan Güner, eylemler sırasında Etiler Emniyet Müdürü’nün kendisini aradığını ve yardım istediğini söyledi. Güner, “Gezi boyunca polislerle insanları karşı karşıya getirmedik. Boynumuza sarılıp teşekkür ettiler. Şimdi buradayız” ifadelerini kullandı. Güner ve Çarşı davasının diğer sanıkları Hakan Keskin ile Erdener Karataş da beraat talebinde bulundu.

KAVALA’NIN AVUKATI AYTÖRE: İDDİANAME, MAHKEMEYE YALAN SÖYLÜYOR

Duruşmada daha sonra Osman Kavala’nın avukatı Tolga Deniz Aytöre savunma yaptı. Kavala’nın duruşmalara katılmama kararını desteklediklerini vurgulayan Aytöre, “Çünkü masumiyet karinesi açıkça ihlal edildi” dedi.

Aytöre, Kavala’ya yapılan suçlamaları eleştirerek, “Ülkenin kozmik odasına girildi ve giren kişiler hakkında beraat kararı verildi. Osman Kavala'ya gelince sivil toplum faaliyetleri suçlama oldu. Casusluk suçlaması yapıldı” değerlendirmesinde bulundu.

İddianamenin mahkemeye yalan söylediğini belirten Aytöre, “(Henri) Barkey ile görüşme yok” dedi. Aytöre mahkemeye, komik tutukluluk gerekçelerinin kamu yetkisinin kötüye kullanılması anlamına geldiğini hatırlattı.

'SOROS ARTIĞI' İFADESİNE TEPKİ

Kavala’nın avukatlarından Köksal Bayraktar da müvekkilinin tahliye edilmesini talep eden AİHM kararının uygulanmasının, ‘Anayasal bir zorunluluk’ olduğuna dikkat çekti. Bayraktar, “Anayasaya göre milletlerarası anlaşma olan AİHS kanun hükmündedir” diye konuştu.

Kavala’nın 4 yıldır 4 duvar arasında olduğunu kaydeden Av. Bayraktar, AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Kavala hakkındaki “Soros artığı” ifadesine tepki göstererek, “Müvekkilim ve biz siyasi baskı altındayız. Hiçbir siyasinin 'şunun ya da bunun artığı' demeye hakkı yoktur” dedi.

SAVCI, TUTUKLULUĞUN DEVAMINI İSTEDİ

Avukatların savunması sona erdikten sonra savcı, davanın tek tutuklu sanığı Osman Kavala’nın tutukluluğuna devam edilmesi yönünde karar verilmesini talep etti.

Savcı ayrıca, Gezi ve Çarşı dosyalarının ayrılması taleplerinin reddini istedi.

Mahkeme, karar öncesi duruşmaya 30 dakika ara verdi. Aranın ardından kararını açıklamaya mahkeme, savcının talebine uyarak Osman Kavala'nın tutukluluğunun devamı yönünde karar verdi. Karar, oy çokluğuyla alındı.

Davanın bir sonraki duruşması 17 Ocak 2022 tarihine ertelendi.

TAHLİYE İÇİN OY VEREN ÜYE HAKİMİN GEREKÇESİ: TUTUKLULUK ÖLÇÜLÜ DEĞİL

BBC Türkçe'den Esra Yalçınalp'in haberine göre, mahkeme başkanı ve diğer üye hakimin aksine, Osman Kavala'nın tahliyesi için oy veren üye hakim Kürşad Bektaş, gerekçesinde şu ifadeleri kullandı:

“Sanığın savunmasının alınmış olması, delillerin toplanmış olması, dosya kapsamı, delil durumu, dosyanın geldiği aşama, bu aşamadan sonra sanığın delil karartma ihtimalinin olmaması, sanığın tutuklulukta geçirdiği süre, tutukluluğun bir tedbir oluşu, tutuklulukta istenen amaca adli kontrol tedbirlerinden bir veya birkaçının uygulanması ile ulaşılabileceği, değerlendirilerek sanığın duruma göre ölçülü olmayan tutukluluğun devamı yönündeki çoğunluğun görüşüne katılmayarak, sanığa uygulanacak ölçülü bir veya birkaç adli kontrol tedbiri ile tahliyesi görüşü ve kanaatindeyim.”

AYŞE BUĞRA: BENİM ENDİŞEM, BUNUN NORMAL OLARAK KARŞILANMASI

Osman Kavala’nın eşi Prof. Dr. Ayşe Buğra, duruşma çıkışında açıklamalarda bulundu. Duruşmalarda hep aynı şeyin yaşandığını belirten Buğra, sözlerine şöyle devam etti:

“Duruşmalar bana hep garip geliyor çünkü savcılar, hakkında çok ağır suçlamalar içeren iddianameler yazdıkları bir sanığa soru sormuyorlar. Avukatlar durmadan aynı soruları soruyorlar. Bu normal bir şey değil; ne evrensel hukukun normlarına ne insan haklarına uyuyor. Benim büyük endişem, bu durumun kanıksanması, normalleşmeye başlaması. Sadece burada, bunun normal olarak kabul edilmemesi gerektiğini belirtmek istiyorum.”

DAVANIN GEÇMİŞİ

Gezi eylemlerine ilişkin aralarında iş insanı Osman Kavala, gazeteci Can Dündar, Ayşe Mücella Yapıcı ve oyuncu Mehmet Ali Alabora'nın da bulunduğu 17 sanığın "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçundan yargılandığı dava, 18 Şubat 2020'de karara bağlandı. Osman Kavala'nın da aralarında olduğu 9 sanığın beraatine, firari sanıklar ise dosyalarının ayrılmasına karar verildi.

Savcılık kararı istinafa taşımasının ardından İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi 22 Ocak 2021'de Osman Kavala'nın da aralarında bulunduğu 9 sanığın beraat kararını bozdu. Bozma kararıyla birlikte İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi 28 Nisan 2021'de sanıklar Can Dündar, Mehmet Ali Alabora, Ayşe Pınar Alabora, Gökçe Tüylüoğlu, Handan Meltem Arıkan, Hanzade Hikmet Germiyanoğlu ve İnanç Ekmekçi'nin dosyanın da 9 sanıklı ana davayla birleştirilmesine karar verdi.

Öte yandan Osman Kavala ve hakkında yakalama kararı bulunan eski CIA danışmanı Henri Barkey'in 15 Temmuz Darbe Girişimi’ne ilişkin "Anayasa'yı ihlal" ve "Devletin gizli kalması gereken bilgileri, siyasal veya askerî casusluk maksadıyla temin etme" iddiasıyla İstanbul 36. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılandıkları dava da Gezi Parkı ana davasıyla birleştirildi.

Gezi eyşemlerine ilişkin Beşiktaş’ın taraftar grubu Çarşı üyelerinin de aralarında bulunduğu 35 sanığa, İstanbul 13. Ağır Mahkemesi'nce "Darbeye teşebbüs" ve "İzinsiz gösteri" suçlamasından verilen beraat kararı da Yargıtay tarafından bozuldu.

Bozma kararında davanın İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki aralarında Osman Kavala'nın da bulunduğu Gezi Parkı ana davasıyla ‘hukuki ve fiili irtibatı bulunduğu’ öne sürülerek birleştirilmesi yoluna gidilmesine hükmedildi. Bu karar uyarınca İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi birleştirme için İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nden muvafakat istedi. 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin muvafakat vermesi üzerine davaların 30 Temmuz 2021'de birleştirilmesine karar verildi. Birleşme kararının ardından 52 sanığın yargılandığı ilk duruşma, 8 Ekim 2021'de görüldü.