Gezi Davası'na ilişkin 18 Şubat'ta görülecek olan altıncı duruşma öncesinde TMMOB ve Uluslararası Af Örgütü'nden yapılan açıklamalarla dava sürecine ve yaşanan hukuksuzluklara dikkat çekildi. Gezi davası avukatları da yaptıkları paylaşımla bir önceki duruşmayı terk etme gerekçelerini açıkladı

Gezi Davası öncesi ortak çağrı: Hukuksuzluklar son bulsun

Gezi Davası’nın 18 Şubat’ta görülecek altıncı duruşması öncesinde, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) ve Uluslararası Af Örgütü tarafından yapılan açıklamalarla Gezi Davası’ndaki hukuksuzluklara tepki gösterildi.

'GEZİ'DE OLMAK SUÇ SAYILMAZ'

TMMOB İstanbul İKK Kadın Komisyonu tarafından yarın görülecek Gezi davasına ilişkin yapılan açıklamada "Hepimiz Gezi'deydik, Gezi'de olmak suç sayılamaz" ifadelerine yer verildi.

Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

"Gezi Parkı'nı savunmak yaşamı savunmaktır, özgürlüğü, adaleti savunmaktır. Yasal haklarımızı kullanıp ağaçlara sarılarak Gezi Parkı hepimizin derken; aslında özgürlüğe, demokrasiye sarılıyorduk. Ve şimdi intikam duygusuyla sürdürülen bu davada yargılanan yol arkadaşlarımıza, Mücella Yapıcı'ya sarılıyor ve bu hukuksuzluğa dur diyoruz. Gezi'de özellikle gençler ve kadınlar hayatlarına müdahaleye 'artık yeter' diyerek sokakları doldurmuş, devlet de cadı avında Mücella Yapıcı'yı özellikle hedefine almıştır. Gezi ne bir günlüktür ne de sadece Taksim'dir, Gezi demokrasiye sahip çıkma sürecinde asla unutulmayacak bir simgedir. Gezi gibi bir halk hareketinde azmettirici, finansör aranması abesken, asıl yargılanması gereken insanların ölümüne, yaralanmasına, gözünü kaybetmesine sebep olan kolluk güçleri ve onlara emri veren bürokratlardır. Demokrasiye inanan herkesi bu davaya karşı durmaya çağırıyoruz."

'MUHALİF SESLER ÜZERİNDEKİ AMANSIZ BASKILARA SON VERİLMELİ'

Yarın, Silivri'de görülecek Gezi davası öncesi Uluslararası Af Örgütü de yazılı açıklama yayınladı.

'Bu davanın sonucu dünyanın geri kalanına insan haklarına saygının Türkiye'nin adalet sisteminde yeri olup olmadığını gösterecektir' ifadelerine yer verilen açıklamada, "Türkiye'nin muhalif sesler üzerindeki amansız baskılara son vermesinin zamanı geldi" denildi.

Uluslararası Af Örgütü tarafından yapılan açıklama şu şekilde:

"Bu davanın sonucu dünyanın geri kalanına insan haklarına saygının Türkiye'nin adalet sisteminde yeri olup olmadığını gösterecektir" denilen açıklamada "Osman Kavala, Mücella Yapıcı ve Yiğit Aksakoğlu'nun hükümeti devirmeyi planladıkları iddiasını destekleyecek tek bir delil sunmak bir yana, herhangi bir suça bulaştıklarına dair tek bir delil ortaya koyamayan savcılık onları şartlı tahliye imkânı olmadan ömür boyu hapse mahkûm etmeye çalışıyor. Diğer altı kişi de parmaklıklar ardında 15 ila 20 yıl arasında geçirme tehdidiyle karşı karşıya.

Mahkeme, geçtiğimiz aralık ayında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından Osman Kavala'nın derhal serbest bırakılması kararını uygulamayı bugüne kadar reddetti. Bunun yerine mahkemenin, Osman Kavala'yı ve sekiz diğer sivil toplum insanını mahkûm etmek için acele etmesi, Osman Kavala ve sivil toplumu susturmaya yönelik siyasi güdümlü bir yargılama olduğunu doğruluyor. Türkiye'nin muhalif sesler üzerindeki amansız baskılara son vermesinin zamanı geldi. Osman Kavala derhal serbest bırakılmalı ve tüm sanıklar beraat etmeli."

gezi-davasi-oncesi-ortak-cagri-hukuksuzluklar-son-bulsun-689388-1.

'BU FİLMİ GÖRMÜŞTÜK BİZ'

Gezi davasının 28 Ocak'ta görülen duruşmasında reddi hakim talebinde bulunarak mahkemeyi terk eden avukatlar da yarın görülecek duruşma öncesi Gezi direnişi sırasında kurulan Taksim Dayanışması'nın sosyal medya hesabından bir paylaşımda bulundu. Paylaşımda, "Bu filmi görmüştük biz: deliller muğlak, tanıklar şaibeli, karar sipariş üzerine. Hukuku bitirdiler, bu heyeti kabul etmiyoruz, Gezi'yi savunan kimse yalnız değildir. Milyonlarca şahidimiz var" ifadelerine yer verilerek, son duruşmayı terk etme ve mahkeme heyetini reddetme gerekçeleri açıklandı.

Gezi davasında savcı, Osman Kavala, Yiğit Aksakoğlu ve Mücella Yapıcı için ağırlaştırılmış müebbet hapis, Çiğdem Mater Utku, Ali Hakan Altınay, Mine Özerden, Şerafettin Can Atalay, Tayfun Kahraman ve Yiğit Ali Ekmekçi için ise 20 yıla kadar hapis cezası istemişti.