Gezi davasında ne oldu?

Çizim: Murat Başol

Dilan ESEN

Ülke tarihinin en büyük halk direnişlerinden Gezi yaklaşık 9 yıl önce dünyayı yerinden oynattı. Haksızlık ve adaletsizliğe karşı halkın var ettiği Gezi Direnişi 9 yıl sonra bugün ağırlaştırılmış müebbet hapse çarptırıldı. Bugün İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, halkın umudunu; adalet, özgürlük ve eşitlik arayışını demir parmaklıklar ardına hapsetti.

Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde daha önce iki kez beraat kararı verilen, sanıkların ve avukatların savunma yapmasının engellenmesinin ardından belki de aylar önce kendilerine bildirilen 'kararını' açıkladı. 1637 gündür Silivri Cezaevi'nde tutulan Osman Kavala'ya ağırlaştırılmış müebbet, Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater Utku, Hakan Altınay, Can Atalay, Mine Özerden, Yiğit Ali Ekmekçi, Tayfun Kahraman'a 18’er yıl hapis cezası.

Gezi davasının karar duruşması, 22 Nisan Cuma günü görülmeye başlandı. Cuma günkü duruşmada, önce 8 sanık konuştu, daha sonra da avukatlarının bir kısmı. Sanık avukatlarının savunmaları bitmeyince dava bugün görülmeye devam etti.

Taksim Dayanışması'nın sabah 9.30'da yaptığı açıklamanın ardından duruşma 10.00'da başladı.

Salon hınca hınçtı. Avukatlar, gazeteciler, milletvekilleri ile davayı izlemeye gelenlerin sığmadığı 27. Ağır Ceza Mahkemesi'nin salonunda onlarca kişi pür dikkat duruşmayı izledi.

İş insanı Osman Kavala'nın tutuklu bulunduğu Silivri Cezaevi'nden bağlandığı duruşma, uzun süre karıncalı görüntüsüyle sürdü. Yargılanan 8 kişinin avukatları, mahkeme heyetine ortada ne delilin ne somut bir suçun olduğunu söylese de heyet çoğu zaman kafasını cep telefonları ve bilgisayarının başından kaldırmadı.

AKP'Lİ HAKİM VEKİL OLMAK İSTEMİŞ

Sonra Avukat Evren İşler, mahkeme heyetinin üyelerinden Murat Bircan'ın Samsun'da AKP'den milletvekili aday adayı olduğunu söyleyince salonda sesler yükselmeye başladı. Dosyadaki ilk mağdurun AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan olduğunu hatırlatan İşler, basit bir Google taramasıyla üye hâkim Murat Bircan'ın Bafra Belediyesi Hukuk İşleri Müdürlüğü'nde çalışırken istifa edip hâkim olduğunu gördüklerini de ekledi.

TALİMATA İHTİYACI YOKMUŞ

İşler, "Talimat vermeye gerek var mı? Üye hakim onu seviyor zaten, onun liderliğine!" dedi.

Avukatlar, siyasi bir liderle arasındaki bağı açık eden bir hâkimin karar verme mevkiinde bulunmaması gerektiğine dikkat çekerek davadan çekilmesini istedi. Mahkeme heyeti ise üye hâkim Murat Bircan'ın davadan çekilmesi talebinin "davayı uzatmaya yönelik bir talep olduğuna" karar vererek talebi reddetti. Tüm bunların karşısında üye hakim Bircan yalnızca gülümsedi.

Devam eden duruşmada belki de açıklayacakları kararın kendilerine aylar önce bildirildiği mahkeme heyetiyle birlikte AKP'li olduğu açığa çıkan üye hakim Murat Bircan, kararını açıkladı. Mahkeme heyeti Gezi Direnişi'ne, Osman Kavala'ya ağırlaştırılmış müebbet, Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater Utku, Hakan Altınay, Can Atalay, Mine Özerden, Yiğit Ali Ekmekçi, Tayfun Kahraman'a 18’er yıl hapis cezası verdi.

OĞLUNUN TÜM KATİLLERİ CEZALANDIRILMAYAN ANNE

Cezanın açıklanması henüz bitmemişken arkamdan bir haykırış yükseldi. Gezi Direnişi sırasında polisin attığı gaz fişeğinin başına isabet etmesi sonucu yaralanıp 9 ay komada kaldıktan sonra 11 Mart 2014’te hayatını kaybeden Berkin Elvan’ın annesi Gülsüm Elvan. Gülsüm Anne'nin salondan yükselen boğuk seslerin arasından deşe deşe çıkan sivri ve sert sesi yayıldı bir anda. Salonda herkes kafasını çevirdi ona baktı, Gülsüm anneyse hala haykırıyordu: Oğlumun, çocuklarımızın katillerini yargılamayanlar... Hepiniz hesap vereceksiniz..."

GEZİ'DEN YÜKSELEN YUMRUK

Salondan yükselen "Her yer Taksim her yer direniş", "Gezi Direnişi yargılanamaz" sloganlarının arasına, "Sizden hesap soracağız" bağırışları karışırken yargılanan 8 kişi salondaki sandalyelerin üzerine çıktı, öyle güçlü öyle büyük görünüyorlardı ki hiç pişman olmadıkları, Gezi'yi savundukları Mücella Yapıcı ve Can Atalay'ın yükselen yumruklarında görülebiliyordu.

VERMİYORUZ Kİ ALASINIZ

Herkes bir yandan ağlayıp bir yandan AKP ile bağımsız ve tarafsız olması gerekmesine rağmen hukuksuz bir karar veren heyete lanetler yağdırırken mücadelenin bitmediğini, onların gönderildikleri Silivri Cezaevi'nde devam edecekleri gibi dışarıda da kendilerinin olacağını söylüyordu. Can Atalay, son kez sandalyenin üzerinden konuştu: "Zulme boyun eğmeyeceğiz, zulme karşı direneceğiz. Bu hukuksuz kararı kabul etmeyeceğiz." Atalay henüz konuşmasını bitirmemişken arkadan kim olduğunu bilmediğim bir kişi de o sırada "Alıyoruz" diye seslendi. Kimse vermek istemedi. Salondan tekrar tepkiler yükseldi. 8 kişi, sevdikleri, hiç tanımadıkları salondakilere sarıldı ve merdivenlerden aşağı inip gözden kayboldular. Onlar eşyalarını teslim edip ailelerine sarılırken adliyenin içine çevik kuvvet girdi, az sonra ise adliyenin içinde bekleyenler dışarı çıkarıldı. Adliyenin önündeki meydanda ise dışarı çıkanları yine mahkeme salonunda atılan sloganlar bekliyordu: "Gezi Direnişi yargılanamaz."