Sanatçılar Nur Sürer, Altan Gördüm, Laçin Ceylan ve Sadık Gürbüz, Gezi Direnişi’nin 9’uncu yılında, “Biz de oradaydık diyor. Sadık Gürbüz, “İktidar, o gün nasıl gençlikten Gezi şamarı yediyse çok yakın gelecekte de halktan demokrasi şamarını yiyecek” ifadelerini kullanıyor.

Gezi’de olduğu gibi cevabı halk verecek

Ekin AKYAZ

2013 yılının mayıs ayının sonu ve haziranın başında ülkenin sokaklarında “Her yer Taksim her yer Direniş” sloganları atan pek çok aydın, sanatçı ve akademisyen bugün de 9’uncu yılı geride kalan Gezi Direnişi’ni sahipleniyor. Tıpkı 2013’te olduğu gibi bugün de “Gezi biziz” diyen Nur Sürer, Altan Gördüm, Laçin Ceylan ve Sadık Gürbüz, “Hepimiz oradaydık” ifadelerini kullanıyor. 2013 baharının sonunda önce İstanbul’un daha sonra da kentin en sonunda ülkenin sokaklarını dolduran milyonlar arasında yer alan sanatçılara göre Gezi ilk günkü umutla sahipleniliyor ve direniş 9 yıl sonra bugün de bitmedi, sürüyor.

Hepimiz oradaydık

Oyuncu Nur Sürer, Gezi’den suçlu çıkarılamayacağına dikkat çekiyor ve direnişin polis şiddeti nedeniyle milyonlara ulaştığının da altını çiziyor. Sürer, “Gezi Parkı’nda ağaçların kesilerek yerine Topçu Kışlası ve alışveriş merkezi yapılmasına karşı bir avuç doğa gönüllüsünün başlattığı direniş polisin şiddet kullanması sonucunda milyonlarca yurttaşa ulaşmış ve kitlelerin adalet, demokrasi ve özgürlük taleplerini haykırdığı bir sivil itaatsizlik hareketine dönüşmüştür” diyerek milyonlarca yurttaşın adaletsizliğe karşı demokrasi ve özgürlük talebiyle baş kaldırdığını ifade ediyor. Sürer, sözlerini, “Doğa katliamına, yağmaya, talana ve antidemokratik uygulamalara karşı çıkmak yurttaşlık görevidir, bundan suçlu çıkarmak istiyorsanız hepimiz oradaydık… Hep olacağız” diyerek sonlandırıyor.

Nur SürerNur Sürer

En kıymetli halk hareketi

Oyuncu Altan Gördüm ise Gezi’nin her şeyden bağımsız bir halk hareketi olduğunu vurgu yapıyor. Gezi’nin ülke tarihinin en değerli halk hareketlerinden olduğunun altını çizen Gördüm, “Gezi, politik olmayan insanların dahi ağaçlar kesiliyor diye gittiği, halkın tüm kesimlerinin destek olduğu ülke tarihimizin en değerli ve kıymetli kendiliğinden halk hareketlerinden biridir. Ve doğru örgütlenmeyle, bir araya gelişle halkın nasıl güçlü tepkiler ortaya koyabileceğini göstermiştir” diyor. Gezi davasından çıkan hukuksuz mahkûmiyet kararlarına ve tutuklamalara da değinen Gördüm, şunları söylüyor: “Son dönem verilen kararlar ise yargının bağımsız olmadığını, hukuksuzluğun, tek adam rejiminin sonuçlarının bir kez daha göstergesi oldu. Fakat ne yaparlarsa yapsınlar Gezi'nin değeri, halk hareketi olduğu gerçeği değişmeyecek.”

Altan GördümAltan Gördüm

İktidar Gezi’den şamar yedi

Sanatçı Sadık Gürbüz de Gezi Direnişi’nin halkın var olduğunu gösterdiğini aktarıyor ve “Halkın, halk olduğunun göründüğü bir eylem sürecidir. Direnişin ne olduğunun anlatıldığı bir süreçtir. Birlikte olunduğu zaman iktidarın nasıl halktan korktuğunun göstergesi olmuştur” diye konuşuyor. Halkı korkutmaya yönelik çabaların geçersiz olduğunun Gezi’yle birlikte bir kez daha görüldüğünü dile getiren Gürbüz, “Halkın üzerine korku salmaya çalışmanın geçersiz olduğu ve gençliğin bilincine, zekasına dayanan bir muhalefet çizgisinin önemini göstermiştir. Son dönemde de iktidar verdiği kararlarla, hukuksuz, anayasanın hiçe sayıldığı ve yasasız bir dönemden geçtiğimizi tekrar tekrar ilan ediyor. Bu tam da Gezi birlikteliğinden, Gezi direncinden hâlâ ne korktuklarını gösteriyor” diyor. Gürbüz, “Karşımızda meşruiyetini yitirmiş, anayasaya açıkça uymayan bir iktidar var” diyor ve ekliyor: “Ve onun son çırpınışlarını gözlemliyoruz. İktidar, o gün nasıl gençlikten Gezi şamarı yediyse çok yakın gelecekte de halktan demokrasi şamarını yiyecektir.”

Sadık GürbüzSadık Gürbüz

Gitmeyen kendini eksik hissediyordu

Gezi’yle birlikte birbirinden farklı hatta aykırı seslerin bir araya geldiğine dikkat çeken Oyuncu Laçin Ceylan, o günlerde Gezi Parkı’na gitmeyenin kendisini eksik hissettiğini söylüyor. Gezi’nin yarattığı büyüye değinen Ceylan, şu ifadeleri kullanıyor: “Gezi olağanüstü çeşitlilikte birbirinden farklı hatta birbirine aykırı seslerin bir araya geldiği gücünü birbirini dinleyip kabul etmekten alan çok sesli bir müzik gibiydi. Kendi şiirini kendini yazmış olağanüstü bir ifade biçimi yarattı. Halkın her kesiminden akla gelmez zıtlıktaki insanları hayatımda ilk kez el ele Gezi’de gördüm. O dönem herkes ama herkes illa ki Gezi’ye gitmek en azından bir süre durup sonra evine gitmek istiyordu. Öyle büyülü bir çekim alanı oluşturmuştu. Gitmeyen uğramayan bakmayan kendini eksik hissediyordu”.

Laçin CeylanLaçin Ceylan

Nineler de oradaydı dedeler de

Gezi’nin daha çok genç insanların yarattığı ütopyanın bir nevi provası olduğunu dile getiren Ceylan, anne ve babaların, hatta babaanne ile dedelerin evlatlarını korumak için parka gittiğini söylüyor. Ceylan, şöyle konuşuyor: ” Çalıştığım bir dönemdi ve iş sorasında bile herkes Gezi’ye gitmek ve olanı biteni görmek hissetmek istiyordu. Provakatif ve saldırgan eylemlerin benim tanık olduğum atmosfer ile ruhen hiçbir alakası olamaz çünkü daha çok genç insanların bir ütopya provasıydı olan biten. Çocuklarını korumak için gençlerin anneleri babaları da oradaydı hatta babaanneler dedeler hatırlıyorum evlatlarını kollamaya gelen.”