Gezi Parkı’ndaki ağaçların kesilip yerine Topçu Kışlası yapılmasına karşı başlayıp, kısa sürede milyonlarca kişinin adalet, demokrasi, özgürlük talebiyle sokağa çıktığı bir harekete dönüşen Gezi Direnişi 6. yılını geride bıraktı. 6 yıldır iktidarın her söyleminde hedef gösterdiği, Gezi Direnişi’ne yıllar sonra tekrar dava açıldı. Taksim Dayanışması üyeleri ve yüzlerce yurttaş direnişe katıldıkları ve demokratik protesto haklarını […]

Gezi geçmişe değil geleceğe bakmaktır

Gezi Parkı’ndaki ağaçların kesilip yerine Topçu Kışlası yapılmasına karşı başlayıp, kısa sürede milyonlarca kişinin adalet, demokrasi, özgürlük talebiyle sokağa çıktığı bir harekete dönüşen Gezi Direnişi 6. yılını geride bıraktı.

6 yıldır iktidarın her söyleminde hedef gösterdiği, Gezi Direnişi’ne yıllar sonra tekrar dava açıldı. Taksim Dayanışması üyeleri ve yüzlerce yurttaş direnişe katıldıkları ve demokratik protesto haklarını kullandıkları için yargı tarafından hedef tahtasına oturtuldu.

Dönemin İstanbul Şehir Plancıları Odası Başkanı ve Taksim Dayanışması üyesi Tayfun kahraman ile hem Gezi Direnişi‘ni hem de açılan davayı konuştuk. Gezi aileleri ise direnişin önemine dikkat çekerek davalara ve Gezi’ye sahip çıkma çağrısı yaptı.

BUGÜN DAHA ANLAMLI

“Bu sene altıncı yılında anmak çok daha anlamlı” diyen Kahraman şunları söyledi: “Açılan davalarla birlikte Gezi suçlanmaya ve kriminalize edilmeye çalışılıyor. Gezi’yi sadece yıldönümlerinde değil, bizler esasında hissediyoruz ve yaşıyoruz. Bu ne demek? Şu anda siyasetin kurmuş olduğu yeni dil ve yeni umutlarda bunun filizlenmeye başladığını ve yeni bir sürece girdiğimizi gösteren ilginç detayları da görüyoruz. Gezi esasında bugünden geçmişe bakmak değil, geleceğe bakmak anlamına geliyor. Bugünden geleceğe bakınca da Gezi’deki barışçıl dilin, birlikteliğin bize umut verdiğini ve bundan sonra da umut vereceğini biliyoruz.”

Gezi davasında ilk duruşmanın 24-25 Haziran’da görüleceğini söyleyen Kahraman “Biz bir suç işlemediğimizi, fail olmadığımızı biliyoruz. Bizler Gezi’yi kriminalize etmek, bu şekilde tarihi yeniden yazmak isteyen iktidarın bu amacı uğrunda yargılanıyoruz. Bundan da beraatle çıkacağımıza ve suç bulunacağımıza eminiz. Kendini Gezi’de hisseden herkesin orada olmasını ve bizlere destek olmasını bekliyoruz. Bu dava duruşma salonunda değil, kamu vicdanında kazanılacak bir davadır” dedi.

AK BIR SAYFA YAZILDI

Gezi’nin tarihe ak bir sayfa olarak yazıldığını ifade eden Kahraman şu ifadeleri kullandı: “Davalarla amaçlanan şey tam olarak şudur: Bu ak sayfayı bir utanca çevirmeye çalışmak. Çünkü onlar da biliyorlar ki kullandıkları kutuplaştırıcı dil karşısında Gezi’nin dili gayet birleştirici ve bütünleştirici bir dildi. Kutuplaştırıcı bir dili benimseyen bir siyasetin de hiç işine gelmeyen tam tersine onu reddetmesi gereken bir dildi. Şu anda bu dili reddeden ve oradan darbe girişimi çıkarıp, suç çıkaran bir iktidar var. Buradaki amaç kendi dilini hakim kılmak ve Gezi’nin dilini karalamak.”

GEZI DAVASI

Gezi Direnişi’ne ilişkin açılan dava ise 24 Haziran’da Silivri’de görülecek. İddianameye göre Osman Kavala, Memet Ali Alabora, Mücella Yapıcı, Ayşe Pınar Alabora, Can Dündar, Çiğdem Mater, Gökçe Yılmaz, Handan Meltem Arıkan, İnanç Emekçi, Mine Özerden, Hanzade Hikmet Germiyanoğlu, Can Atalay, Tayfun Kahraman, Yiğit Aksakoğlu, Yiğit Ali Ekmekçi ve Ali Hakan Altınay ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle yargılanıyor.

BUGÜNLER GEZİ İLE AŞILACAK

Gezi Direnişi’nde hayatını kaybeden Ahmet Atakan’ın abisi Zafer Atakan, Berkin Elvan’ın babası Sami Elvan ve Ali İsmail Korkmaz’ın abisi Gürkan Korkmaz da Gezi Direnişi’ne sahip çıkma çağrısı yaptı. Aileler aynı zamanda dava süreçleri hakkında da bilgi verdi.

GEZI’YE SAHIP ÇIKALIM

Zafer Atakan: Bu toplumun mayasında artık 6 yıldır Gezi var. Mevut otorite ve diktatörlük yıkılacak. Gezi bizim için budur. Şu an ülkenin üstünde bir korku imparatorluğu var. Bu da aşılacak Gezi ruhu ile aşılacak. Gezi bu ülkenin asil geleceğidir. Gezi’ye insanlar sahip çıksınlar. Bir kurtuluş reçetemiz olacaksa bu Gezi’dir.

Ahmet’in davası henüz açılamadı. Bizi dğer davalardan ayıran nokta bu. Mahkeme aşamasına henüz gelemedik.

Soruşturma boyutuna ne zaman gelsek savcılar el çektiriliyor. 4 ya da 5 savcı değişti. Delilleri, olayla ilgili bütün her şeyi biz toplamaya çalışıyoruz. Burada bir cinayet var ama biz bir şey yapamıyoruz diyor savcılar. 6 yıl oldu. Henüz dava boyutuna bile getiremedik.

GEZİ HÂLÂ YAŞIYOR

Sami Elvan: Bizim için kötü bir anı ama ülkemiz için çok güzel anıları olan onurlu bir direnişin 6. yılı. Gezi Direnişi bu ülkenin hak mücadelesinin onur mücadelesinin adalet mücadelesi arayışının oluşumudur. O bakımdan Gezi 6. yılında ve Gezi hâlâ saflığıyla doğallığıyla her şeyiyle beraber bu ülkede yaşıyor, yaşamaya da devam edecek ve bizim çocuklarımız da yaşayacak. Berkin’in davasında şu an jandarmanın keşif raporlarını bekliyoruz.

19 Haziran’a ertelendi. O gün göreceğiz işte zaten rapor gelirse her şeyi göreceğiz.

ALİ İSMAİL BİR SİMGE OLDU

Gürhan Korkmaz: Geziyle birlikte Ali İsmail milyonlara ulaştı. Bir simge oldu. Umudun direnişin simgesi… Bu da bize ayrı bir güç veriyor aslında. Ali İsmail’in adını onun hayalleriyle yaşatmaya çalışıyoruz. Gezi insanlarda bir uyanış yarattı. İnsanların o özgürlükçü yanının daha da hissedilecek olduğu bir etki… Bu anlamıyla da Ali İsmail’in ailesi olarak umutluyuz.

Davada maalesef hukuksuz, adaletsiz bir yargılama sonucunda katillere çok basit bir ceza verildi. 19 yaşındaki bir çocuğun bu şekilde işkenceyle öldürülmesinin cezası sadece 3-4 yıl ceza evinde geçirmekle tanımlanamaz. Bu şekilde bir ceza verilemez. Bu anlamıyla adalet duygumuz yaralandı.

ONLAR GİDECEK GEZİ KALACAK

Gezi yaralılarından Aydın Aydoğan ise şunları söyledi:

“Gezi Parkı olaylarından hemen öncesine bakarsak oylarımızla seçtiğimiz insanların gerçek yüzlerini Gezi olaylarına müdahalesi ile gördük. Halk ajan ve muhbir olmaya özendiriliyordu, tek bir adamın egosu ile yönetilen ülke artık herkesin yaşam alanlarına ve tarzları müdahale etmesini kendinde bir hak olarak görmeye başlamıştı. Kimlerin okula gideceğine, kimlerin ne içeceğine (milli içecek ayran)kimlerin okuyacağına, hangi okula gitmesi gerektiğine (imam hatip), okuyan insanların kızlı erkekli okuyup okumayacağına, vapurda kızlı erkekli yolculuk yapılamayacağına, kısacası yaşam almalarına müdahaleden tutun yaşam tarzlarımıza müdahale hakkını kendinde gören dönemin başbakanı Erdoğan’a tepkisel bir cevaptı Gezi olayları…

Ben de bu saikler ile Taksim Gezi Parkı olaylarına gittim, ilk günden itibaren ara ara gittim daha sonra polisin göstericilere orantısız güç kullanması ile devamlı gitmeye başladım. Kaldı ki gözlerimle gördüm; kolluk Kuvvetleri hedef gözetmeden müdahale ediyordu. Düşmanca hasmane tavırlar ile kendi vatandaşının en tabi hakkı olan gösteri ve yürüyüşler kanununu kullanmasını hazmedemeyen siyasi irade kendi tabanına da mesaj vermeyi ihmal etmiyordu. ‘Yüzde elliyi evde zor tutuyoruz’ diyerek toplumu hızla kutuplaştırıyordu. Bu söylemlerden sonra orada sürekli bulunmaya başladım.

11 Haziran günü tekrar sabah 09.00’da oradaydım. Parka saat 11.00 gibi müdahale başladı, aşağıya indiğimde yaralılar vardı. Onları almaya çalışırken atılan gaz fişeği ile aşil tendonum koptu. Şu anda yüzde 45 engelliyim, kim bunun faili; yıllardır dürüst bir şekilde vergi verdiğim, vatandaşı olduğum devlet…

O günden sonra hayatım hızla değişti, işten çıkarıldım defalarca, baskı şiddetlenerek artıyordu. En üstteki irade, “Emri ben verdim” diyordu.

Benim gibi mağdur arkadaşlar olarak birleşip Gezi Gazileri Dayanışma Platformu’nu kurduk. Hukuksal yardım ve dayanışma yaparak sorunların izini çözmeye çalıştık. Karşımızda koca bir devlet vardı, bazı arkadaşlarımıza avukat bulduk, daha sonra maddi durumu sıkıntıya düşen arkadaşlarımıza belediyelerde iş bulduk.

Bizlere karşı başlatılan sanal savaşın olumsuz etkilerinden en çok etkilenenlerden biriyim. Her gün bunu yaşıyorum diyebilirim, ötekileştirilen biri, terörist gözü ile bakılan biri olarak hiç pişman değilim; inanın çünkü biz haklıydık. Şimdi olsa yine giderdim. Onlar gidecek Gezi kalacak.”

GEZİ SÜRÜYOR!

Direnişin yıl dönümünde emek meslek örgütleri ile siyasi partiler de açıklama yaptı. Kurumların açıklamaları şöyle:

TMMOB: Gezi bu ülkenin başına gelen en güzel şeylerden, bu halkın yaşadığı en güzel deneyimlerden biri oldu. Paylaşmanın, dayanışmanın, sahip çıkmanın en güzel örneklerini Gezi günlerinde yaşadık. Unutmayacağız. Bu arada Gezi hala park.

KESK: Paylaşmanın, dayanışmanın, bir arada kardeşçe yaşamanın en güzel örneklerini yaşadık. Gezi’de yitirdiğimiz yoldaşlarımızı saygı ile anıyoruz… Karanlık Gider, Gezi Kalır ! HAZİRAN: Eşit, özgür, laik, bağımsız bir ülkeyi halkın birleşik mücadelesi kuracak! Gezi Sürüyor.

ÖDP: Gezi gelecektir! Laiklik gelecek, özgürlük gelecek, eşitlik gelecek, bağımsızlık gelecek! Halkın birleşik mücadelesi ile kazanacağız.

TKP: Haziran direnişi, atoplumsal mücadeleler tarihimizin birikimi içinde yerini almış, ileri taşıyacağımız bir halk deneyimidir.

HDP: İnsanlar 6 yıl önce emeğine, özgürlüğüne, parkına, ağacına, şehrine sahip çıkmak için Gezi’de bir araya geldiler. Gezi 6 yaşında yaşasın Gezi’nin ruhu!