19 aydır cezaevinde tutuklu bulunan Osman Kavala’nın yanı sıra aralarında Mehmet Ali Alabora, Can Dündar, Mücella Yapıcı gibi isimlerin bulunduğu 16 kişi hakkında “Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs iddiasıyla ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle açılan Gezi Direnişi davası yarın Silivri’de başlıyor. İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Mart ayında kabul edilen Gezi Parkı iddianamesinde, İş […]

Gezi’yi yargılayamazlar Gezi onları yargılayacak

19 aydır cezaevinde tutuklu bulunan Osman Kavala’nın yanı sıra aralarında Mehmet Ali Alabora, Can Dündar, Mücella Yapıcı gibi isimlerin bulunduğu 16 kişi hakkında “Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs iddiasıyla ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle açılan Gezi Direnişi davası yarın Silivri’de başlıyor. İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Mart ayında kabul edilen Gezi Parkı iddianamesinde, İş İnsanı Kavala’nın “Gezi olaylarının organizatörü” olduğu iddia ediliyor. İki gün sürecek duruşma öncesi BirGün’e değerlendirmelerde bulunan Taksim Dayanışması üyesi Mimar Mücella Yapıcı, “Gezi’yi hafızalardan silmek istiyorlar. Hazırladıkları fezlekede cemaatin yasadışı dinlediği telefon görüşmelerimiz var, ’Ilımlı diktatörlük’ rejimlerinde bile böyle iddianame olmaz” diye konuştu.

İddianameler komik

Gezi İddianamesi’nin 2013-2014 yıllarına ait birtakım telefon dinlemelerine ve açık kaynaklara bağlı olduğunu belirten Yapıcı, “ İddianamenin en ilginç yanı, onların deyimiyle FETÖ/PDY örgütüne mensup savcıların hazırladığı fezlekeler olması” dedi. İddianamenin hukuksuz hazırladığını belirten Yapıcı, “Dinlenen telefonlarda gündelik konuşmalarımızı iddianameye almışlar. Benimkiler oldukça eğlenceli, ‘Ya dur daha, devrim yapacağız’ gibi ‘Karpuz keseceğiz’ esprisini almışlar. Ben Beşiktaş’ta oturuyordum, Çarşı’ya gidecektim, arkadaşıma ‘Çarşı’ya gideceğim, gelemem’ demişim, ‘Çarşı ile ilişki mi kurdun sen?’ diyorlar. Daha böyle komik bir sürü şey var” diye konuştu.

“Burada yeni olan şey, bir buçuk yıldır iddianame olmadan rehin tutulur gibi cezaevinde tutulan Osman Kavala” diyen Yapıcı, “Onlara bir suç uydurmak ve elbette Gezi Direnişi’ni kriminalize etmek için kurgulanmış trajikomik bir iddianame. 2500 sayfalık fezlekenin 700 sayfası bizim davadan alınmış. Yani aynı fezlekeyle başka bir suçla dava açılmış. Bu bir hukuk garabetidir. Burada ‘hukuk kararlarına güvenmeyin, biz sizi bir şekilde yargılarız’ gibi bir nevi tehditte bulunuyorlar” ifadelerine değindi.

2760 yıl ceza isteniyor

Kendilerine ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendiğini hatırlatan Yapıcı, Anayasa’nın 312. Maddesi’nden yargılandıklarını ifade ederek, “2760 yıl civarında istenen bir ceza var. Onun üzerine de 140 bin lira para cezası isteniyor. Sanırım iddianamenin 146 tane müştekisi var. Magna Carta’dan beri aslında toplumun en demokratik hakkı olan, şiddet içermeyen sivil itaatsizlik eylemleri bunlar. Bu eylemler hukukun bittiği yerde başlar, ancak burada bir suç unsuru olarak gösteriliyor. Polislere çiçek verilmesi de bir başlıkla örtüştürülüyor, polislerin protesto edilmesi de. Mehmet Ali Alabora’nın eylemler devam ederken bir süre evden çıkmaması bile ‘evde oturma’ başlığı altında ‘sivil itaatsizlik’ olarak gösteriliyor. Hakikaten ’ılımlı diktatörlük’ rejimlerinde bile böyle iddianame olmaz” diye konuştu.

Hukuki değil politik bir dava

Gezi Davası’nın hukuki değil, politik olduğuna değinen Yapıcı, “Bütün baskıcı rejimlerin başvurduğu korku ve baskı iklimini topluma yerleştirmek istiyorlar. Yani kendileri uğraşmadan toplumda otokontrol sistemi yaratmak, hak arama mücadelesinden vazgeçirmek gibi amaçlar bunlar. Çünkü Gezi toplumsal bir hareket ama bana göre en büyük kazanımı öncelikle herkesin kendi devrimini yapmasıydı. Yani insanların kendi zihinlerindeki hapishaneleri yıkmasıydı” dedi.

Gezi Direnişi’nin yargılanamayacağını vurgulayan Yapıcı sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu dava sadece bizim değil, bütün bir geleceğimizin yargılanması. Ne yapılıyorsa yapılsın toplumların barışçı, eşitlikçi, özgürlükçü bir dünyayı kavuşma özlemleri hiç bir zaman yok edilemez. Gezi de asla yargılanamaz. Bir gün bu haksızlıkları Gezi yargılayacaktır.”

***

Gezi’nin çocukları için hukuk işlemedi

Gezi Parkı’ndaki ağaçların kesilip yerine Topçu Kışlası yapılmasına karşı başlayıp kısa sürede milyonlarca kişinin adalet, demokrasi, özgürlük talebiyle sokağa çıktığı bir harekete dönüşen Gezi Direnişi’nde Ali İsmail Korkmaz, Ethem Sarısülük, Mehmet Ayvalıtaş, Abdullah Cömert, Medeni Yıldırım, Berkin Elvan, Ahmet Atakan ve Hasan Ferit Gedik katledildi. Dönemin Başbakanı Erdoğan, “Emri ben verdim, polisimiz destan yazdı” itirafında bulundu. Milyonların katıldığı Gezi direnişinde katledilenlerin davalarındaki adaletsizlikler ve hukuksuzluklar son bulmadı. Ali İsmail Korkmaz, Ethem Sarısülük davası AYM’ye taşındı. Ahmet Atakan ile ilgili dava süreci hâlâ başlamadı. Mehmet Ayvalıtaş, Abdullah Cömert, Berkin Elvan ve Medeni Yıldırım’ın davası sürüyor. Hasan Ferit Gedik’in katledilmesi ile ilgili 35 kişi yargılanırken sadece 3 kişi ceza aldı. Berkin Elvan davasında 6 yıl sonra ancak keşif yapılırken Ethem Sarısülük davası ise 15 bin lira cezayla kapatıldı.

***

Uluslararası destek

Gezi Parkı protestoları davası öncesinde Uluslararası Af Örgütü, Uluslararası Yazarlar Derneği PEN-Almanya Merkezi, Sınır Tanımayan Gazeteciler örgütü ve Türkiye-Almanya Kültür Forumu’nun aralarında bulunduğu sivil toplum kuruluşları ortak bir bildiri yayınlayarak tutuklu yargılanan Osman Kavala ve Yiğit Aksakoğlu’nun derhal serbest bırakılmasını talep etti.

***

Büyük dayanışma

KESK, TMMOB, TTB, DİSK başta olmak üzere çok sayıda emek ve meslek örgütü ile sol parti ve kurum Gezi Davası’na katılım çağrısı yaptı. Çağrılarda özetle şu ifadelere yer verildi: “Deli saçması iddianame ve davalarla Gezi Direnişi’nin kirletilmesine asla izin vermeyeceğiz. Gezi Direnişi dönemiyle ilgili yargılanması gereken birileri varsa onlar, sabaha karşı çadırları ateşe verenlerdir. İnsanların üzerine on binlerce gaz bombasını atarak arkadaşlarımızı sakat bırakanlardır; Abdocan’ı, Mehmet’i, Ethem’i, Ali İsmail’i, Berkin’i aramızdan alanlardır. Gezi direnişi yargılanamaz. Gezi direnişine sahip çıktığımız gibi, yargılanan arkadaşlarımıza da öyle sahip çıkacağız.”